Nişasta bazlı şeker veya mısır şurubu kotasının iki senede yüzde 10’ dan yüzde 2.5’a kadar düşürülmesi halk sağlığı adına çok önemli bir karardır.
Gıda endüstrisi tarafından üretilen yiyecek ve içeceklerin neredeyse tümünde bulunan mısır şurubu başta obezite, diyabet, karaciğer yağlanması, kanserler, kalp- damar hastalıkları olmak üzere birçok kronik hastalığın oluşumunda en önemli etkenlerden biridir.Sağlığımız için şeker pancarı veya şeker kamışından elde edilenler de dâhil olmak üzere bütün şekerler de bilhassa fazla miktarda alındığında zararlıdır ama mısır şurubu hepsinden daha zararlıdır.
Mısır şurubundaki şekerin pancar ve şeker kamışındaki şekerden çok önemli farkları vardır. Şeker pancarından elde edilen şekerde glikoz ve früktoz eşit miktarlarda ve birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olarak bulunur. Bunlar sindirim sistemindeki enzimler tarafından glikoz ve früktoza parçalanır ve emilir.
Mısır şurubunda da glikoz ve früktoz bulunmakla beraber bunlarda früktoz yüzde 55 glikoz yüzde 45 oranındadır ve bunlar birbirine bağlı değildir, serbesttir. Bu sebeple de bunların parçalanması gerekmez ve hızla kana emilirler.
Serbest früktoz moleküllerinin emilimi için daha fazla enerjiye ihtiyaç olması bağırsaklardaki enerji kaynaklarının (ATP) çabuk tükenmesine, bu da bağırsak hücreleri arasındaki sıkı bağların açılması ve bağırsak geçirgenliğinin artmasına yol açar.
Bağırsak geçirgenliğinin artmasıya henüz hazmedilmemiş yiyecek parçaları ve zararlı bakterileri kolayca vücuda girer ve tüm kronik hastalıkların altında yatan kronik iltihabı başlatırlar.
Früktoz emildikten sonra doğrudan karaciğere taşınır ve burada yağa yani trigliserit ve kolesterole dönüştürülür. Hızla emilen glikoz insülin ve leptin hormonlarının salgılanmasına yol açar ve bu sayede tokluk hissi oluşur. Oysa früktoz insülin ve leptin salgılanmasını sağlamaz ve bu yüzden de doyma hissi oluşmaz, insanlar yedikçe yemek isterler.
Meyvelerdeki früktoz diğer besin ögeleri ve liflerle beraber kompleks bir yapıda bulunduğu için aşırı yenmedikçe mısır şurubu ve şeker pancarındaki früktozun sebep olduğu biyolojik olaylara yol açmaz.
Mısır şurubuna neden hayır?
Mısır şurubu genetiği değiştirilmiş mısırdan üretilmesi yanında, nişastasının parçalanmasında kullanılan enzimler de GDO’ ludur. Ayrıca mısır şurubunda insan sağlığına zararlı olacak miktarda cıva da bulunabilir.
Mısır şurubu ile ilişkilendirilen hastalıklar:
BİR: Karaciğer yağlanması
İKİ: Obezite ve diyabet
ÜÇ: Kanser
DÖRT: Hipertansiyon
BEŞ: Koroner kalp hastalığı
ALTI: Geçirgen bağırsak sendromu
Gelelim neticeye
BİR: Mısır şurubu sadece şeker ve kaloriden ibarettir, hiçbir enzim, vitamin ve mineral ihtiva etmez.
İKİ: Früktoz glikozdan çok daha tatlı ve çok daha ucuz olduğu için ve gıdaların raf ömrünü uzattığı için endüstri tarafından tercih edilir, marketlerde hazır yiyecek ve içeceklerde bulunur fakat mısır şurubu olarak satılmaz.
ÜÇ: Mısır şurubu şeker pancarı şekerine göre tabii bir ürün olmayıp mısırdan enzimler aracılığıyla kimyasal olarak elde edilir.
DÖRT: Mısır şurubu çağımızda salgın gibi artan tüm kronik hastalıkların en önemli sebeplerindendir.
BEŞ: Sadece mısır şurubundan değil şekerlerin tümünden olabildiğince uzak durmak gerekir, unutmayın, şeker en tatlı zehirdir.
Nişasta bazlı şeker veya mısır şurubu kotasının iki senede yüzde 10’ dan yüzde 2.5’a kadar düşürülmesi halk sağlığı adına çok önemli bir karardır.
