2.BÖLÜM 7.KISIM
Adıgüzel ile Gülçiçek’in aşklarının devamı.
Adıgüzel’de, Hayır bende, az önce geldim. Gelir gelmez de sizin için bir demet papatya çiçeği topladım. Doğrusunu istersen adınızı bilmediğim için, çiçekler kadar güzelliğinize karşın, adınızı Gülçiçek koydum. Umarım kabul edersin diyerek, çiçeği verir.
Han kızı gülerek çiçekleri kokladıktan sonra, Adıgüzel’in yanaklarından öperek, çok teşekkür ederim. Tamam, bundan sonra benim adım, senin için Gülçiçek olsun, der.
Kaldı ki biz birbirimizi sevdikten sonra, daha iyi ya Gülçiçek adı bana özel olmuş olur. Sonra yardımcısına dönerek, çiçek toplayarak biraz oyalan, der.
Yardımcısı yanlarından ayrıldıktan sonra, biliyor musun, sana ilk görüştüğüm anda sevdalandım? Bundan sonra sensiz ne yaparım bilemiyorum? Yalnız bir durum daha var ki, o da babamın bölge Han’ı ve çok sert bir insan olmasıdır. İkna edilmesi çok güçtür. Kaldı ki ikimizin de dini ayrıdır. Bu sebepten ötürü evliliğimize izin vereceğini zannetmiyorum. Peki, bu durumda biz ne yaparız, diye düşünmem lazım.
Adıgüzel, parmağıyla Gülçiçek’in dudaklarını kapatarak, sus işareti yapar. Bizde bu bölgenin en büyük zengini ve eşrafındanız. Bu durumda gerek ki babanız din farkını düşünmez. Bu nedenle senin uygun göreceğin bir zamanda, ailemi seni istetmeye gönderirim. O zamana kadar görüşmemize devam edelim. Yeni başlamış olan aşkımızı öldürmeyelim, olur mu?
Gülçiçek gülümseyerek, tabi ki görüşmeye devam edeceğiz. Bugünden sonra sensiz yapamayacağımı biliyorum! Az önce söylediğim gibi, çok önemli bir sorun ise senin Müslüman, benimse Hıristiyan olmamdır. İkimizin de ayrı dinlere sahip olmamız, izdivacımızın önünde en büyük engel, olacaktır. Şimdiden bunu da böyle bilelim. Benim bu anda kafam karmakarışık. Şimdi git, yarını bekle. Sana yarın en son kararımı bildirmiş olacağım bilesin, diyor.
Adıgüzel, bu söz üzerine hiçbir cevap vermeden, üzüntü içinde suskun kalır!
Adıgüzel’in üzüldüğünü gören Gülçiçek, Adıgüzel’in boynuna sarılarak yanaklarından öper. N’olur suratını asma. Bundan sonra her şeye hazırlıklı olmalıyız, der.
Bu sözleri söylerken, gözleri dolu dolu olmaktaydı. Gözyaşlarını göstermemek için, arkasına bakmadan koşarak uzaklaşıp gider.
Çülçiçek’in bu sözleri, Adıgüzel’in kafasını karma karışık eder. Kendi kendine mırıldanarak, artık ben onsuz yaşayamam! Şartlar ne olursa olsun, biz birbirimizin olacağız. Bunun ötesini düşünmek bile istemiyorum diyerek, içinden geçirir.
Yol boyu bu düşünceyle evinin kapısına kadar gelir. Endişe içinde olan Anaağız Hanım, onu kapının önünde beklemekteydi.
Oğlu atından iner inmez boynuna sarılır yanaklarından öper. Peşine de gününü nasıl geçirmiş olduğu sorar.
O da iyiyim anacığım diyerek, anasıyla birlikte, atı ahıra götürürler. Atı yemledikten sonra, konak odasına geçerler.
Bak oğlum, senin davranışlarını dünden beri pekte iyi görmüyorum? Bunun sebebini anlatır mısın? Bilmediğim bir sorun veya bir durum mu vardır, bana neden söylemiyorsun? Yoksa benim duymak ve senin söylemek istemediğin bir sorun mu başına geldi? Bazı hususlar var ki, konuşulması ve çare aranması gerekir. Ben anan olarak bu gibi durumlarda üstüme düşeni yaparım. Şimdi söyle bakıyım, dün neler oldu? Bu günde betin benzin sararmış ve çok soluk görünüyorsun. Peki, bugün, günün nasıl geçti? Senin dünkü halini gördüğümde çok üzülmüştüm! Hepimiz bir aileyiz, ne var ne yok bilmemiz gerekmez mi? Güzel oğlum benim.
Güzel anam, canım anam. Ben iki gündür neler yaşadıklarımı size nasıl anlatacağımı bir türlü bilemiyorum. Hatta bunu anlatmaya cesaret bile edemiyorum. Öyle bir durum içindeyim ki, yapacağımı ne edeceğimi bilemiyorum. İçinde bulunduğum durumun sonucunu kestiremiyorum. Hadi anlatayım diye dilime getirmeye bir türlü cesaret edemiyorum. Çok karmaşık bir sevdaya yakalandım. Bundan sonra ne yaparım, bir türlü aklım almıyor. Sende üzerime üzerime geliyorsun. Madem bu kadar çok istiyorsun anlatmamı, o zaman dinle ana can, der!
ANACAN
Pınarın başında bir güzel gördüm
Gökten hürü inmiş bilsen ana can.
Vardım ki yanına necisin sordum
Han kızıyım dedi bilsen ana can.
Yüreğimden bir kuş uçtu havaya
Elinden su içtim durdum duaya
Zamanı durdurdum günüm kim saya
Gülçiçek’i bana bulsan ana can.
Bugün çıkıp geldi durdu karşıma
Han babam dert açar dedi başıma
Adıgüzel oğlunun girer düşüne
Gidip O’nu Bana alsan ana can.