Mahalle, şehrin tam ortasında olması nedeniyle, hemen hemen herkesin gözü olan albenili bir mahalle, adı; “Ortadoğu Mahallesi”.
Mahallenin en gözde en köklü ve temeli en sağlam apartmanı ise; “Anadolu Apartmanı”.
Bu apartmanda yaşayan, maddi durumları, kültür düzeyleri ve dünya görüşleri birbirinden farklı aileler, zaman zaman aralarında küçük ve halledilebilir bazı sorunlar yaşansa da, apartmanın inşa edildiği ilk günden buyana, genellikle huzur ve mutluluk içerisinde yaşamlarını sürdürmüşler. Hatta, birbirlerinden kız alıp “akraba”, kurdukları ticari işbirlikleriyle de “ortak” olmuşlar.
Derken, ailelerden biri, bir apartman toplantısında, “temizlik, güvenlik, elektrik, yakıt, çevre güzelleştirme gibi apartmanın genel masraflarına katılmak istemediğini, bu itibarla herhangi bir aidat da ödemeyeceğini, her türden ihtiyacını bundan böyle kendisinin gidereceğini” belirterek, sadece kendisinin kullanacağı ayrı bir apartman giriş kapısının yapılmasını da talep etmiş.
Tartışmalar atışmaları, atışmalar çatışmaları beraberinde getirmiş ve bu huzursuz süreç, 25 yıl kadar devam etmiş. Zaman zaman; “Madem öyle, apartmandan taşın kardeşim” denilse de, “Ben ev sahibiyim, çıkmam, siz çıkın” cevabı alınmış her seferinde. Gerçi, “Çıkmam” diyen ailenin bazı fertleri, yan apartmandaki akrabalarının evlerine yerleşmişler ve orada yaşamaya başlamışlar, uzunca bir süredir. Kalabalık görünmek ve isteklerinden vazgeçmediklerini göstermek amacıyla da gizli gizli evlerine gelmeyi hiç ihmal etmemişler. Her gelişlerinde, duvarları karalamışlar, otomat lambalarını kırmışlar, bahçe suyunu açık bırakmışlar.
Şimdilerde yan apartmanda bazı inşaat çalışmaları yapılmaya başlanmış. Müteahhit Abdi bey, neredeyse yeniden inşa edilircesine girdiği tadilat nedeniyle apartmandaki fazlalıkların biran önce atılmasını istemiş sakinlerden. Evlerine gelen akrabalarını geri göndermek isteyen, ancak bunu bir türlü açıkça dile getiremeyen akrabaların işine gelmiş bu durum ve “Sağ olasın Abdi bey” diyerek, ellerini ovuşturmuşlar, derin bir “Oh” çekmişler.
Abdi Bey’den söz açılmışken…
Bakmayın adının “ABDİ” olduğuna, aksine çok zeki bir adam Abdi bey. Şehrin ileri gelenlerinden, itibar gören biri, çok da zengin. Kendisi müteahhitlik yapıyor ama, tapusu kendisine ait tek bir evi dahi yok, ne mahallede, ne şehirde. Ama çok zengin. Ev sahibi değil, kiracı da denemez, çünkü kira vermiyor. Apartman yönetimlerine girerek topladığı aidatlarla sürdürüyor yaşantısını. Akıllı adam Abdi bey, çok da zeki…
Sabahattin Talu
sabahattintalu@gmail.com
Çok güzel bir benzetmeyle olayı anlatmışsınız kutlarım. Olayların çözümsüzlüğünün sebebi apartmandaki ortak yükün ve kazancın eşit olmayışından sorunlar birike birike bu hale geldi.
Apartmanda ayrı kapı açmak ruhsatsız işler yapmak alt katta dükkan açmak gibi yanlış istekler bakalım olayı nereye vardıracak