Madem beraatı ilham etti, demek ki af edecek…
‘Selam olsun size! Rabbiniz kendi üzerine rahmeti yazdı. Şöyle ki: Sizden kim cahillikle bir kabahat işler de sonra peşinden tövbe eder, kendini düzeltirse (bilmiş olun ki) O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. 6/54”
Biz, vermeyeceğini ilham etmeyen bir Rabbin kullarıyız. Allah’a şükürler olsun ki bizlere bu Rabbı tanıtan, tanımayı ve iman etmeyi tebliğ eden bir peygamberi bizden bize gönderdi.
Dünyalık işler için yollar ihsan eden Allah, ahiret saadeti için de insana takva, şükür ve hatalardan geri dönebilme kabiliyetini ihsan etmiştir. Bir nevi arınma ve manevi temizlik de sayılan tövbe ve onun karşılığı olan affı da veren yine O’dur. Bu arınma ve temizliğin nasıl yapılması gerektiğinin yollarını da O öğretmiştir.
İşte bu yollardan birisi de Şaban ayının on beşinci gecesidir. Berat gecesi de denilen bu gece Müslümanlarca kutsal sayılır. Bu gecenin diğer gecelerden farklı bir şekilde algılanması, zamanla bu gecede daha fazla ibadet ile geçirilmesi de âdet haline gelmiştir.
Asrısaadette günümüzde kutlandığı gibi bir uygulanma bilinmemektedir. Bu gece ile alakalı, sened itibarı ile zayıf olduğu da belirtilen Fahri kâinatın (s.a.s.) şu sözleri bilinmektedir: “Allah Teâlâ -Kudret ve rahmetiyle- Şaban’ın on beşinci gecesi dünya semasına tecelli eder ve Kelb kabilesi koyunlarının kılları sayısından daha fazla kişiyi bağışlar.”[Tirmizî, “Savm”, 39; İbn Mâce, “İkâme”, 191] Diğer hadis ise, “Şaban’ın ortasında gece ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasına tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘Yok mu benden af dileyen onu affedeyim, yok mu benden rızık dileyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vereyim, yok mu şöyle, yok mu böyle!’ der.”[İbn Mâce, “İkâme”, 191]
Allah’tan af dilediğimiz gibi, kendi aramızda da af dilenmeyi öğrenelim. Birbirinizden af dilenin ve bundan utanmayın zira af dilenmek bize atalarımızdan kalmış asli mirastır. Hz. Âdem ile Hz. Havvâ yaptıklarının farkına vardıklarında, “Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka hüsrana uğrayanlardan oluruz. 7/23, 2/37” demişlerdi.
Ve Allah içten yapılan bu yalvarışın neticesinde en büyük büyüklük nişanesi olan “Af Etme” lütfünde bulundu. Bizlerde bugünlerde af etme büyüklüğünden ne kadar kapabilirsek o denli büyümüş olacağımızı unutmayarak yaşayalım bu gün ve geceleri.
Belkide önceleri Kudüs’teki Mescid-i Aksâ olan kıblenin, hicretin ikinci yılında Mekke’deki Kâbe istikametine çevrilmesinin Berat gecesinde vuku bulduğu hakkında bazı görüşlerin olması da bu geceye ayrı bir önem kazandırmaktadır.
Günümüzde bu rivayetlerle beraber, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) Şaban ayına ve özellikle bu ayın on beşinci gecesine ayrı bir önem vererek onu ihya ettiğine dair diğer rivayetler de göz önüne alındığından bu geceye ayrı bir önem verilmeye başlanmıştır. Âlimler, bu geceyi namaz kılarak, Kur’an okuyarak ve dua ederek geçirmenin sevaba vesile olacağını, bu geceye mahsus olmak üzere belli bazı ibadet ve kutlama şekilleri ihdas edip âdet haline getirmenin de dinde yeri olmadığını söylemişlerdir.
