Hannah Arandt’ın “Kötülüğün Sıradanlığı” kitabından mülhem bu başlığı koydum. Arendt kitabında, Nazi Almanya’sında olanları, iktidar – bürokratik hiyerarşi – toplum ilişkileri boyutunda inceleyerek, kötülüğün nasıl sıradan hale geldiğini inceliyor. Arendt’ın tartışmalı bu kitabındaki esas vurgu, insanların yapıp ettiklerinin hangi sonuçlara yol açabileceğini düşünmemeleri ve doğru ile yanlışı ayırt etme yetisini kullanmamalarıdır.
Kötülüğün sıradanlaşması, bir toplumun başta vicdani ve ahlaki çöküşünün işaretidir. Burada sorun, kötülüğün sıradan olduğu değil, insanların ona katılması, onun karşısında sessiz kalması ve kötülüğe ortak olarak onu sıradanlaştırması, gündelik hayatın bir parçası haline getirmesi, ‘normalleştirmesidir’! (Normal olan nedir tartışmasına girmeden, yine de bu normal sözünü bir durum çağrışımı yapması nedeniyle kullanıyorum.)
Son yıllarda ülkemizde kötülüğün sınırsızlığı gittikçe artmakla birlikte, sıradanlaşması aynı hızla devam etmemekte. Türkiye’de yönetenlerin kötülük dili her ne kadar toplumun bir kesiminde karşılık görüyorsa da toplumun çoğunluğunun bu kötülüğe rıza göstermediği de bir gerçek. Bu veri, demokrasi için umutlu olmanın dayanak noktasını oluşturmaktadır.
Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir seçim dönemi bu kadar düzeysizleşmedi. Elbette Türkiye’de siyasetin öteden beri karakteristik bir seviyesizliği vardı. Riyakarlık, iftira, yalan, çifte standart, ilkesizlik, ahlaksızlık; bütün bunların toplamı, siyasetin karakteristik seviyesizliğini oluşturur. Böyle durumlarda kötülüğün sınırsızlığı artabilir ama kitlelerin durumuna bağlı olarak her zaman sıradanlaşamaz. İşte biz tam da bu süreci yaşıyoruz.
İstanbul Belediye Başkanlığı seçimini Ekrem İmamoğlu kazandı. İktidarın itirazı üzerine YSK, bu seçimi iptal etti. YSK’nın iptal gerekçeleri hukuken, mantıken ve ahlaken bir tutarsızlık ve hukuk garabeti belgesi olarak tarihe geçecek. Kitleler nezdinde bu iptalin hükmü geçerliliği son derece sınırlı kaldı ve kötülük sıradanlaşamadı.
Seçimlerin 23 Haziran’da yenilenmesi nedeniyle yapılan seçim çalışmalarında iktidarın seçim propagandaları, bir kötülükler……..