Sevgili okurlarım, Çağdaş bir toplum nasıl oluşturulur düşüncesi içinde yazılarımı yazmaya başladığım günden itibaren, kendime bir yol haritası çizdim. Çizmiş olduğum o yol haritasının konusu, çağdaş bir topluma nasıl kavuşurdur.
Otuz yıllık eğitimcilik, on beş yıllık yazarlık hayatımda birinci düşüncem, her zaman olduğu gibi çağdaş bir topluma nasıl kavuşuruz, olmuştur.
Bu düşüncem ışığında ortaya koyduğum kriterlerde var olması gereken esas durum, okuyan toplum, düşünen toplum, üreten toplum ve birlik ve beraberlik içinde insanca yaşayan bir toplumun oluşumunu özleyerek yazmaktayım.
Arzu ve isteğim o dur ki, çağdaş bir toplum özlemi içinde, birlik ve beraberlik duygusunu öne çıkararak, üst düzeyde var oluşçuluk hedeflenmesidir. Bu hedef, toplumumuzun her alanda ahlakı ve sanatsal beceri yeteneğine sahip olabilmesinden geçmektedir. Bu özlemlerin gerçekleşmesi, ancak ve ancak,
çağdaş eğitim ölçüleri içinde gerçekleşebilir diye de düşünüyorum.
Bu düşüncelerimin hayata geçebilmesi için, çağdaş eğitim, öğretim ölçüleri içinde yetiştirilmiş olan anne, babaların düzeyi bu normlarda olmasına bağlıdır. Böyle bir oluşum içinde yetiştirilmiş olan anne ve babalardan olan çocuklarda, çağdaşlık yolundan yürüyecekleri bir gerçektir.
Bakın bir ülkenin kalkınmasında, sosyal ve kültürel değerlerinde söz sahibi olunmasında en önemli faktörler, çağdaş ve bilimsel eğitimden geçmektedir. Çünkü; gelişen dünya düzeni içinde yer almak buna bağlıdır. Bunu başarmanın yolu da, bilimsel eğitimden geçmektedir. Yani Milli Eğitim Politikalarının bu ölçüler içinde olmasıyla sonuç alınır. Aksi halde topyekûn kayıp eden taraf oluruz. Emperyalizmin koşulsuz olarak ele geçirmekte olduğu yenidünya düzeni içinde, çağdaş eğitimi hâkim kılmış olamasak, yok olup gideriz. Aynaya bakmadan, kendi kendimizi olumsuzluklara mahkûm etmiş oluruz.
Yıllarca vatanıma hizmet eden bir eğitimci olarak, düşüncem o dur ki, siyasi hırslarımızı bir kenara koyarak, ülkemizin genel menfaatini düşünerek hareket etmek zorundayız.
Bu nedenle Milli Eğitim Politikalarımızın hedefi, ülkemizin bekası düşünülerek hedeflenmelidir. O zaman gelişen dünya düzeni içinde, yerimizi almış oluruz. Kindar ve dindarlığı bir kenara koyarak, çocuklarımız bilimsel gelişmeler ışığında yetiştirilmesi sağlamalıdır. İnsanın adam olabilmesi ve ahlaki değerlerinin yüksek olması pozitif ve çağdaş eğitim-öğretim içinde yer aldırılmasına ve bu ölçüleri içinde yetiştirilmesine bağlıdır.
Ancak o zaman cehaletin yok edilmesi ve ortadan kaldırılması mümkün olmuş olur.
Mürsel Adıgüzel
Eğitimci Yazar ve Şair