Geçen haftaki, “AKP’nin Türkiyesi” başlıklı yazımda; ülkemizin içinde bulunduğu feci durumu dile getirmiştim. Hafta içinde, tespitlerimi teyit eden gelişmeler oldu ve Adnan Oktar operasyonu başlatıldı.
1- Elbette, çok sayıdaki Türk vatandaşı gibi, ben de, niçin bunca yıl beklendiğini; açıkça icra edilen kanunsuzluklara ve utanmazlıklara göz yumulduğunu; aynen Fetö olayındaki vahim hataların, neden tekrar edildiğini; bunların siyasilerce korunup – korunmadığını; merak ediyorum. Ve elbette, ciddi bir sonuç alınıp-alınmayacağı yıllarca önce yapıldığı gibi, olayın üstünün örtülüp-örtülemeyeceği konusunda; endişe duyuyorum. Zira; rüşvetin ahlâksızlıkların, şantajların ve hukuksuzlukların, etrafı nasıl işgal ettiğini görüyorum. Suçlular, her tarafa hakim, Devlet çarkı ve hukuk düzeni felç olmuş durumda. Medyanın çoğunluğu, diziler ve filmler de bu yangını körükleyip duruyor.
2- Yıllardır; her türlü ahlâksızlığa-sahtekârlığı-dolandırıcılığa, şahit oluyoruz. Ve halkımız bir türlü akıllanmıyor. Aldatılmaya doymuyor. Hırsını, köşe dönme arzusunu, aç gözlülüğünü, inanç ve irade zafiyetini, şükürsüzlüğünü, çalışmadan kazanma ve zengin olma fikrini, tüketim çılgınlığını, terk etmiyor. Ve peş peşe de aldatılıyor, soyuluyor.
a) Ne yazık ki, bu konularda, en büyük vebal, Devlete aittir. Zira, Devlet devamlı olarak, bu ahlâksız düzeni teşvik etmektedir.
-Devlet; Tasarruf Bonosu, Konut Edindirme Fonu vb. uygulamalarla halkını kandırmıştır.
-Kurban ve deri bağışları ile ilgili rezaletler, herkesin hafızasındadır.
-Kızılay, ÇEK ve THK kurumları ile ilgili olaylar da bitip tükenmemektedir.
-Tüm talih oyunları, Milli Piyango, at yarışları, Borsa vb. uygulamalar; insanlarımızın ahlâkını bozmaktadır.
b) Bugüne kadar sayısız banker- halka açık şirket ve holding-Banka (başta Uzan ailesi olmak üzere)-Jet Fadıl-Çiftlikbank-Saadet Zinciri- (İnsanları her açıdan istismar eden) cemaatler ve vakıflar-Sahtekâr inşaatçılar -(Güya faizsiz) finans kurumu-yandaşlara kaynak aktaran ihale ve özelleştirmeler – (Bosna olaylarında yaşanan) Mercümek olayı-(halkı devamlı aldatan, her türlü ahlâksızlığı irtikap eden) politikacılar-görmedik mi?
Ve hâlâ akıllanmadık. Hâlâ aldatılıyoruz. Niçin?
-Millet olarak, çok cahil bırakıldık. Ne dinimizi biliyoruz ne de dünyamızı. Okumuyor, araştırmıyor, tefekkür etmiyoruz. Beynimizi, rahatlıkla, ne idüğü belirsiz birine ipotek edebiliyor ve köleliğe razı oluyoruz. Böylece insani, dini ve milli duygularımız da, kolayca istismar edilebiliyor. (Nitekim Oktar Babuna’nın “kan kanseri” yalanına hepimiz inandık. Tüm imkânlarımızı seferber ettik. Sağlık Bakanına kulak asmadık ve “gen haritamızın” yabancı ellere geçmesine, destek verdik.)
-Bir kısmımız da; tehdit ve şantajlara mahkum oluyor. Zira; eline-diline ve beline hakim olamamış. Ya rüşvet almış ya da harama uçkur çözmüş. Onun bedelini ödüyor. Mafyaların ve çetelerin kölesi haline geliyor.
3- Peki, çözüm nedir? Edep ve Güzel ahlâk;
a) Doğumdan itibaren, anne ve babalar; tüm tahsil hayatı boyunca tüm öğretmenler; tüm din adamları; ülkeyi yönetenler; devamlı olarak, “güzel ahlâk” konusunu işlemelidirler. Ve elbette, kendileri de güzel birer örnek olmalıdırlar.
b) Hayatım boyunca, Rahmetli Babamın; “Daima aşağı bakıp şükret, yukarı bakıp hased etme”; “Yaptığın iyiliği hemen unut; Sana yapılanı hayatın boyunca unutma”; “Ne ekersen onu biçersin. Başkalarına zarar verirsen sen daha fazla zarara uğrarsın”; “Sakın Allah’tan (cc.) başkasına kulluk etme, eğilme” sözlerini aklımdan hiç çıkarmadım. Bilerek harama bulaşmadım, hediye ve davetleri kabul etmedim.
Ayrıca, Sevgili Peygamberimizin (SAV); “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için geldim” Hadis-i şerif’ini düstur edindim. Bütün ibadetlerin amacının bunu sağlamak olduğunu idrak ettim.
c) Gördüm ki; ilk yalan, yüzlerce yalanın anası olmaktadır ve insanı eninde-sonunda rezil etmektedir. Harama el uzatmayan; zinaya ve fuhuşa yaklaşmayan; yanlış arkadaş seçmeyen; aklını kimseye ipotek etmeyen; hak etmediğine el uzatmayan; dürüstlükten ayrılmayan; rüşvete bulaşmayan; lüks tutkusunu yenen, gösteriş budalası olmayan; gerçek İslâm’ın bilim-tefekkür-güçlü irade-Nefse hakimiyet-şükür- cömertlik- çalışkanlık- vatan ve insan sevgisi- olduğunu idrak eden; bir kişi, kimseden korkmaz. Onu, kimse tehdit edemez, şantaj yapamaz. Görevini yapmaktan alıkoyamaz. Basiret, feraset ve fazilet örneği olur. Huzuru ve mutluluğu bulur…