Bu hayattaki en zor iş nedir biliyor musunuz? Bence söz söyleme sanatı diyebileceğimiz ve kısaca halk dilinde konuşmaktır en zor olanı. Neden mi? Çünkü anlatması zor olduğu kadar,anlaşılması anlatmasından kat be kat daha zordur. Zira konuşmak kalitesi bize bağlı olan bir hal iken,anlaşılması bizle değil, karşımızdaki ile alakalı bir durumdur. Mesela siz alim, filozof, düşünür, fikir adamı dahi olsanız konuştuğunuz asla böyle bir etki yarattı yada bıraktı denilemez ve beklenemez. Çünkü anlaşılmak sizin bilginize bağlı değil,karşınızdakinin sizi ne kadar anladığına bağlı olarak değişir.
Onun için anlatmak kendince zor olsa da asıl bundan daha da zor olanı anlaşılmaktır. Ayrıca siz çok olumlu bir hava ve dostluk zemini yaratmak üzere yaptığınız bir konuşma karşınızdaki sizi tam anlamadığı yada ön yargı ile yaklaştığı için sizin varmak istediğinizden yerden çok daha farklı bir yere çekebilir. Yani karşınızdaki güya kendince Sizi anladığını senin yada tam olarak anladığını da iddia da edebilir. Bu durumda sizi anlamış diyebiliriz ancak bir farkla sizin varmak istediğiniz konum itibari ile değilde onun tam aksine bir yönde. Bu durumda sizi anlayan kişi de yanlış anlamış olabilir. Onun için sözü söylemeden önce varacağı yeri de çok iyi hesap ederek söylemeliyiz.
Yoksa ağzımızda söylemeden bize esir olan sözü, biz söyledikten sonra bizi tamamen kendine esir edebilir. Bu minval ve servetten dolayı sözü söylemeden önce çok iyi ölçüp, biçip,tartıp öyle söylemeliyiz. Bu konuda boşuna tasavvuf şairimiz sevgili Yunus Emre dememiş ya;gelin tanış olalım,işi kolay kılalım. Bakın söz söylemeye dayalı olarak bireyler arası ilişkileri düzenleyen en önemli olgu olarak söz vurgulanmıştır. Tanışmak dünyanın en zor işi olarak kabul görmüştür. Zaten öyle olmamış olsaydı insanlar arasında hiçbir sorun hiç bir zaman olmazdı. Savaşların,kavga,husumet ve tüm anlaşmazlıkların sebebi sözdür. Yani söz ya kaynaştırır yada karıştırır. Ya uzlaştırır yada uzaklaştırır. İşte bunun içindir ki,dünyanın en zor işi tanışıp kaynaşmak olagelmiştir.
Rabbim fikirlerimize saygı duyduğumuz ve buna aykırılık olarak değil, ayrıcalık olarak bakıp sağduyu ile yaklaştığımız bir hoşgörüyü nasip etsin. Bizi boş görünmek den uzak kılsın inşallah. Tıpkı sevgili Yunus’un dediği gibi;söz ola kese savaşı, söz ola ketire başı, söz ola agulu asi,yag ile bal ede bir söz. Diyerek bugün ki yazıma bu beyitle son vereyim istedim ki,yarın ki yazımı bu konu ile alakayı olarak buradan ele alıp değerlendirebileyim istedim.
Vanlı Yazar Ebubekir Demir