8.BÖLÜM VE 20. KISIM
Muhtarın Kumpası.
Başçavuş askerlere gidilecek evlerin aranması talimatını verdi. Hep birlikte üç kardeşin evlerini aramaya başladık. Tabi bu aramada her hangi bir şey bulunmadı. Ama muhtar onlardan şikâyetçi olduğundan, üç kardeşi alıp muhtarın evine gittik. Muhtarın evinde ifadeler alındı. İfade alımlarını izlerken, bu işi muhtarın organize ettiği, aynı zamanda bir kurgu olduğu kanaati bende yavaş yavaş uyanmaya başladı. Anladığım kadarıyla, muhtar beni müşkül duruma düşürmeye çalışıyordu. Dikkatli izlemlerim sonucunda, Muhtarın tavır ve davranışları bu izlemi vermekteydi. Muhtarın kurmuş olduğu plan ve amacı beslenme yağlarını çaldırarak, suçu o kişilere yükletip maddi yarar sağlamak peşindeydi. İkincisin de bu kişilerin, benim onlarla olan iyi diyalogumu sonlandırmaktı. Bu planlamayı yaparken, iki öğretmenle de iş birliği yapıyor. Bu hadisenin varlığıyla benim okuldan ayrılmamı sağlamakmış. Bu kurulmuş kumpasın farkına varan bir dostum, beni dışarı çağırarak, dikkat et bu durum sana komplodur, dedi. Daha başka önemli bilgileri aldıktan sonra, tavır ve tutum değiştirme içine girdim. Artık muhtarın düzenbazlığı ortaya çıkmıştı. Karakale köylülerin yarısı, bizim baba dostlarımızdı. Bende buradaki dostlarımızın oluşuna aldanarak bu köye tayin istemiştim. Muhtar derken, tanıdığımızdı. Bana bir zarar vereceği aklımın köşesine bile geçmemişti. Ne yazık ki kendi kendimi boşuna kandırmıştım. Böylece muhtarın gerçek yüzünü en sonunda görmüş oldum. Muhtar dönme dolap gibi dönek, her kesi kendine göre idare etmeğe çalışıyordu. Bu hareketi bir noktada kendini ele vermekteydi. Ne olursa olsun zaman zaman açık vermek zorunda kalıyordu. Sinsice uyguladığı plan içinde kendine hasım olan kişileri hırsızlığın yapan olarak suçlu göstermekteydi. Bu yaptıkları yetmiyormuş gibi, iftira attığı kişilere, gizliden gizliye, sizi müdür şikâyet etti diye, kandırmaya çalışıyor. Hatta kendisinin bu şikâyetle uzaktan veya yakından ilgisinin olmadığına inandırmaya çalışıyormuş. Bu kardeşlere diyor ki, şimdi bana yeteri kadar para verirseniz, bende komutana verip sizi kurtarırım hesabını yapıyor. Muhtarın bu akıl almaz planına karşın, kardeşlerden birisi benim yanıma gelerek, beni tehdit etmeye başladı. Tehdit eden kişiye, sen hangi hakla beni tehdit ediyorsun, dedim.
O da bana, bak müdür bu çalındı dediğiniz yağların aslı astarı yok. Siz ise biz kardeşleri tuzağa düşürmek için bir numara çeviriyorsunuz. Bizlerden para sızdırmak için bir tezgâh kurdunuz, yalan mı? Dedi.
O anda şaşırmıştım. Böyle bir tezgâhın içinde olmadığımı söylesem de, inandıramadım. O anda anladım ki, bu iş bana karşı oynanan bir oyun olduğuydu. Adamın yanından ayrılıp içeri girer girmez, komutanın ifade alınmasına müdahale etmek zorunda kaldım.
Sayın komutan, bu bir tuzaktır. Bu anda yaptığınız işlem doğru bir işlem değildir. Derhal bu işlemi iptal edin. Yeniden bir durum değerlendirmesinin yapılmasını istiyorum. Bunu yaparken, muhtarında sorgulanmasını talep ediyorum. Çünkü muhtar ikili oynuyor ve olay çıkarmanın peşindedir. Bakın tekrar ediyorum, muhtar hepimize tuzak kurdu. Bizlerle açıkça oyun oynadı. Sebebine gelince, edindiğim bilgi doğrultusunda bu adamların suçsuz oldukları kanaatine vardım, dedim. Ben bu sözleri söylerken, o anda köylülerden çok farklı sözler duymaya başladım. Burada olanların tamamı biliyor ki, yağları çalan bu kardeşler değildir. Kimin çaldığını muhtar çok iyisini biliyor. Kime çaldırdıysa itiraf etsin, dedim.
Tabı muhtar silâhın kendine çevrildiğini görünce, şaşkına döndü.
Sayın komutan bu gibi durumları müdür bilemez, madem öyle müdür şikâyetinden vazgeçiyor, gelin o zaman sulha bağlayalım olup bitsin, demeye başladı.
Bense oyun içinde oyunu görünce, çaresiz kalmıştım. Nerdeyse muhtarın oyunu, benimde başıma bela açacaktı. Durumu bertaraf etmek adına, yağların kimler tarafından çalındığı tespit edilememiştir şeklinde yeni bir tutanak tutulsun, dedim.
Bu düşüncemi komutanda kabul etti. Sonrasında alınan ifadeleri yırtarak, yeniden yeni bir tutanak tanzim edildi. Tutanağa da, her hangi bir görgü şahidi olmadığından dolayı, iş bu tutanak tutulmuştur diye yazıldı. Komutan bir suretini bana vererek ayrılıp gitti.
Komutan gittikten sonra, muhtarın en yakın adamlarından birisi, yağların tamamını muhtarın kardeşinin evinde olduğunu söyledi.
DEVAM EDECEK
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair