Siyaset toz duman. Hem içerde, hem dışarıda. Her “sesin” sahibi, bizzat kendisi çöplüğün horozu kesilmiş. Reis boyutu da aşılmış, iş racon boyutuna ulaşmış. Fasılasız öttükleri için sabahı kendilerinin oldurduğu kanısındalar. Her dönemde bu kadar mı çoktu horoz, yoksa bu döneme özgü özel bir bahtsızlık mı bu?
Sesler yükseldikçe, siyaset arenası daha çok ısınmakta.
Kimilerine göre olanlar, çarşambadan belirlenmiş perşembe programının açık uygulaması. Kimilerine göre ise her şey sil baştan!. Bir adım ötesi “yeni devletin kurulu” ilanı.
Açık olan şu ki, farklı dilden, at, it, kurt, karga, kuzgun, ayı deve, tek safta… Bu yüzden karmakarışık izler, hangisi kimindir. Dünün müttefiki ile savaş da sürüyor üçbir koldan. Dördüncü kol mu!?.. Ha orası kozmik odası siyasetin… girmeyin!.
At iti ısırmış, it atı tepmiş izler karışmış. Ya silinmiş ya da sildirilmiş. Yani’si şu ki; filler tepişmiş, çimenler ezilmiş. Fırsattan istifade, atı çalan, yine Üsküdar’ı çoktan geçmiş!… Kuzucuklara olmuş ve olmakta yine olan. Çığlıklar davulcu kabahati misali, arada kaynayıp gitmiş ve gitmekte!. Yayılan koku mu ne olacak? Aldıran yok kokuya.Kanıksanmış mı ne?
*
Koku… Sis… Racon.. Din, iman, riya… Demeç, kimsin, nesin, necisin? Amaç gözdağı… Sürüyor siyaset… Sürüyor hayat!. Kervan doğuya… söylem batıya!..
Almanya Başbakanı Merkel, Türkiye ile Almanya arasında son dönemde yaşanan krizin ardından, “gelinen bu noktada Türkiye ile Gümrük Birliği anlaşmasını sürdürmek için ek çaba göstermeyiz” diyor.
Gelinen bu noktada ortak bir akılla çözüm aramak yerine, aynı siyasi kadro içindeki farklı “kafaların” farklı ve çarpık bakışları yansıyor ibret ve hayret sahnesine!. İzliyoruz ve “Vah ülkem vah!” deyip dizlerimizi dövüyoruz.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi de; “ “Türkiye ve Almanya arasında 100 milyar dolarlık bir ekonomiden” sözederek, “bunun kaybedeni hem Türkiye hem Almanya olur, her iki taraf da bunun üzüleni olur” diyor ve ekliyor: ‘her iki ülke de kaybeder’
Unca toz duman arasında ne de hoş’muş doğru bir söz duymak!. Ardına önüne eklenen “ama ve fakat”lara bile aldırmadan sarılmak istiyoruz sözün bu kadarcığına bile… Ama ne gezer!…
Gelin de Başbakan Binali’nin, Merkel’e verdiği şu cevabı bu doğrunun yanına sığdırın bakalım: “Gümrük Birliği genişletilmesin, güncellenmesin’. Sanki biz de can atıyoruz.”
Bakanı, “zarar görürüz” diyor, Yukardan ayrı telden ses geliyor!… “Sanki biz de can atıyoruz!” Racon bu olsa gerek!.. Ne var ki, bu söylemle atılan köprülerin altında hangi sular heba ediliyor: (Sanki, cımbız-ayna-umurunda mı dünya oyunundan bir garip sahne) AB üyeliğine hazırlık çerçevesinde Türkiye’ye 2014 ila 2020 yılları arasında 4 milyar 450 milyon avro yardım yapılması öngörülüyor Merkel hükümeti, Türkiye’ye yapılan mali yardımların gözden geçirilmesini istemekte…Peki, bizim de sorumuz şu: Doğacak zararların sorumluluğu racon sahibine yüklenebilecek mi!?.. Türkiye’ye hep “kaybettiren” zihniyetin aldırmazlığı bu ülkenin yüzde bilmem kaçını değil, yüzde yüzünü üzmüyor ise, kurtuluşa kırk fırın ekmek de yetmez! *
Ah be ülkemin cehaletinden “feraset” umulan halkı… CB’nin; “Almanya kendine çeki düzen vermelidir. Bizi ürkütemez. Hasbelkader yakaladıkları zenginlikle, Türkiye’yi tehdit etmeye kalkıyorlar” açıklaması ile neler neler kazandığımızı(!?), ülkemize neler kazandırdığımızı(!?) bir görebilsek!…
*
Özellikle, yukarılardaki siyasilerin, içerde ve dışarıda göz önünde gerçekleşen pek çok olayda içi boş siyasi polemiklere girdiklerinde ve hele işi ülke dışına yönelik “filan partiye, feşmancaya oy vermeyin ü noktasına kadar götürdüklerinde ülkem ve ülkem insanlarının canı yanıyor. İşte o zaman benim canım daha çok yanıyor.
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci
mehmethalilarik@gmail.com
20 Ağustos 2017