”Kim demiş çocuk küçük bir şeydir,
Belki de çocuk en büyük şeydir.”
Abdülhak Hamit Tarhan
Öğretim, bilgi kazandırmak için sürdürülen çalışmalar olup eğitim, davranış kazandırmak amacı ile yapılan çalışmalardır. Daha somut anlamda öğretim gösterme, eğitim uygulamadır.
Bu tanımlama kapsamında ailenin, okulun, öğretmenin, kültürün, çevrenin çocuğun davranış kazanmasına olan etkisi nedir? Sorusu akla gelebilir.
Gözlemlere göre çocukların davranışlarını en çok etkileyen etkenler; arkadaş çevresi, TV izlenceleri, internet, akıllı cep telefonu, gibi teknolojik araçların sıralaması yapılabilir.
Bunun temel nedeni; çocuğun aile, okul, öğretmen, kültür, çevre etkenlerine göre, yukarıda sayılan unsurlarla daha çok iletişim durumunda olmasıdır. Elbette ki davranış kazandırmada en önemli etkenin iletişim olduğu göz ardı edilemez.
Aile, çocuklarına güvenip yüreklendirerek olabileceğinin en iyisi olması doğrultusunda emek verip zaman ayırmalıdırlar.
Eğitimci Fahrettin Işık, kimi açıklamalarda bulunmaktadır: “Okullarda öğretmenlerin karşılaştıkları istenmeyen öğrenci davranışları, eğitim öğretim etkinliğinin yürütülmesinde büyük bir problem oluşturur. Okulda ve sınıfta, eğitsel çabalara engel olan davranışların tümü istenmeyen davranış olarak nitelendirilir. Dersin akışını bozan, hedef davranışlara ulaşmayı zorlaştıran veya engelleyen her davranış, istenmeyen davranıştır.
İstenmeyen öğrenci davranışları, öğrencilerin yaşları, cinsiyetleri, sosyoekonomik düzeyleri, psikolojik özellikleri gibi pek çok etkenlere bağlı olarak farklı biçimlerde ortaya çıkmaktadır.
Sınıftaki istenmeyen öğrenci davranışlarının önüne geçilebilmesi bu davranışların ortaya çıkmasında etkili olan nedenlerin bilinmesine bağlıdır. Bu nedenler sınıf dışı etkenler durumunda; okul, çevre ve aile olmak üzere üç başlık altında incelenebilir.
Aile; öğrenci davranışının şekillenmeye başladığı, örnek alındığı, bazı temel davranışların kazanıldığı yerdir. Öğrenciler zamanlarının önemli kısmını ve ilk sosyalleşmelerini aile içinde tamamladıkları için istenmeyen davranışların kaynaklarının ilk çekirdekleri de aile içinde atılmaktadır. Ailedeki birey sayısı, ailenin gelir ve eğitim durumu öğrenci davranışlarını etkileyen faktörlerden bazılarıdır.
Sınıf ortamında gözlenen istenmeyen öğrenci davranışlarının aileden kaynaklanan diğer bir nedeni ise anne-babanın tutumlarıdır. Öğretmenin aileyi tanıması ve aile ile ilişki kurması, ortaya çıkabilecek bazı olumsuz davranışların önlenmesinde etkili olabilir.
Ender rastlansa da veli toplantısına anne-baba-çocuk üçlüsü birlikte katılır. Çocuğun yanında anne ya da baba; adeta coşarak öğretmenlerinin birini ya da birkaçını kötüler ve tehdit ederse ki; değmeyin çocuğun hafta içi keyfine artık, kral olmuştur! Ama bilinmez ki, bir gün gelecek o çocuk suç işleme makinesi olacaktır.”
Okula giden çocuklarının yanında evlerinde elinde kitap olan ve kitap okuma davranışını sürdüren anne-babanın çocukları, kesinkes kitap okuma alışkanlığını ve sevgisini kazanacaklar. Olumlu sonuçları da öğrencinin davranışlarına ve başarısına yansıyacaktır. Ailenin her olumlu örnek davranışları, çocukları tarafından örnek alınacaktır. Çocuk, ailenin vitrinidir.
Yöneticiler, öğretmenler ve okul aile birliği görevlileri de öğrencilere kitap okuma alışkanlığının kazandırılmasında en az aile kadar sorumludurlar.
Dinle Çocuğum
Güneşi armağan ettim
Yüreğin ısınsın, yolun ışısın diye.
Dolunayı, parlayan yıldızları,
Serdim önüne, yolun aydınlansın diye.
Yağmurlar yağdırdım.
Dört mevsimde yaşam evrenine
Bilgi yağdırasın diye.
Ufkun ötesini gör istedim.
İlkeli yaşamayı öğrenebilesin diye.
Kulak ver öğüdüme, kaybetmezsin.
Ama karar yine de senin çocuğum
Karar senin çocuğum.
Prof. Dr. Yıldız Tümerdem
Akademisyen, halk hekimi, çocuk doktoru, yazar,
*