15 yıllık AKP iktidarıyla, Düyunu Umumiye vardık. Üretmeyenler, Cumhuriyet’in ürettiklerini satan veya borç almak için ipotek edenler, borç bombasının patladığı yerdedirler.
Borçlanarak tüketmenin, büyüme değil küçülmeye sebep olacağını artık herkes anlamalıdır.
Tüketim esaslı büyüme, üreten, üretim fazlası olan ülkeler için geçerlidir. O da, belli bir süre içindir.
AVM TOKİ inşaatlarıyla büyüme olmayacağı zaten baştan belliydi. Küçülme ve borç patlaması, mevcut iktidarı babadan kalan malları ipotek ederek, yeni borç bulmaya mecbur etmiştir.
Paralel hazine (Varlık Fonu) kurmak ve denetimden uzak tutarak, ülke varlıklarını ve topraklarını ipotek ederek, yeni borçlanmaya hazırlanmaktadırlar.
Ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasal çökme noktasına gelmesinde, millet malının yabancılara, özelleştirme yağmasıyla satılmasının, çok büyük önemi vardır.
Osmanlı, sanayi devrimini, kendi iç dünyasında, geriçileşmeyi durduramadığı için ıskalamıştır.
AKP iktidarı da, teknoloji devrimini, toplumu ayrıştırarak, kendi ordusuyla savaşarak, insan gücünü bilim ve teknolojiye sevk etmeyerek ıskalamıştır.
Dünya’da teknoloji üretemeyen ülkeler büyümek için teknoloji satın alıp, borçlanmak zorundadır. Biz bırakınız teknolojik ürünler alarak borçlanmayı, sanayi ürünleri alarak da borçlanıyoruz.
Kanal İstanbul gibi, kendi halkının tasarruflarından büyük yatırım yapanlar, borçlanmak zorundadır. Bir kuruş vermeden yatırım yapıyoruz kandırmacası sona gelmiştir.
Osman Gazi köprüsü gibi, borçları halkın sırtına atınca, devletin borcu yok övünmesi Varlık Fonu ile hepten açığa çıkmıştır.
Varlık Fonu; ülkenin malını mülkünü ve topraklarını ipotek ederek borç bulma arayışıdır.
Lozan’da vermediklerimizi şimdi vermeye hazırlanıyoruz. İMF gelse, bu kadarını yapabilir miydi, bilmiyorum.
Varlık Fonunu bize “etkin yönetim” diye pazarlıyorlar. Çabuk ve eleştirisi olmayan satışa, etkin yönetim adını vermişler. Bu duruma yağma ekonomisinin kibarlaştırılması olarak bakmalıyız.
Müflis tüccar da, babadan kalanları ucuza ve çabuk satarsa sevinir.
Varlık Fonundaki denetimsizlik; milletin malı satılınca, kimse hesap sormasın diye düşünülmüş bir mekanizmadır.
Üretmeyenler, üretmek için gerekli kural ve kanunları oluşturmayanlar, kendinden önceki nesillerin ürettiklerini satarak ve borçlanarak yaşarlar.
“Varlık Fonu başka ülkelerde var” kandırmacası işin propagandasıdır. O ülkeler üretim fazlalarını kötü günler için varlık fonuna koyarlar. Bizim tasarruf fazlamız yok ki… tasarruf eksiğimiz var.
Varlık Fonuna geçiş; borç bombasının patladığı gösterir. Yeni borç için yeni teminat gereklidir.
Varlık Fonu’nun Düyunu Umumiye’den tek farkı, yönetimdekilerin nüfuz cüzdanıdır.
Bülent Esinoğlu
ulusalkanal.com.tr