Belediyelerin olanakları aile şirketine dönüşmüş, profesyonel şirketlere dönüşmüş spor kulüpleri için kullanılmalı mı? Belediyeler profesyonel futboldan eline çekmelidir. Buna itiraz etmek bir vatandaşlık görevidir.
Silivrispor 2. Lig’e çıktı.
Büyük bir başarı…
İki yılda amatör kümeden, iki defa üst üste büyük başarı göstererek profosyenel lige çıkmak…
Azımsanmayacak büyük bir başarı.
İsminin önünde ve arkasında belediye yok.
Herhangi bir sponsor kuruluş yok.
İstanbul’un yüzölçümü ile en büyük, nüfus olarak en küçük ilçelerinden biri.
Arkasında büyük paralar yok.
Büyük finans kuruluşları yok.
****
Düşünün Başakşehir Belediyespor Süper Lig’de şampiyonluk kovaladı.
Kimin parasıyla.
Kimin olanaklarıyla…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin…
Belediye ise İstanbul’da yaşayan herkesin belediyesi.
Galatasaraylısı, Fenerlisi, Beşiktaşlısı…
Herkesin…
Büyük kulüplerin başında bulunan başkanlar bugün var yarın yoklar.
Külüp babalarının şirketi, kulubü değil.
Eşit olmayan koşullarda Başakşehirspor Kulubü bu profesyonel kulüplerle yarışıyor şimdi öyle mi?
Ekmek elden su gölden…
Büyükşehir Belediyesi’nin tüm olanakları kulüp için işliyor.
Haksız bir rekabet…
Haksız bir yarış…
Ancak kimsenin itiraz ettiği de yok.
****
Takımların önünde ve arkasında bulunan tüm belediye isimlerine karşıyım.
Neden kulüpler, haksız bir şekilde belediye isimlerini öne alarak profesyonel liglerde yarıştırılır ki…
Bir kentin belediyesinin görevi, sorumluluğu profosyenel liglerde yarış yapmak mıdır?
Kentte yaşayan hemşerilerinden topladığı vergileri, olanakları profosyenel oyuncuları harcamak mıdır?
****
Bir kentin belediyesi spor deyince böyle bir şey anlaşılabilir mi? Bu kabul edilebelir mi?
Dünyanın gelişmiş hangi ülkesinde bir büyükşehir belediye takımı, ilçe belediye takımı vardır?
Böyle olsa oralarda kıyamet kopmaz mı?
Ümit Kalko riskli bi görev yapıyor
Şimdi gelelim yeniden Silivrispor’a…
Tartışmasız büyük bir başarıya imza atan kulübe emek veren herkesi kutlamak gerek.
Şimdi bu başarının sürdürülebilir bir başarıya dönüşmesi gerekiyor.
Mektebim Okulları’nın başarılı Kurucusu Ümit Kalko’nun, Silivrispor’un başında olması büyük bir şans.
Aynı zamanda riskli bir şey de…
Düşünün başarısız olunduğunda tüm eleştiri oklarını üzerine çekmesi mümkün.
Tribünlerde şahsına yönelik küfürler edilmesi, görsel ve yazılı medyada, sosyal paylaşımlarda hakkında hakaretlerin olması, kendisi için çok büyük bir risk.
Çünkü başarı sadece kendisine bağlı bir şey değil.
Eğitim alanındaki başarısını riske ederek, Silivrispor’un kulüp başkanlığını üstlenmesi kendisi açısından çok büyük fedakarlık.
Tepecikspor ne olacak?
Şimdi gelelim başka bir konuya.
Büyükçekmece’nin takımı olan Tepecikspor Futbol takımı 2. Lig’den 3. Lig’e düştü.
Çok da kıyamet kopmadı.
Beklenen sarsıntıyı yaratmadı.
Büyükçekmecelelerin çok da umurunda olmadı.
Neden?
Bunun iki nedeni var?
Bir Tepecikspor Kulubü bir anonim şirket.
Sahibi Büyükçekmeceliler değil.
Bir aile şirketi.
Kulüp değer kazandığında ilçe halkına bir katkısı yok.
Değer kazanırsa, başarı gelirse şirket değer kazanıyor.
Kulüp değer kaybettiğinde ise ilçe halkı kaybetmiyor.
Örnek ilçede bulunan bir şirket batma durumuna gelse, Büyükçekmece Belediyesi ya da başkaları, şirketin kurtarılması için devreye girer mi?
Yanıtım hayır.
Neden Tepecikspor AŞ’nin sahipleri kentten yardım bekliyor?
Belediyeden destek bekliyor?
Stadın trübünlerinin olmaması başarıyı olumsuz etkiliyorsa neden yapılması için çaba sarf etmiyor da belediyeden bekliyor?
Neden kente mal olamamış, bir aile şirketi olan Tepecikspor AŞ’ye, belediye olanakları ile yardımcı olsun? Neden?
****
Dünyanın her yerinde kulüplerin sahipleri şirketler, şahıslar olabiliyor?
Ancak kulüp batsa kimsenin umurunda olmaz.
Kimse o kulübün kurtarılması için çaba sarf etmez.
En fazla külübe sahip olanlar, şirketi satarlar, kulüp el değiştirir.
O kentin ilçenin belediyeleri, olanaklarını o kulüp şirketinin kurtarılması için açmaz?
Sonuçta şirketlerin başarısı ya da başarısızlığı şirketi yönetenlere aittir.
Bir kente ait değildir.
****
Tepecikspor böyle giderse de kulüp şirketini aile şirketi görüntüsünden profesyonel bir şirket görüntüsüne çeviremez ise kendisini en kısa zamanda amatör kümede bulabilir.
Milyonlarca lira değerindeki kulüp bir anda bir değer etmeyen şirkete dönüşebilir.
Bizden söylemesi.
Bunun sorumlusu da bizzat belediye ve Büyükçekmece halkı değil, kendilerinin olacağını anımsatmak isterim. Biran önce kulübü profesyonel yöneticilere teslim etmek durumunda olduklarını anımsatmak isterim.
Yoksa bir daha eriştikleri başarıyı bir daha görmeleri mümkün olmayacaktır.
Sonrasında ise ah vah… Başkalarını suçlamanın da bir anlamı olmayacaktır.
Son söz: Belediyelerin görevleri kentte yaşayan hemşehrilerine spor olanakları sağlamaktır. Bir aile şirketi ve profesyonel şirket olan spor kulüplerine kentin ve belediyenin olanaklarını kaydırmak belediyelerin görevi ve sorumluluğu değildir.
Not: Tepecikspor ile ilgili farklı yazılarımız devam edecek.