ABD Irak’a vurduğunda, Irak ABD’ye adeta altın tepsi içinde teslim edilmişti. Herkes “Esas savaş Bağdat’ta olacak” derken Bağdat savaşmadan teslim edilmişti. Tarih 10 Nisan 2003’ü gösteriyordu. Teslimatı yapan, gerçekte Irak’ta herkesin bildiği ama ortalıkta gözükmeyen KESNİZANİ tarikatıydı.
Birinci körfez savaşında Baba Bush, Bağdat’ı işgali reddetmişti. İsrail bu duruma çok bozuldu. Irak hızlı bir şekilde parçalanmalıydı. Gözüne kestirdiği Kürt tarikatı Kesnizani’lik üzerinden Irak’ın İslami hayatını da kontrol altına alacaktı.
KESNİZANİ TARİKATI, MOSSAD ve CİA tarafından Saddam’ı içten yıkmak, Irak’ı kolayca teslim almak için organize edilmişti.
MOSSAD Kesnizani tarikatının önde gelenleriyle muhtelif yollardan temasa geçti ve ilişkileri hızla geliştirdi. Irak Devleti’nin mekanizması içinde yer alanlar, medya mensupları uhrevi yollardan ikna edilemezlerse MOSSAD’ın cömertçe tarikata aktardığı dolarlarla ikna ediliyor, mürit yapılıyordu.
Saddam’ın yatak odası dâhil, istihbaratçı müritlerden derlenen bilgiler oğul Nehru’da toplanıyor, Nehru’da bunları MOSSAD’a aktarıyordu. Artık Saddam ve çevresinde neler olup bittiğinden Kesnizani tarikatı ve şeyhi vasıtasıyla MOSSAD anında bilgi sahibi oluyor ve gereği yapılıyordu. Tarikatın içine MOSSAD iyice yerleşmişti. Şeyh adına rahat rahat operasyon yapar hale gelmişti. (Genelkurmay İstihbarat Eski Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin)
Şeyhin emrindeki mürit generaller vatanlarının bağımsızlığı için savaşmak yerine Şeyh Muhammed’in emrine uydular.
Müridiler arasında bir isim vardı ki, Saddam’dan sonra BAAS’ın en kudretlisiydi: İbrahim İzzet El Duri. Duri bütün karanlık odaklarla ilişki kuruyor, Saddam’ın bütün pis işlerini organize ediyordu. Duri şeyhin ayağını öpenler arasına çoktan dâhil edilmişti.
Bu arada İzzet El Duri de boş durmamış, Bağdat’ın Kuzeyini de o teslim etmişti Amerikalılara. Şeyhin isteğinde mutlaka bir keramet vardı. Bağdat Bağdat olalı böyle bir şerefsizlik görmemişti. Buraya kadar anlattıklarım muhtelif kaynaklarca teyit edilmiştir.
Kesnizani tarikatı, baba Abdülkadir zamanı da dâhil Saddam’a bağlılıkta kusur etmiyordu. Kürt, Türkmen, Arap rejim muhaliflerini anında BAAS Parti istasyonlarına bildiriyordu. Şeyh Muhammed kitap yazmaktan da geri durmamıştı.
Tarikatın dönüşümü şeyh efendinin etrafındaki İslam âlimlerince, gerçekte MOSSAD ajanı hahamlarca hızlandırılmıştı. Şeyh’in kitabı, Kabala öğretilerini İslam mistizmi adı altında imanlı müritlerin beyinlerine ve kalplerine ince ince enjekte etmek için başucu kitabı olarak kullanılmaktaydı. Müritlere MOSSAD’ın hahamlıktan tövbekâr hocaları ders veriyordu.
Aslında tarikatın asıl hedefi Irak ordusuydu. Öncelikle generaller ve subaylar Keznizani tarikatının müritleri haline getirildiler. Genelkurmay Başkanı, Genel Askeri İstihbarat Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı, hepsi Şeyh Muhammed Abdülkerim Kesnizani’nin ayağını öperek müridiler arasına girmiştir.
Onlar da Kuran okumuyor. Okudukları; tek kişinin adını taşıyan kitaplar içinde ne kadar Kabala öğretisi var bilmiyoruz. Taraftarları gece gündüz bu kitapları hatmediyor. Kelimelerin tekrarı beyinleri esir alıyor.
Tarikat “Körfez Savaşı”ndan sonra Saddam’ın etrafını örümcek ağı gibi sarmıştı. Saddam’ın karısı, çok güvendiği generalleri ve istihbarat Şeyh Muhammed Abdülkerim Kesnizani, zikirden ziyade, siyasete meraklıydı. Müritlerine de Kur’an eğitimi yerine adını zikretmeden Kabala öğretilerini /mistizmini anlatıyordu. Kesnizani tarikatı, baba Abdülkadir zamanı da dâhil Saddam’a bağlılıkta kusur etmiyordu. Kürt, Türkmen, Arap rejim muhaliflerini anında BAAS Parti istasyonlarına bildiriyordu.
Şeyh Muhammed kitap yazmaktan da geri durmamıştı. Tarikatın dönüşümü şeyh efendinin etrafındaki İslam âlimlerince, gerçekte MOSSAD ajanı hahamlarca hızlandırılmıştı. Şeyh’in kitabı, Kabala öğretilerini İslam mistizmi adı altında imanlı müritlerin beyinlerine ve kalplerine ince ince enjekte etmek için başucu kitabı olarak kullanılmaktaydı.