İslâm âlimlerinin çoğunluğuna göre burada işaret edilen gece Kadir gecesidir. Çünkü diğer âyetlerde Kur’ân’ın Ramazan ayında (2/185) ve Kadir gecesinde (97/1) indirildiği belirtilmektedir.
Fakat Duhân sûresinde Kur’ân’ın “Mübarek bir gecede (44/3)” nazil olduğu ifade edilmektedir. Duhân süresindeki bu âyeti dikkaete alarak; Berat gecesine işaret edildiği kanaatini taşıyan âlimler de vardır. İkrime b. Ebû Cehil’in de aralarında olduğu bu grup, Duhân süresindeki bu âyetle Berat gecesine işaret edildiği kanaatindedirler. Bu takdirde Kur’an’ın tamamının Berat gecesi levh-i mahfuzdan dünya semasına indiği, Kadir gecesinde de âyetlerin tedricen/peyderpey inmeye başladığı savunulmaktadır. Bazı müfessirler bu görüşü benimsemişlerdir.
Arapça berâe-berâet kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir, Berat. Berâet, kişinin bir yükümlülükten kurtulması anlamına gelir. Şaban’ın on beşinci gecesinde Müslümanların Allah’ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı umularak bu geceye Berat gecesi denilmiştir.
Bu geceye has bir ibadet olmamakla beraber şöyle dua edildiği rivayet edilmektedir: Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bu gece şöyle dua etmiştir; “Allahım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen Kendini sena ettiğin gibi yücesin.”
Bazı mâna büyüklerinin tavsiye ettikleri şöyle bir dua da vardır: “Allahım, şayet ismimi saîdler defterine yazdıysan, orada sabit kıl. Şayet ismimi şakiler defterine yazdıysan oradan sil. Çünkü Sen buyurdun ki, “Allah, dilediğini siler, dilediğini de sabit kılıp bırakır. Ana kitap(Levh-i Mahfuz) O’nun yanındadır. 13/39”
Her ne kadar af dilenmek için zaman ve mekân şart değilse de, bazı vakitlerin daha bereketli kılınmış olması, müminlere birer ikramdır.
Allah, bazı mekânları bazı mekânlara nazaran daha değerli kıldığı gibi, bazı zamanları da diğer zamanlardan daha değerli kılmıştır. Mescidi Haram, Mescidi Nebevi ve Mescidi Aksa’nın bulunduğu mekânları diğer mekânlara göre daha degerli kılan, Recep, Şaban, Ramazan ve benzeri zaman dilimlerini de diğer zaman dilimlerine göre daha değerli kılan yine Allah’tır.
Allah katında kimler için “İçinde ebedî kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve Allah’ın rızası vardır?” Bunlar, “Allah’a karşı gelmekten sakınanlar…, ‘Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru’ diyenler, sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde bağışlanma dileyenlerdir. 3/15,16,17”
Gece vakitinin tümünde ibadet ve tövbe edebilirisiniz. Fakat Allah’ın, geceleyin seher vaktinde dua edenleri Kur’ân’da övmesi, peygamberimizin de (s.a.s) her gecenin son üçte birinde dua edenlerin dualarının kabul olacağını müjdelemesi[Buhari Teheccüd 14] bu vakitlerin önemini ifade eden en güzel örneklerden bazılarıdır.
İşte, bu gece[Çarşamba’yı Perşembe’ye bağlayan gece] idrak edeceğimiz Berat gecesi de bereketli zaman dilimlerindendir. Yazının başında da ifade ettiğim gibi bu gecede yapılacak ibadet ve yakarışların bizleri günahlardan temizleyeceğini ve affedilmemize vesile olacağını Allah Resulü (s.a.s) ifade etmiştir. Kur’ân’da örnek gösterilen has kullar gibi her gecede Berat arayanlardan ve “Âyetlerimize iman edenler sana geldikleri zaman, de ki: “Selâm olsun size!”[En’am 6/54] Hitabına mazhar olanlardan olmamız dileğiyle…