Birkaç haftadır yazılarımızı ağırlıklı olarak FETