Ey benim her şeyin en iyisi, en yükseğiyle sınanan kalbim. Ey benim aklımın yetmediği onca duyguyu yine bana karşı siper eden kalbim. Beyoğlu, Sıraselviler caddesinde dolaşırken ayaklarının bir ileri bir geri gitmesiyle vardığın bir binanın önünde durup da başını kaldırdığında karşılaştığın manzara sonucu geçmişin acılarına saplanan ve bu acıyla bir ömür yaşamak zorunda bırakılan kalbim. Biliyorum, bu beden benim değil desen de kimse duymayacak seni.
Yine sağ gösterip sol vururken bu sefer olmaza bağlanıp da bana o şehri terk etmekten başka çare bırakmayan kalbim. Bir türlü yetinmeyen hep başka hep en iyisini isteyen kalbim; şimdi en çok kendine kızgınsın belki de bu yüzden mutsuzsun. Mutsuzluğun o ki hiçbir şeye tâkatin kalmadı artık. Yorgunsun. Kırgınsın. Üzgünsün. Affetmek isteyip de affedemediklerin acıtıyor en çok da içini. Velhasıl kemiklerine kadar işlemiş bir vurgunun enkazısın şimdilerde.
Bir zamanlar onun için deli gibi yanan yüreğinden ne kaldı geriye? Sen yanarken o, öylece, sakin haliyle çoktan sönmüştü oysa. Şimdi, ikiye bölünüp de bir tarafı göklere çıkarılan diğer tarafı ise yerden yere vurulan kalbim. En çok sana dokunan cümleleri okurken ben; sahi, nasıl kurulur bunca cümle ve nasıl yaşanır bunca cümlenin yüküyle?
İçimde şimdi bin hüzünlü hazzın hezimeti.
Ey kalbim, şimdi ne kadar mutlu olursan ol sonun mutsuzluk sonun hüsran.
Vefasızlık ve nankörlükle sınanırken sen, acının en doruk noktalara çıktığı gecelerde sınandığının bilinciyle; hiçbir şey söylemeden her şeyi kabullenen yine sendin kalbim. Kabullenişin belki elinden bir şey gelmemesinden belki de iki kelam edemeyecek kadar yorgun olmandandı. Ne hikâyeler anlatıp ne dertler yanmışsındır sen vaktiyle, kim bilir seni anlamayan kaç kulağa dil olmuşsundur.
Kabul et artık, yenilgi de bazen kabullenişi sever. Yormadan, daha fazla üzmeden sessiz sedasız terk edişi sever.
Ey kalbim, bir türlü toparlayamayıp da kuramadığın cümlelerin kurbanısın şimdilerde. Çektiğin acı miktarı kadar değişsen de değişmeyen tek duygun bitmek bilmeyen sevgin. Aslında sen çektiğin acılar kadar iyisin.
Kim için ne için bunca telaşın? Kimse çat kapı girmeyecek artık hayatına ve sen hazırlıksız yakalanmayacaksın!
Ey kalbim, dön de bir bak arkana koca bir yaşamdan geriye sadece bir ah kaldı!