Ölü bir kurbağa bacağındaki sinirlerin; neşter ile kesilmesi sırasındaki, kasılmaların gözlemlenmesiyle bir rastlantı sonucu icat olmuştu pilin en iptidaisi..
Zekidir insanoğlu… Bu gözlemle; kimyasal enerjinin depolanabileceğini ve elektriksel enerjiye dönüştürülebileceğini öğrendi…
Sistemin kullanım alanları zaman içinde gelişti ve çeşitlendirildi…
Geliştikçe de canlandı nice cansızlar…Konuşur… koşar oldular.
Lal diller söyler oldu. Tekleyen kalpler uygun ritmini buldu.. Kalmadı pilin girmediği alan…
Ayrılmaz parçamız oldu.
İşlevine göre piller, hem çeşitlendi, hem de güçlendi.
İşi bitmişler çöpe atılırdı eskiden… Şarjlıları icad oldu!… Tazeleyip…tekrar, kullanmak cazip geldi insanoğluna.… Sarj’ın önemi çıktı ortaya..
Zekidir insanoğlu… Öğrendiklerini transfer etmeyi de bilir.
Doğadan ve bilimden öğrendiklerini topluma da uyarlar oldu. Toplum, doğanın parçası değil miydi zaten!? Siyaset de aldı bu bilimsel transferden payını. Siyaset de toplumun ayrılmaz parçası değil miydi zaten?
Bir karma kuram geliştirildi hemen. Şarj-siyaset ve mühendislik üçlemesinde…
Ve özellikle, “şarj etme” tekniği ve yöntemi yeni bir ilham ve boyut kattı siyasete.
Bu yolla kazanılır oldu en büyük yandaş kitlesi. Yetiyor şarja; ihalede bir pay, ya da erzak torbası… Ya da cennette 70 huri ya da bu dünyadan bir makam sevdası.
Dolduruşa gelmeyenler…? Onlara hak… çöp torbası!…
Her dolduruş; deliğe süpürülmekten bir kurtuluş özünde ….
Tedavül süresi; şarja cevap verme ve şarj tutmada, yani biad’da kalma süresi ile paralel…
İşte bu nedenledir icazet alma ve şarj olma adına sıklıkla tekrarlanan o malum mevkiiye yapılan dış geziler!…
Gidemezse gelirler, yerinde şarj edip giderler…
***
Şarj da bir sanat!..Verimli çalışmalarla, sanat eseri pilli bebekler sürülür sahneye… Sözden anlayan..söyleneni yapan… Oyun ortasında keyfe göre kural koyan, olmadı kaldıran -‘yat kalk’lara uyan… Uyutan korkutan; akıl dağıtan!… Yasa tanımazlığı savunan meşruiyet kazandıran…
Tedavül süresince bu işlem fasılasız sürecek!..Her yeni şarj, yeni gündem demek!…
Muhalefeti sustur; gazeteciyi azarla… bayramları yasakla…Bayrakları indir.. kardeşlik bozulmasın de, analar ağlamasın de, kandır.
Demokrasi treni yanaştı istasyona. Şarj tamam; yola devam!…
Aynı bağın gülü; aynı dağın bülbülü… Aynı gölün suyu; aynı lokumun soyu!…
Ve ödüllendirirler, ‘aferin’ verirler sarj tutarsan süpürmeyiz derler; süpürmeyi ertelerler!..
Zekidir insanoğlu… Pillerden ekip kurup bataryalar oluşturmayı da öğrendi zamanla. Yatay, dikey, paralel ve seri pil’liler bağlamayı öğrendi. ***
Zekidir insanoğlu… Aklı hep üretmekten yanadır. Üretirken geliştirir.
Ama yine de bilir.. Sonludur her şey!..Şarj da bir gün tükenir… İşte o gün; biadın sonu gelmesin diye devreye girer sandıklarda hile… Bir bakmışsın kedilerdedir görev, bir başka gün, mühürsüz oylara “fetva” verecek memurda…
***
İşte o gün; hem bilimsel, hem de hukuksal haktır direnme… Der ki bilim:
“Atık piller kirliliğe neden olur. Oluşan ısısının etkisiyle patlama olasılığı da yüksektir. Patlama toplum sağlığı için büyük risktir.”
Bilimsel ve tarihsel gerçeği göz ardı etmek “manik depresif bozukluk” değilse enayiliktir.
***
PİLLİ BEBEĞİM…
BENİM!…
Uzun sarı saçları vardı…
Yaşı; 5, bilemedin 6 kadardı…
Kucağında kendisi kadar bir pilli bebek;
Elinde bir dilim ekmeği vardı…
Bırakırken pilli bebeği yere;
Düşünmeden; nasıl, ya da niye,
Bebeğin arkasındaki, düğmeye bastı…
Bir müzik geldi hafiften,
Pilli bebek.. oynadı.. ha oynadı…
Beş, yada altı’sındaki çocuk;
Hayran bakışlarla bebeğini seyre daldı..
Bitince oyun;
Bebeğini, gururla yerden aldı,
Sevgiyle bağrına bastı.
Sevdi… sevdi… okşadı.
*
B e b e ğ i m !…B e b e ğ i m; pilli bebeğim !…
***
Saçları yoktu,
Kocaman bir göbeği vardı.
Yaşı 50, bilemedin 60 kadardı.
Kucağında; göbeği kadar bir dosya;
Elinde uzun, iri taneli tespihi vardı.
Bir hışımla, fırlatılmış ok gibi…salona daldı;
Arkadaşlarının elleri havadaydı…
Baktı, gördü; geç kalmışlığından utandı.
Bir hamlede,
Belki de içgüdüyle;
Eli havadaydı!…
Bilmese de nedir oylanan;
Bir oy farkıyla,
Artık yepyeni bir yasamız vardı!…
Bir kucak… bir sevinç… bir çığlık!..
Bir hüsn-ü kabul ile sarıldı dostlar çevreden!…
Bir huzur-u kalb ile vekil;
Tarihi bir paye verdi kendine…İnceden… inceden!..
*
V e k i l i m !…. V e k i l i m !… Pilli bebeğim!..
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci – DENİZLİ
mehmethalilarik@gmail.com