Müritlere MOSSAD’ın hahamlıktan tövbekâr hocaları ders veriyordu. Aslında tarikatın asıl hedefi Irak ordusuydu. Öncelikle generaller ve subaylar Keznizani tarikatının müritleri haline getirildiler.
Genelkurmay Başkanı, Genel Askeri İstihbarat Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı, hepsi Şeyh Muhammed Abdülkerim Kesnizani’nin ayağını öperek müridiler arasına girmişti. Irak’ta 30-40 yıl önce Kürtler arasında Şeyh Muhammed Abdülkerim Kesnizani tarafından kurulmuş. Tarikat baba Abdülkadir zamanı da dahil Saddam’a bağlılıkta kusur etmemiş. İlk Körfez Savaşı’ndan sonra Kesnizani Tarikatı hızla yayılmış. Kürt, Türkmen, Arap muhalifleri Saddam’a bildirerek güven kazanmış.Tarikat Ordu, istihbarat, parti ve devlet mekanizmasını hedef almış.
Kim vardı bu tarikatın arkasında?- CIA ve MOSSAD. Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı, Askeri İstihbarat Başkanı Şeyh Muhammed Abdülkerim Kesnizani’ye bağlıydılar. Saddam’ın karısı Sacide Hayrullah, Saddam’ın kardeşleri Vatban ve Barzani, oğlu Uday tarikatın müridiydi. Saddam sonrası Baas’ın en güçlü ismi İbrahim İzzet El Duri tarikatın müridiydi.
Saddam’ın her adımı, kararı çevresindeki ekip tarafından izleniyor Şeyh’in oğlu Nehru’ya ulaştırılıyordu. Oradan da bilgiler CIA ve MOSSAD’a ulaştırılıyordu. Saddam durumu farkettiğinde artık çok geçti…Kesnizani Tarikatı hiçbir kurşun atmadan Irak’ı ve Bağdat’ı ABD’ye teslim etti.(Mevzuvatan.com-Arif N. Caner)
Öte yandan Saddam’ın karısı Sacide Hayrullah, Saddam’ın kardeşleri Vatban ve Barzan ile oğul Uday da müridiler arasındaydı.
Dr. Ramazan Kurdoğlu’nun verdiği bu bilgiler, Türkiye’de hala uyuyanlara ders gibi bir uyarıdır. Türkiye’de devlet mekanizmasını ele geçirenler, geçiremedikleri kesimlere savaş açanlar, Türk Ordusu’nu hedefe oturtanlar kim? Ordu’nun kalbine girip en mahrem bilgileri ele geçirenler, devletin gizli bilgilerini “iddianame adıyla” ortalığa saçanlar…
Efendileri Amerika’da. Onlar Amerika’da olmasını “hicret”, yani Peygamberimizin sünnetini işlemesi olarak kabul ediyor. Dinler arası diyalogun öncüsü de olan Hoca efendilerinin buyruğunu Allah’ın buyruğu gibi kabul ediyorlar.
10 Yıllık süre içinde gördük ki, hedef yaptıkları kurum ve kişileri bertaraf ederken hiçbir ahlaki kurala uymuyorlar.
En ahlaksız yöntemlerle saldırıyorlar. Acımaları yok. Hedeflerine karşı imha edici bir silah gibiler. Dr. Ramazan Kurdoğlu yazısında; “Tarikatın içine MOSSAD iyice yerleşmişti. Şeyh adına rahat rahat operasyon yapar hale gelmişti.” diyor. Türkiye’de cemaat görüntülü örgüt adına MOSSAD ve CIA ne kadar operasyon yaptı acaba?
En önemlisi Türk Milletinin ve devletinin “Kesnizani Tarikatı Operasyonu”ndan çıkaracağı bir ders var mıdır?
Bu yapıların Türk devletlerinde ve Türkiye’de açtıkları okul ve dershaneler aslında MİSYONER okullarıdır. Amaç küresel elite hizmet edecek “tek dinli- tek dilli-mankurtlaşmış” köle nesiller yetiştirmektir. Bu durumu hala görmeyenler gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içindedirler.
Tehlike görünenden büyüktür. Çürümenin ne kadar derinleştiğini anlamak için illa Türkiye’nin de savaşa girip Ankara ve İstanbul’u teslim mi etmesi gerekiyor? (En son Haber.com)
İhanet bir birine nasıl da benziyor? Ülkeyi iç savaşa sürükleyeceksin, savaşmadan dış güdümlü hainlere teslim edeceksin, bunun adına da vatanseverlik diyeceksin. Bunu da din adamlığı adına yapacaksın? Koca koca adamları dize getirecek, ihanetine ortak edeceksin. Bu adamlar da hiç sorgulamadan sana tabi olacak ve her türlü ihanetine “ Amin” diyecek bu mantığı nasıl derlendireceğiz? Vatanı, bayrağı, dini ve kutsal değerleri nereye koyacaksın?
Hala uyanmayanlara: Bunca ihaneti görüp, satılmışlığı, teslimiyeti ve köleliği tercih edenlere; bu ihaneti sorgulayamanlara deriz ki: Ya gözleriniz körleşmiş gerçeği göremiyorsunuz ya da sahiden siz de bu ihanetin içinde bizzat yer alıyorsunuz! Yazık demek içimden gelmiyor: Allah akıl, fikir, izam ve iman versin….