Gıda endüstrisi tarafından üretilen yiyecek ve içeceklerin neredeyse tümünde bulunan mısır şurubu başta obezite, diyabet, karaciğer yağlanması, kanserler, kalp- damar hastalıkları olmak üzere birçok kronik hastalığın oluşumunda en önemli etkenlerden biridir.Sağlığımız için şeker pancarı veya şeker kamışından elde edilenler de dâhil olmak üzere bütün şekerler de bilhassa fazla miktarda alındığında zararlıdır ama mısır şurubu hepsinden daha zararlıdır.
Mısır şurubundaki şekerin pancar ve şeker kamışındaki şekerden çok önemli farkları vardır. Şeker pancarından elde edilen şekerde glikoz ve früktoz eşit miktarlarda ve birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olarak bulunur. Bunlar sindirim sistemindeki enzimler tarafından glikoz ve früktoza parçalanır ve emilir.
Mısır şurubunda da glikoz ve früktoz bulunmakla beraber bunlarda früktoz yüzde 55 glikoz yüzde 45 oranındadır ve bunlar birbirine bağlı değildir, serbesttir. Bu sebeple de bunların parçalanması gerekmez ve hızla kana emilirler.
Serbest früktoz moleküllerinin emilimi için daha fazla enerjiye ihtiyaç olması bağırsaklardaki enerji kaynaklarının (ATP) çabuk tükenmesine, bu da bağırsak hücreleri arasındaki sıkı bağların açılması ve bağırsak geçirgenliğinin artmasına yol açar.
Bağırsak geçirgenliğinin artmasıya henüz hazmedilmemiş yiyecek parçaları ve zararlı bakterileri kolayca vücuda girer ve tüm kronik hastalıkların altında yatan kronik iltihabı başlatırlar.
Früktoz emildikten sonra doğrudan karaciğere taşınır ve burada yağa yani trigliserit ve kolesterole dönüştürülür. Hızla emilen glikoz insülin ve leptin hormonlarının salgılanmasına yol açar ve bu sayede tokluk hissi oluşur. Oysa früktoz insülin ve leptin salgılanmasını sağlamaz ve bu yüzden de doyma hissi oluşmaz, insanlar yedikçe yemek isterler.
Meyvelerdeki früktoz diğer besin ögeleri ve liflerle beraber kompleks bir yapıda bulunduğu için aşırı yenmedikçe mısır şurubu ve şeker pancarındaki früktozun sebep olduğu biyolojik olaylara yol açmaz.
Mısır şurubuna neden hayır?
Mısır şurubu genetiği değiştirilmiş mısırdan üretilmesi yanında, nişastasının parçalanmasında kullanılan enzimler de GDO’ ludur. Ayrıca mısır şurubunda insan sağlığına zararlı olacak miktarda cıva da bulunabilir.
Mısır şurubu ile ilişkilendirilen hastalıklar:
BİR: Karaciğer yağlanması
İKİ: Obezite ve diyabet
ÜÇ: Kanser
DÖRT: Hipertansiyon
BEŞ: Koroner kalp hastalığı
ALTI: Geçirgen bağırsak sendromu
Gelelim neticeye
BİR: Mısır şurubu sadece şeker ve kaloriden ibarettir, hiçbir enzim, vitamin ve mineral ihtiva etmez.
İKİ: Früktoz glikozdan çok daha tatlı ve çok daha ucuz olduğu için ve gıdaların raf ömrünü uzattığı için endüstri tarafından tercih edilir, marketlerde hazır yiyecek ve içeceklerde bulunur fakat mısır şurubu olarak satılmaz.
ÜÇ: Mısır şurubu şeker pancarı şekerine göre tabii bir ürün olmayıp mısırdan enzimler aracılığıyla kimyasal olarak elde edilir.
DÖRT: Mısır şurubu çağımızda salgın gibi artan tüm kronik hastalıkların en önemli sebeplerindendir.
BEŞ: Sadece mısır şurubundan değil şekerlerin tümünden olabildiğince uzak durmak gerekir, unutmayın, şeker en tatlı zehirdir.
Nişasta bazlı şeker veya mısır şurubu kotasının iki senede yüzde 10’ dan yüzde 2.5’a kadar düşürülmesi halk sağlığı adına çok önemli bir karardır.
