9 Eylül ve CHP’ni Kuruluş Yıldönümü
Sevgili okurlarım, sizlerle birlikte CHP’nin 95. Kuruluş yıl dönümüne giderek, o günün şartlarında neler yaptığını gözden geçirmek istedim.
Bu çalışma içinde gördüğüm odur ki, parlamenter demokrasi, çok partili hayat ve kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesidir. Bu kuruluşta, genel muhasebe yapacak olursam, öncelikle barış, adaletle birlik, temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınması ilkeleri benimsenmiştir.
O günün şartlarında, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından işaret edildiği gibi, kendisi ve silah arkadaşlarıyla birlikte bütün alanlara da yer alan Türk Halkı, Ulusal Kurtuluş ve bağımsızlık mücadelesine öncülük ettiğini vurgulamıştı.
Mustafa Kemal Atatürk, ilk olarak teşkilatlanmada yola çıkarken, İlk olarak Halk Fıkrası adında yeni bir kurmuş olduğudur. Kurmuş olduğu bu partinin tüm toplumu bağrına basmasını hesaplayarak, 1935 tarihinde adını değiştirerek, “Cumhuriyet Halk Partisi” olarak gerçekleştirmiştir. Bu ilkeli açılışı değişikliği yaparken de, Cumhuriyet Halk Partisinin söyleminde belirtmiş olduğu ilkeleri şu şekilde sıralamıştır: (Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, laiklik, devletçilik ve devrimcilik olarak ilan etmiştir. Bu ilkeleri açıklarken de, önceliği hoşgörüye dayanılarak barışı, uzlaşmayı, dayanışmayı, eşitlik ve özgürlük esasına dayalı bir devlet politikası yürütülmesini de teminat altına almıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi aynı zamanda, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, cumhuriyeti kuran, saltanatı kaldıran, hilafete son verdiği gibi ulusal birliği sağlamayı da yapmayı bilmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi hüsrana uğramış bir Anadolu’yu yenide inşa etmenin
gayreti içine girmişti. O günün ağır şartlarında oluşan birçok işlerin yapılmasını ihmal etmeden yoluna devam etmişti. Ne yazık ki, ikinci dünya savaşının başlaması sonucunda birçok mali tedbirler almak zorunda da kalmıştı.
İkinci dünya savaşını ustalıkta geçiştirmek suretiyle, çok partili rejime gitmeği de sağladı.
Sonuç olarak 1950 yılında muhalefete düşmesini olgunlukla kabul etmiş ve muhalefet görevini ülke çıkarları neyi gerektiriyorsa ona göre yapmıştır.
1960 askeri darbesi sonucunda pozitif eğitim ilkeleri içinde ortanın soluna açılım yaparak, sol kavramını bütün halk satında öğrenilmesi sağlamaya çalışmıştı. Buradaki söylemin temel amacı halka yönelik bir düzen değişikliğiydi.
Devlet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi, artik düzen partisi değil, halkın partisi unvanını üslenmişti.
Günümüze geldiğimizde, Cumhuriyet Halk Partisinin neden halkın yönetiminde söz sahibi olmadığına bakılmalıdır. Bu sentezi irdelerken, birçok eksikliklerin olduğunu görmekteyiz. Bu eksiklikler giderildiği takdirde, Cumhuriyet Halk Partisi halkın partisi programını hayata geçireceği günden itibaren, daimi yönetimde halkı temsil etme yetkisini elinde tutacak en önemli adaydır.
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair