Adına ‘küresel baronlar‘ denilen çoğunluğu Alman kökenli Yahudilerden oluşan bir çete var. Bunların bir bölümü koyu satanist, bir bölümü ise liberal ateist. Merkezi Paris olan 300’ler meclisi, 250 kadarı Yahudi servet sahibinden oluşuyor. Geri kalanı ise bunların emrindeki siyasetçi, diplomatlar vs.
Bunların yapıları konusunda farklı bilgiler olmakla beraber, azalan sayıda alt grupları da var. Nihayetinde bu kan emici çete 4 kişiye kadar iniyor.
Masonların yayınladığı ‘Mimar Sinan Dergisi’nin 1950’lerdeki sayılarında yer alan bilgiye göre en tepede 4 yaratık var.
Bu dörtten biri hiç değişmiyor yani kıyamete dek sabit. Üçünden biri ölünce yerine 70’ler meclisinin en kıdemlisi terfi ettirilip sırra vakıf ediliyor. Tabi ki, 70’lerden biri ölünce de 300’lerden biri sırra vakıf edilerek 70’lere yükseltiliyor. Masonların iddiasına göre dörtlünün merkezi Kudüs’müş. Bu nedenle Kudüs çok önemliymiş…
ROCKEFELLER 4’TEN BİRİ MİYDİ?
Geçtiğimiz ay cehenneme bilet kestiren Rockefeller bu dörtten biri miydi bilmiyoruz. Şayet öyle ise dördün üçünden biri ölünce yerine alttan biri yükselecek demektir, yani terfi dönemi.
Biri de hiç değişmediğine göre bu değişmeyen kim? Siz onu yakından tanırsınız. Adını söylesek çok kızacaktır ya da ona güç vehmettiğimiz için belki de mutlu olacak.
Olsun biz söyleyelim de o ŞEYTAN’ı bildiğimiz bilinsin.
Yani şeytan bunların en tepesindeki yönetici…
Bu nedenle bunların hepsi şeytana hizmet eden, insan görünümlü, iki ayaklı iblisler. Nas suresindeki ifade edilişiyle de ĤANNAS.
Hepsi aramızda dolaştığı ve ‘işte aradığın şeytan benim’ diye bağırdığı halde ĥannas’ı pek azımız tanırız.
O cismen ve sûreten yani madde olarak insan, lakin manen ve fiilen insan değil. O şeytanlaşmıştır. Onun içinde yemek, içme ve ölmek dışında insanî hiçbir şey kalmamıştır. Bunları da normal bir insan gibi yapmaz zaten.
ŞEYTAN İMPARATORLUĞU YIKILIYOR!
Tarihi misaller bize şunu söyler: İnsanoğlu korku / şeytan imparatorluğu, ya da adalet nizamı kurmuştur.
Korku imparatorluğu kan ve gözyaşı ile adalet nizamı ise merhamet ve hakkaniyetle kurulur ve yaşar.
Allah (c.c.) şer düzenini yıkmak istediğinde, kalplerdeki korkuyu söküp alarak o düzeni yıktırır.
Adalet nizamları ise dostu düşmanı seçmekte zorlanılır hâle gelindiği, helal-haramın karmaşıklaştırıldığı, liyakatten vazgeçilip Hakk çiğnenmeye başlandığı ve emanete ihanet edildiğinde tedricen yıkılır.
Filhakika hiçbir düzen ilelebet sürmez. Bu varlığın tabiat ve düzenine aykırı!
Günümüzdeki şeytanî düzen ahir ömrüne yaklaşmış durumda. Ne yapsalar fayda etmeyecek.
Mesela 16 Nisan’da çıkacak güçlü bir evet, içimizdeki kemirgenlere, değer düşmanlarına, damarlarında insan kanı yerine ihanet dolaşanlara rağmen Türkiye’yi daha da güçlendirecek.
Suriye ve Irak özelinde sürdüğünü sandığımız savaş, aslında bu iki ülkenin paylaşımı meselesi değil. 21. asrın sahibi olma, yeni yüzyılda varlık gösterebilme mücadelesidir olup biten.
Gelecek asrın Türkiye’nin olacağı -Allah-ü Teâlâ’nın izni ile- kesin. Lakin bu asır; ne ABD, ne Rusya Federasyonu, ne Birleşik Krallık, ne Fransa, ne İspanya, ne İtalya, ne İran, ne Almanya’nın varlıkları ve güçlülükleri açısından kesin değil.
Tam 40 yıldır Türkiye’yi bölmeye çalıştılar.
60’larda başbakan ve bakanları astılar…
70’lerde terör ve idamlar…
80’lerden bir sağdan bir soldan adam asmalar…
90’larda karanlığın dibini bulmalar ve iktisadi krizler…
Asala, Devsol, TİKKO, DHKP-C, PKK terörüne ve FETÖ kemirgen tenyasına rağmen, bu ülkeyi yarım asırdır diz çöktürmek bir yana dursun, daha da güçlendirdiler.
Bu demek oluyor ki; içindeki her türlü satılık, kiralık, vurguncu, talancı, yalancı, uşak ve soysuza rağmen Türkiye dimdik ayakta ve hatta şahlanmanın eşiğinde!
Karşımızda Erdoğan’a şirin gözükmek için sakal-bıyık bırakan yeni bir tayfa var ise de, onlara rağmen, mazlum ve yetimlerin duası, Emanet-i Mukaddes ve Allah’ın tebeddülatı sayesinde 21. asır İslam’ın ve Türkiye’nin asrı olacak.
ŞEHİR DEVLETLERİ İSTİYORLAR
Bir bakmışsınız ABD 51 parçaya bölünmüş, bir bakmışsınız Rusya Federasyonu 21 parçaya ayrılmış. Sabah uyanmışsınız Birleşik Krallık 4 ayrı devlete dönüşmüş. Yahudi ve masonların 1789’da teslim aldığı Fransa daha şimdiden tarumar oldu. İspanya daha 1492’nin faturasını ödemedi ama yakındır. İtalya’nın önünde ödenmeyi bekleyen bir Libya faturası var ve Venedik siperde bekliyor. İran’ın paramparça olduğunu görmek bugün yaşayan çok kişiye nasip olacak. Bunlar Çin için de geçerli. Yahudilerin ata yurdu ve işgali altındaki Almanya’da durum sanıldığı kadar iç açıcı değil. Diğerlerinden düğüm / bağ bir çözülsün Bavyera Almanya’nın icabına bakar.
Her şey bir anlık mesele. İçinden geçtiğimiz günler, Avusturya tahtının bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi bahanesinden daha sıcak ve heyecanlı olaylara gebe.
Çünkü iblis, ‘büyük devlet’ istemiyor. İstiyor ki tüm dünya ‘city states / şehir devletleri’nden oluşsun. Her şehirde bir baron hüküm sürsün. Dünyaya kargaşa hâkim olsun. Ama bilmediği bir şey var. Onun bu isteği bizim faydamıza. Bunun ne olduğu da hem ona hem de herkese sürpriz olsun.
La ğâlibe İllallah