Ne bitmez bir kinimiz var.
Ne bitmez hikâyelerimiz kendimizi avutmalarımız var.
Ne bitmez alınganlıklarımız kırılganlıklarımız darılmalarımız var.
Durmayan durdurulamayan virüs gibi sürekli yayılan bir dedikodu trafiğimiz var.
*
Kıymetli Okurlarım,
Güzel bir Futbol A takımı oluşturduk.
Güzel bir Basketbol A takımı oluşturduk.
Güzel bir Voleybol A takımı oluşturduk.
Futbolda yakın gelecekte kendi yağımızda kavrulalım diye Akademi ligine katıldık, burada 5 takımımız var, her geçen gün daha iyiye gidiyorlar.
Orduspor Futbol Okulumuz açıldı, hafta sonları 14 yaş altı çocuklarımızı yetiştiriyoruz.
Orduspor Voleybol Okulumuz açıldı, burada sayımız her geçen gün artıyor.
Yani 3 profesyonel 5 amatör olmak üzere 8 takımımız var ve 2 spor okulumuz var.
Her birinin teknik ekipleri var.
Tüm bu işleri 5 personelle yürütüyoruz, hepsi 5 kişi. Geri kalan işleri yönetimde bir avuç arkadaşımız üstlendik koşturuyoruz. Bu arada bir avuçta gönüllü çalışanımız var (redkit, hakan vb.)
*
45 sporcumuz A takımlarda oynuyor ve her ay bizden ödeme bekliyor.
15 teknik direktör ve ekipleri toplamda görev yapıyor ve her ay bizden ödeme bekliyor.
5 fedakar çalışanımız her ay bizden maaş bekliyor.
Ayrıca; mutfak, konaklama, ulaşım, yakıt, işletme gideri gibi harcamalarımız var.
*
Bana göre sporda 3 şey var: sporcu-teknik adamlar, seyirciler ve yönetim. Sporcular oynayacak teknik ekipler bunları sahaya hazırlayacak, seyirciler keyif alacaklar, bu süreci yönetim yönetecek.
UNUTMAYALIM ASLOLAN SPORCU VE TEKNİK ADAMLARDIR. Burası doğru olmaz ise ne keyif verebilirsiniz nede yönetebilirsiniz. Zaten seyirci de gelmez izlemeye.
Efendiler biz sporcu ve teknik ekiplerimiz konusunda gerçekten iyi bir noktadayız.
Emek verenlerden Allah razı olsun.
*
Kim mi en çok Ordusporlu: Tabiki en çok terleyenler. Ne zaman terledi hangi pozisyonda terledi önemi yok ki.
Birileri bu emeğe alın terine niye saldırıyor anlayamıyorum
*
Geçmişte yaptıklarımızı sabahtan akşama böbürlene böbürlene anlatmayla vakit geçirirsek bunun Orduspor’a bir faydası olmaz.
Orduspor sevdası geçmişte katkı verdim şimdi izlemedeyimle bağdaşmaz.
Sadece; eski sporcu, teknik adam, yönetici vb. şekillerde emek vermiş olanlar bugün küçük destek olsalar bu takım gene ayakta durabiliyor, destek verin o zaman, destek veremeyiz biz üzerimize düşeni geçmişte yaptık diyorsanız susun o zaman.
*
Durugöl’e stad şehir planlama disiplini açısından bakıyorum yanlış olur.
O bölge adı üzerinde DURUGÖL, yani buranın aslı GÖLLLLL,
Bu bölge yapılaşmasının çoğunu tamamladı diyorsunuz, ilave betonlaşma getirmeyin o zaman,
Ordu turizm şehri olacaksa sahil destinasyonu çok önemli. Atıyorum “5 YIL SONRA 1 MİLYON TURİST” diye bir hedefiniz varsa bu 1 milyon turisti yeri geldi Altınordu’da da ağırlayacaksınız demektir. Dolayısıyla Karadeniz Sahilyolu ile Deniz arasında kalan alanı mümkünse komple turizm içerikli yapılandırmalı ve rekreasyon alanı olarak düzenlemeliyiz. Denize sıfır noktasındaki ana amacı Durugöl 14 günde 3 saat kullanılacak bir faaliyet için betonlaşmamalı.
Buna rağmen yapılacaksa zaten öncesinde spor kulüplerini mağdur etmeyecek alternatif alanları öncesinde yapmak zorunda ve yapılacağı zaten taahhüt ediliyor.
Kıymetli dostlar bunları niye yazdım:
- Stadımız sonuç, yani maç oynayacağımız yer ve biz maç oynayacak yeri bir şekilde buluruz, az uzak az yakın olmasına takılmayalım
- Aslolan takımlarımız ve teknik ekiplerimiz, hamdolsun bu konuda da ana hatlarıyla şanslıyız,
- Taraftarımız her geçen gün artan oranda yanımızda olmaya devam ediyor,
- YÖNETİMSEL SORUNLARIMIZ VAR, ASIL BU KONUYU ACİL ÇÖZMEMİZ GEREKİYOR,
- BU YILI BİRAZ GAYRETLE RAHAT RAHAT ÇEVİREBİLİRİZ, DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUZ,
- GEÇMİŞ BORCU BİR BÜYÜK HAMLEYLE ÇÖZEBİLİRİZ, (köşemde yöntemini defalarca yazdım)
O halde derdimiz ne ki, belamızı mı arıyoruz.