Bir zamanlar insanlık yazında (literatürde) bütün noktalama işaretlerini kullanmaktaydı. Zamanla, parantezi terk ederek ayrıntıdan kaçar oldu, daha sonra, noktayı terk ederek sözcükleri anlamsızlaştırdı, bir zaman sonra tırnak işaretlerine tapınmaya başladı, bütün duygu ve düşüncesi, tırnak işareti içindeydi. Yani başkalarına aitti. Sonunda ünlemi de terk etti ve hayatı monoton heyecansız lalettayn siber robotlara dönderdi.
Bu günün kardan adamlarında olduğu gibi. Malumunuz bu günün insanları TV ekranlarındakilerin hayatıyla mutlu olup avunmakta, mukallitçilikte şempanzeyi geride bırakmakta. Kişilikler ise, tıp dilindeki “endokronoloji” bilim dalı konusu gibi, kardan adam şeklinde erimekte.
Toplumdaki bireyler hormonlu gıdalarla beslene beslene, davranışları da anomik hal almış ve gerekmeyen yerlerde gerekmeyen tepkiler verirken gereken yerlerde de kişilikleri kardan adam gibi yok olmaktadır.
Endokrinolojik vak’aların çoğu genetik kaynaklıdır. Ya da kan uyuşmazlığı olanlarda, akraba evlilikerinde daha sık görülür. Yani anormallikler, aslında anormalliklerin tetiklemesiyle ortaya çıkmaktadır. Bu patolojik verileri biyolojik bakışla psikolojik olarak açıklarsak, bireyler, gerek genetik (kalıtsal) aktarımla gerekse hormonlu ve/veya GDO lu gıdalarla eskiye göre gittikçe artan oranlı kişilik bozukluklarına veya anomalilere düçar olmaktadırlar. İşte böyle sakat bireyler de toplumda TELEVİZYON veya MEDYA İLLETİYLE homojenize edilerek sünepeleştirilmekte, ortaya içten kemiği ve karakteri eriyen bireylerin bir araya getirdiği, gün gün DEĞERLERİNİ eriten toplum tipi ortaya çıkmakta.
Televizyon veya medya ile homojenize olmuş kalabalıklar ve alabalıklar, diyabet hastaları gibi ilave insüline ihtiyaç duymakta. Bu insülin de yine homojenize medya tarafından verildiği için bireylerin enerji kaybından kaynaklacak pısırıklaşma süreci içinden çıkılmaz kronik bir sendrom halini almaktadır.
Genetik, hormonal ve psikolojik kaynaklı hastalık, yine aynı egemen medyanın etkisinde kalmış tabiplerce yanlış olarak tedavi edilip yanlış teşhis konulmakta, velev ki doğru teşhis/tanı konulsa bile, yanlış/bozuk ilaçlar kullanılmakta, doğru veya sağlıklı ilaçlar kullanılsa bile, bu ilaçlar yanlış olarak alınmaktadır.
Sonuç: Eee, bu toplum nereye gidiyor, bu insanlığın sonu ne olacak. Cevabı özellikle de yöneticilere vermek istiyorum. Daha fazla çeşitlilik daha fazla çok seslilik. Egemen küresel güçlerin dev çarkları karşısında biraz daha dik duruş gerekli. Aksi takdirde, bu güçler, sözüm ona özgür medya ile ikinci dünya ülkelerini sömürmekle kalmayıp müzikle, futbolla, magazinle iyice uyutmaya başladı bile.
Bu ortamda bizler de televizyon dizilerinin önüne dizim dizim dizilerek içten içe inim inim inliyoruz, aynada kendini görmüş şempanze veya maymun gibi.
Yaratıcı sonumuzu hayreyleye. Esen kalınız efendim.
Yazı Sözlüğü:
Endokronoloji: (Kabaca,) iç salgı bezlerinin fonksiyonlarını ve anormal çalışma şekillerini, kemik erimesi kıllanma, şişmanlık vb. vücuttaki normalden fazla görülmesini araştıran ve inceleyen bir bilim dalıdır.
Not:
Bu yazı, http://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com, http://www.gazetecanik.com, http://www.balikesirbirlik.com http://www.kamudanhaber.com, http://www.haberanaliz.net, http://www.siyasalforum.net, http://www.gunesgazetesi.net, http://www.gercekgazete.web.tr, http://www.ahmetfidan.com ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
güzel bir konuya değinmişsiniz gerçekten hocam…kaleminize ve yüreginize sağlık,saygılarla…