Eski bir söz vardır.
“Şecaat arzederken merd-i kıpti sirkatin söylermiş.”
Türkçesi:
“Çingene marifetini anlatırken, yaptığı hırsızlığı da ifâde edermiş.”
Kimi arkadaşlarımın sayfa paylaşımları midemi kaldırıyor.
Beğeni yapan dostlarımı takip ediyorum, aklın şaşıyor inanın!
O adam gibi adam var ya, gitmiş bir kadın bacağına, kalp koyup
“beğeni” yapmış.
Anında soğuyorum o insandan!
Git ya, git!
Ona özelinden ne dersen, de.
Ama buralarda alenen karizmanı çizdirme!
Neyse ben de içimi dökeceğim bugün.
Ha, beğeni falan yapmanızı da istemiyorum.!.
Sadece okuyun ve işinize gelmedi mi, finaldeki gibi davranın lütfen..!
Konu şudur:
Biz sosyal medyayı, güzel anlamlı bilgi, vs etkinliklere dahil olmak,
Veya, eğlence dünyasıyla vakit öldürmek,
Veya, dostluk ilişkilerini geliştirip, bir eserinin tanıtımı, bir beceri ve yetisinin daha çok kitleye ulaşmasını sağlamak adına,
Veya, benim gibi edebî (yazın, gönül) dostları edinmek adına,
Vs… vs… vs… için kullanırız…
Ama gelin görün ki, bazen akıllarımızın pusulası bile şaşıyor..!
Birkaç duble sonrası kimileri;
Bacağını, mıçını açıp gösterirken,
Kimileri de biraz okur sayısı artınca içlerindeki kurtları (dini, siyasi,) kusuyorlar.
Onlar dilleri, kalemleri ile atamıza sövüp duruyorlar,
Yetmiyor bir de “faşist” diye yaftalıyor, Atatürk milliyetçilerini…
İkili oynayanlar, benim dostum olamaz!
Hele parsel parsel yurdumuzun her zerresini satanlarla işbirliği yapan “her kim olursa,” bizden ırak olsun!
Bu tepkimi basit bir açıklaması var, aslında…
Örneğin:
Orhangazi Köprüsünü Japon’a yaptırdı.
Geçenden 2 akçe, geçmeyenden 3 akçe alıp, köprü borcunu halka ödeten,
Duble yolları yapıp, halka ödetip sonra yabancıya satan,
Emeklinin çalışırken “sağlık parasını her ay kesip,” emekli olunca hastanede ücretsiz tedavi olması gerekirken, “hastane ve katkı paylarını alıp,” Albayrak inşaatlara hastane ihaleleri veren,
Sarayın aylık elektrik giderleri ile binlerce insana ev alınabilirken,
1001 odasını halkın parasıyla temizleten,
Vs… vs… vs…
Yahu nasıl olur da o parti adamlarına alkış tutarsınız???
Sümerbank elden gitti…
Etibank elden gitti…
Şeker fabrikaları elden gitti…
Seka kağıt fabrikaları elden gitti…
Yüzlerce camı inşası yapılıyor yerlerine…
Samani, kağıdı, şekeri, vs ithal eder olduk ya!
%7 tarımı zar zor yapan Japonya bile yıllık tahıl üretimi bizden daha fazla iken,
Araplara topraklarımız neredeyse bedava satılırken,
Ki, sen git bakalım aynı paraya onların ülkesinden toprak satın alabilecek misin?
Ülkem yangın yerine dönerken,
Ve binlerce insan işten atılırken,
Bir öğretmen, çöpten kağıt toplayıp evine ekmek parası götürürken,
Vs…vs…vs…
Ben nasıl onları hala “başım gözüm üstünesin paşam,” der desteklerim ki???
Kendi onurumu baltalamış olmam mı?
Hâlâ şehit kanları akıtan Mehmetçiklerimizin ruhlarını acıtmaz mıyım?
Kendi ağızlarından duyduk:
“İstanbul’u almamız lazım. Sırf aylık geliri ile 81 vilayeti besleyen İstanbul bizim olmalı.” Diye.
İstanbul partilerin şehri olamaz efendim!
İstanbul ve 81 vilayet halkındır.
Sırf bireysel çıkarları, şahsi kazançları için kaç milyon insan 17 yıldır bu ülkeyi yabancılara peşkeş çekti???
Bu vatan kanla kazanıldı.
Küllerinden doğdu efendim!
“2 ayyaş” denildi atalarımıza…
Bize de “çapulcu” dediler, biber gazı sıkıp, asitli sular püskürttüler!
Yeter artık!
Sayfamda böylesi riyakar insanlara yer yok.
Gönlümde ise hiç yer yok.
Az önce yılların kadim gönül dostum olan ” Murat Duman” ve onu alkışlayanları da sildim.
Neden mi?
Eski bir söylem vardı:
“Ayinesi iştir, kişinin lafına bakılmazmış.” Diye.
O birileri kazanamadı, diye üzüntüsünü ifade ederken asıl gönlünde yatanı ifşa ettiği için sildim.
Sayfamda benzer kişiler, benzer düşüncede olanlar varsa lütfen beni yormayın, gidin!
Benim gönlümde yatan aslana, hakaret edenler cehenneme kadar yolu vardır!
ELVEDA!
E.P