Gıda endüstrisi tarafından üretilen yiyecek ve içeceklerin neredeyse tümünde bulunan mısır şurubu başta obezite, diyabet, karaciğer yağlanması, kanserler, kalp- damar hastalıkları olmak üzere birçok kronik hastalığın oluşumunda en önemli etkenlerden biridir.Sağlığımız için şeker pancarı veya şeker kamışından elde edilenler de dâhil olmak üzere bütün şekerler de bilhassa fazla miktarda alındığında zararlıdır ama mısır şurubu hepsinden daha zararlıdır.
Mısır şurubundaki şekerin pancar ve şeker kamışındaki şekerden çok önemli farkları vardır. Şeker pancarından elde edilen şekerde glikoz ve früktoz eşit miktarlarda ve birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olarak bulunur. Bunlar sindirim sistemindeki enzimler tarafından glikoz ve früktoza parçalanır ve emilir.
Mısır şurubunda da glikoz ve früktoz bulunmakla beraber bunlarda früktoz yüzde 55 glikoz yüzde 45 oranındadır ve bunlar birbirine bağlı değildir, serbesttir. Bu sebeple de bunların parçalanması gerekmez ve hızla kana emilirler.
Serbest früktoz moleküllerinin emilimi için daha fazla enerjiye ihtiyaç olması bağırsaklardaki enerji kaynaklarının (ATP) çabuk tükenmesine, bu da bağırsak hücreleri arasındaki sıkı bağların açılması ve bağırsak geçirgenliğinin artmasına yol açar.
Bağırsak geçirgenliğinin artmasıya henüz hazmedilmemiş yiyecek parçaları ve zararlı bakterileri kolayca vücuda girer ve tüm kronik hastalıkların altında yatan kronik iltihabı başlatırlar.
Früktoz emildikten sonra doğrudan karaciğere taşınır ve burada yağa yani trigliserit ve kolesterole dönüştürülür. Hızla emilen glikoz insülin ve leptin hormonlarının salgılanmasına yol açar ve bu sayede tokluk hissi oluşur. Oysa früktoz insülin ve leptin salgılanmasını sağlamaz ve bu yüzden de doyma hissi oluşmaz, insanlar yedikçe yemek isterler.
Meyvelerdeki früktoz diğer besin ögeleri ve liflerle beraber kompleks bir yapıda bulunduğu için aşırı yenmedikçe mısır şurubu ve şeker pancarındaki früktozun sebep olduğu biyolojik olaylara yol açmaz.
Mısır şurubuna neden hayır?
Mısır şurubu genetiği değiştirilmiş mısırdan üretilmesi yanında, nişastasının parçalanmasında kullanılan enzimler de GDO’ ludur. Ayrıca mısır şurubunda insan sağlığına zararlı olacak miktarda cıva da bulunabilir.
Mısır şurubu ile ilişkilendirilen hastalıklar:
BİR: Karaciğer yağlanması
İKİ: Obezite ve diyabet
ÜÇ: Kanser
DÖRT: Hipertansiyon
BEŞ: Koroner kalp hastalığı
ALTI: Geçirgen bağırsak sendromu
Gelelim neticeye
BİR: Mısır şurubu sadece şeker ve kaloriden ibarettir, hiçbir enzim, vitamin ve mineral ihtiva etmez.
İKİ: Früktoz glikozdan çok daha tatlı ve çok daha ucuz olduğu için ve gıdaların raf ömrünü uzattığı için endüstri tarafından tercih edilir, marketlerde hazır yiyecek ve içeceklerde bulunur fakat mısır şurubu olarak satılmaz.
ÜÇ: Mısır şurubu şeker pancarı şekerine göre tabii bir ürün olmayıp mısırdan enzimler aracılığıyla kimyasal olarak elde edilir.
DÖRT: Mısır şurubu çağımızda salgın gibi artan tüm kronik hastalıkların en önemli sebeplerindendir.
BEŞ: Sadece mısır şurubundan değil şekerlerin tümünden olabildiğince uzak durmak gerekir, unutmayın, şeker en tatlı zehirdir.
Nişasta bazlı şeker veya mısır şurubu kotasının iki senede yüzde 10’ dan yüzde 2.5’a kadar düşürülmesi halk sağlığı adına çok önemli bir karardır.
Gıda endüstrisi tarafından üretilen yiyecek ve içeceklerin neredeyse tümünde bulunan mısır şurubu başta obezite, diyabet, karaciğer yağlanması, kanserler, kalp- damar hastalıkları olmak üzere birçok kronik hastalığın oluşumunda en önemli etkenlerden biridir.Sağlığımız için şeker pancarı veya şeker kamışından elde edilenler de dâhil olmak üzere bütün şekerler de bilhassa fazla miktarda alındığında zararlıdır ama mısır şurubu hepsinden daha zararlıdır.
