William Hazlitt
“Tiyatro aşka benzer. İnsanı hazin hazin ağlatır. Ama verdiği acının gücünde bir başka tat bulunur. Tiyatro evrene benzer. İnsanı doya doya güldürür. Ama yansıttığı tuhaflıklar, gülerken ağlamak için istekler doğurur.”
Namık Kemal
Gelelim İstanbul Şehir Tiyatrosu oyunlarından Saddet Hanım’a…
O görkemli tiyatro salonuna adımımı atıp sol tarafa yöneldiğimde yönetici odasında adları gibi güzel insanlardan Füsun Kasap ile Nazım Dükkancık‘a bir ‘merhaba!‘ dedim. Güler yüzle karşıladılar. Yoğun uğraş içindeydiler. Tiyatroseverlere oyun sunma uğraşı..Bir keresinde usta resim sanatçısı Bedia Bıcakçı‘nın:”Aaaa Muhsin Bey, burada mısınız!“.sözleriyle karşılaştım ve irkildim! Kısaca söyleştik.İzin isteyerek tiyatro salonuna yöneldim.
Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nda izledim oyunu. Almak isteyene dolu dolu mesaj… Almayana sadece gülmek ve zaman öldürmek…
Saadet Hanım, Ahmet Levent Pala’nın kaleme aldığı yerli yapım dram türü bir oyun… Oyuna adını veren karakter Saadet Yurtlu, adlı emekli bir ilkokul öğretmeni… Yıllarını öğrencilerinin eğitimine adamış emekli bir öğretmen…
Oğlu Sermet’in doğum günü için bir dizi planlar yapan Saadet Hanım’ın yolu bir öğle vakti müşterisi olduğu bankanın şubesine düşüyor. Saadet Hanım kendi telaşı ile baş başa iken banka içerisinde de bir telaş sürüp gitmektedir.
Banka müdürünün bankadaki son iş günü olmasından dolayı yaşanan türlü olaylar Saadet Hanım gibi bankada sırasını bekleyen diğer müşterilerin işlemlerinin gerçekleşmesini engellemektedir.. Müşteriler buna tepki gösterirken beklenmedik bir şey oluyor!
Evet, sürprizleri olan sadece Saadet Hanım değildir. Bankada şubesinde yaşanacaklar Saadet Hanım’ın bütün planlarıyla beraber hayatını da altüst etmektedir.
Neler mi oluyor dediniz? Yüzleri maskeli ve elleri silahlı üç kişi, banka şubesine giriyorlar. Bankadaki herkes telaş içerisinde sağa sola kaçışırken o üç kişi, bunun bir soygun değil bir eylem olduğunu belirtiyor. Aynı zamanda kimsenin canının yanmayacağını da…
Arkadaşları ekmek fiyatlarına yapılan zamları protesto etmek için bir ekmek fabrikasından ekmek çalarken yakalanmışlar ve hapse atılmışlar. Bu üç genç de arkadaşlarının tutukluluk durumlarına dikkat çekmek için bu banka şubesinde eylem yapmaya karar vermişler.
Saadet Hanım’ın o esnada bankada bulunması bu üç gencin yaptıkları planı bozarak işlerini içinden çıkılmaz duruma sokuyor.
Nilgün Kasapbaşoğlu’nun canlandırdığı Saadet Hanım oyunda; bankada eylem yapmak isteyen üç gence tamamen zıt düşünce yapısında bir karakter olarak çıktı karşımıza. Zaman zaman onların eylemlerini alaya aldı. Zaman zaman da hak aramanın bu şekilde yapılamayacağı konusunda ısrarlı öğütler verdi onlara. Bu öğütler, şiddeti azalarak ve biçemi değişerek oyun boyunca sürdü.
Öğretmen Saadet Hanım oyun boyunca herkese öyle iletilerde (mesaj) bulundu ki; anlatılmaz, yaşanır! Ya da atalarımızın dediği gibi: “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul, zurna az…”
Neler mi dedi? Neler demedi ki…Eğitimden, müfredattan, yöneticilerden, öğrencilerden, içerdekilerden, dışarıdakilerden, kendileri gibi düşünmeyenleri öteleyenlerden, giyimine özen göstermeyenlerden, kirli sakalı moda sayanlardan, sevgi-saygı kavramı bilmeyenlerden, yeni kuşaktan ve tüm olumsuz davranış gösterenlerden söz etti… Onlara onlarca mesaj verdiğini algıladım.
Verilen mesaj doğru ve yerinde…Oldukça empatik buldum. Emeği geçenleri kutlarım, alkışlarım!
Oyuncular mı? İşte adları:
Nilgün Kasapbaşoğlu, Arda Alpkıray, Cafer Alpsolay, Çağlar Ozan Aksu, Elyesa Çağlar Evkaya, Esen Koçer, Gürkan Başbuğ, Hazal Uprak, Müslüm Köse, Selim Can Yalçın, Serap Doğan, Şenay Bağ, Vildan Türkbaş…
Tiyatro sanatıyla ilgili öteki güzel sözleri de içselleştirerek okuyalım:
—Tiyatro, adamı insan eden sanattır.
—Tiyatro, toplum kültürünün aynasıdır.
—Tiyatro, gönüller arasında bağ kurar.
—Tiyatro, kalp perdesini açan bir sanattır.
—Tiyatrosuzbir toplum yeni doğmuş bir çocuk sayılır.
—Sanattanmahrum bir milletin hayat damarlarındanbiri kopmuş demektir.
Kemal Atatürk
—Tiyatro, sanatın tümü gibi bir okuldur.
Eğitir, geliştirir insanı, dünyasının sınırlarını genişletir.
Sabahattin Kudret Aksal
—Tiyatro öteki sanatların üstünlüğü, sadece eğlence olarak kalmayıp, genel ahlakı temizleyip araştırılmıştır.
Recaizade Mahmut Ekrem
*