Bir gün Bakırköy’de gezerken,” öğretmenim “ diye bir ses, baktım Melahat Polat Ufak, oturduk çay, kahve derken geçmişi yad ettik. Sonra “hocalarımdan kimi bulursan, buyurun okuluma sizi bekliyorum “ dedi.
Bugün on üç Mart saat on bir sularında bir telefon.
– Melahat Öğretmenimizi ziyarete gidelim mi?
Ben zaten hazırdım. Değeli Ağabeyim Zelkif Terzi Hocam telefon edince, Melahat Öğretmenimizi aradım,
-Seni saat kaçta ziyarete gelelim, müsait misin?
-Hay hay ne zaman isterseniz şeref verirsiniz.
Bakırköy Kartaltepe İlkokulunun kapısından içeri girince kendimizi Masal Ülkesine giriyor zannettim. Zelkif Ağabey kravatlı sanki öğretmenliğe yeni başlıyormuş gibi heyecanlıydı. Bende öyleydim. Öğlen teneffüsüydü çocukların cıvıltıları arasında öğretmenler odasına varıp kapıyı açınca Melahat hocamız da bizi bekliyordu zaten. Sıcak bir karşılama. Her yer çiçek bahçesi gibi ama öğretmenler odasının havası daha renkliydi ve huzurlu bir ortam olduğu her halinden belli ediyordu kendini.
Çayları içtikten sonra Melahat öğretmenimiz kendi sınıfında bizi tanıttı “ Beşikdüzü Öğretmen Okulunda Öğretmenlerim” deyince ayrı bir gurur duyduk. Sınıfta yazı tahtasında “hoş geldiniz yazıyordu.”
Zelkif Hocam hemen derse başladı “Ala Geyik” şiirini okudu. Tek kişilik tiyatro gibi sundu onu çocuklara. Çocuklar pür dikkat neşe içinde izlediler. Gözlerinden zeka fışkıran bu çocuklar her birisi memleket için hazinene gibi geldi bana. Çünkü sordukları sorular verdiği cevaplar dolu doluydu.
Tam çıkıyoruz sınıftan, Zelkif Abi çocuklara,
-Söyleyin bakalım ben kaç yaşında görünüyorum?
Kimisi altmış bir, altmış iki, kimisi altmış dört, bir çocuk altmış altı dedi, aferini aldı.
-Sen söylemedin deyince çocuk gülümseyerek seksen sekiz diye cevap verdi.
Gülüştük!
Sonra okul müdürü Tuncer Avcı beyin yanına gittik. Çok misafirperverdi, kahveleri içerken Değerli Biyoloji öğretmenimiz Hasan Tanrıverdi de geldi. Yazdıkları kitapları birbirlerine hediye ettiler.” Dağlar derdim var benim, Hasan Tanrıverdi” Müdür beyde imzaladı ”Gölgeler İz Bırakır, Tuncer Avcı” isimli şiir kitaplarını.
Bu türkü söylenmeye görsün
Pir Sultanlar söz bırakır
Köroğlu yürür dağlara
Kırat bir şahlanır ki of anam
Arkasında toz bırakır
Tarih akar, yürek akar
Doğuda çok uzaklarda bir şehname söylenir
Aşıklar saz bırakır…
T. Avcı
Sonra vedalaştık.
“Ah dedim yeniden dünyaya gelsem böyle bir okulda okusam!”
Böyle güzel mutlu bir gün bize yaşattığı için hem Melahat Öğretmenimize teşekkür ediyor, hem de hafızamızın bir köşesinde tatlı bir hatıra olarak kayıt ediyoruz, ileride yad etmek üzere!..
Yusuf YILMAZ
Bu vesileyle ben de ilk okul öğretmenim Nakip ÜSTÜN ve okul müdürüm Bekir OKŞAK’ı rahmetle anıyorum. ?