Mısır şurubundaki şekerin pancar ve şeker kamışındaki şekerden çok önemli farkları vardır. Şeker pancarından elde edilen şekerde glikoz ve früktoz eşit miktarlarda ve birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olarak bulunur. Bunlar sindirim sistemindeki enzimler tarafından glikoz ve früktoza parçalanır ve emilir.
Mısır şurubunda da glikoz ve früktoz bulunmakla beraber bunlarda früktoz yüzde 55 glikoz yüzde 45 oranındadır ve bunlar birbirine bağlı değildir, serbesttir. Bu sebeple de bunların parçalanması gerekmez ve hızla kana emilirler.
Serbest früktoz moleküllerinin emilimi için daha fazla enerjiye ihtiyaç olması bağırsaklardaki enerji kaynaklarının (ATP) çabuk tükenmesine, bu da bağırsak hücreleri arasındaki sıkı bağların açılması ve bağırsak geçirgenliğinin artmasına yol açar.
Bağırsak geçirgenliğinin artmasıya henüz hazmedilmemiş yiyecek parçaları ve zararlı bakterileri kolayca vücuda girer ve tüm kronik hastalıkların altında yatan kronik iltihabı başlatırlar.
Früktoz emildikten sonra doğrudan karaciğere taşınır ve burada yağa yani trigliserit ve kolesterole dönüştürülür. Hızla emilen glikoz insülin ve leptin hormonlarının salgılanmasına yol açar ve bu sayede tokluk hissi oluşur. Oysa früktoz insülin ve leptin salgılanmasını sağlamaz ve bu yüzden de doyma hissi oluşmaz, insanlar yedikçe yemek isterler.
Meyvelerdeki früktoz diğer besin ögeleri ve liflerle beraber kompleks bir yapıda bulunduğu için aşırı yenmedikçe mısır şurubu ve şeker pancarındaki früktozun sebep olduğu biyolojik olaylara yol açmaz.
Mısır şurubuna neden hayır?
Mısır şurubu genetiği değiştirilmiş mısırdan üretilmesi yanında, nişastasının parçalanmasında kullanılan enzimler de GDO’ ludur. Ayrıca mısır şurubunda insan sağlığına zararlı olacak miktarda cıva da bulunabilir.
Mısır şurubu ile ilişkilendirilen hastalıklar:
BİR: Karaciğer yağlanması
İKİ: Obezite ve diyabet
ÜÇ: Kanser
DÖRT: Hipertansiyon
BEŞ: Koroner kalp hastalığı
ALTI: Geçirgen bağırsak sendromu
Gelelim neticeye
BİR: Mısır şurubu sadece şeker ve kaloriden ibarettir, hiçbir enzim, vitamin ve mineral ihtiva etmez.
İKİ: Früktoz glikozdan çok daha tatlı ve çok daha ucuz olduğu için ve gıdaların raf ömrünü uzattığı için endüstri tarafından tercih edilir, marketlerde hazır yiyecek ve içeceklerde bulunur fakat mısır şurubu olarak satılmaz.
ÜÇ: Mısır şurubu şeker pancarı şekerine göre tabii bir ürün olmayıp mısırdan enzimler aracılığıyla kimyasal olarak elde edilir.
DÖRT: Mısır şurubu çağımızda salgın gibi artan tüm kronik hastalıkların en önemli sebeplerindendir.
BEŞ: Sadece mısır şurubundan değil şekerlerin tümünden olabildiğince uzak durmak gerekir, unutmayın, şeker en tatlı zehirdir.
Sayın doktorum benim anlamadığım; bunca GDO’su değiştirilmiş, genlerinde oynanmış ürünler yememize rağmen insan ömrü uzadı. Örneğin Türkiye’de ortalama yaş 65’lerden şimdi 80-90’lara çıktı. Ki yabancı ülkelerde bu sınır daha da yüksek deniyor…
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.
Sayın doktorum benim anlamadığım; bunca GDO’su değiştirilmiş, genlerinde oynanmış ürünler yememize rağmen insan ömrü uzadı. Örneğin Türkiye’de ortalama yaş 65’lerden şimdi 80-90’lara çıktı. Ki yabancı ülkelerde bu sınır daha da yüksek deniyor…