2009 EMİTT te Kriz, Soğuk Hava Etkisi ve Kandıra Yoğurdu
EMİTT fuarına ilk yıllarından beri katılırm. Dün de, son beş yıldır aralıksız olarak gelenekselleştirdiğim alışkanlığımı icra ettim. Her yıl Ekin Grubun organize ettiği bu yıl 13. kez gerçekleşen EMİTT fuarının neredeyse bütün salonlarını ve bütün standlarını dolaştım. 11 salonun nizami olarak dolaşılması ilk gelen için zor olsa da düzenli gelenler için o kadar zor olmamakta.
Aslında fuara iki gün zaman ayırmıştım fakat yarınki (bu günkü) hava şartları beni ürkütünce ikinci günkü programımı iptal ettim. Soğuk hava şartlarının etkisinden ziyade krizin etkisi daha fazlaydı sanki. Soğuk hava şartlarına rağmen ziyaretçi sayısında o kadar belirgin bir değişiklik yoktu. Ama ekonomik kriz bu yıl fena vurmuş olacak ki, standlarda kağıt türevli tanıtımlar daha belirgindi. Oysa ki, en fakir stand bile daha önceki yıllarda kendi misyonunu, markasını, imajını reklamını ortaya koymak için bir çok can alıcı tanıtımlar yapmıştı.
Daha önceki yazılarımda fuar ve festivallerin öneminden bahsetmiştim. Ülkemizde fuarların ve festivallerin önemini şu an için bile işletmecilerimizin ve sektör mensubu girişimcilerimizin ancak yarısı tam olarak algıyabilmedir.
Örneğin ben bile bu yıla kadar Kandıra’nın yoğurdunun şöhretinden habersizdim. Silifkenin ve Kanlıca’nın yoğurdunu biliyordum ama Kandıranın yoğurdunu dün fuarda tatma şansım oldu. Her satandda olduğu gibi Kandıra Turizm Birliği’nin standında meslek ve sektörle ilgili birlik müdürüyle sohbete dalınca önümüze bir bakraç kömüş (camış/manda) yoğurdu getirildi. Bu da ne demeden Kandıra’nın çatalla yenen yoğurdu anlatılmaya başlandı.
Kandıra’nın yoğurdu çok güzel tanıtılmıştı. İlk iki gün ilgili ziyaretçilere bir bakraç yoğurt hediye edilmiş. Bu bakraç ta aslının aynısı ama minyatür bir bakraç. Ama bakır oluşu ve içinin kalayına kadar ayrıntılara inilmiş. Böylesi tanıtım öğeleri bölgelerimiz ve kentlerimiz için son derece önemlidir. Ben bile bir bakraç yoğurt önüme gelmese Kandıra’nın da yoğurduyla ünlü olduğunu kim bilir ne zaman öğrenecektim. Bu arada bilenler bilebilir. Yeni öğrenmiş olmamı ayıplamayın. Sonunda geç te olsa öğrenmiş oldum.
Kanlıca’nın yoğurdunu 1995 li yıllarda tatmıştım ama hala Silifke’nin yoğurdunun tadına bakmadım. Silifke standı da gözüme ilişmedi. Silifke’den bir okurum yazımı okursa adresime kargoyla yoğurt gönderebilir. Kargolar nasıl olsa bir günde gelmekte.
Eee, bu pazar yazısının içine de fuardaki yoğurt karıştırdık. Üstelik Kandıra yoğurdunu. Ama bilmeyenler için özellikle belirtmek istiyorum. Bir kase yoğurdun üzerine pekmez damlatarak, (mantının üzerine sos döker gibi) güzel bir kahvaltı çeşidi hazırlamış olursunuz. Deneyin. Ben şahsen öneriyorum.
İştahınız bol, pazar gününüz mutlu ve umutlu olsun.
Not1: Yakınlarınızla ikindi kahvesi içmeyi unutmayın!
Not2:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar, www.timeturk.com, www.gunesgazetesi.net, www.haberanaliz.net www.bilgievreni.com, www.siyasalforum.net www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Balıkesir Demokrat, Marmara Bölge, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
merhaba, ben silifkeden mustafa arda tok matbaa, rekalam ve internet gazeteciliği ile uğraşmaktayım. yazınızı okudum. Sizi silifkeye davet ediyorum. Silifkenin güzelliklerini hep beraber paylaşalım ve yoğurdunu yiyelim. msn adresimi eklerseniz görüşebiliriz. iyi günler..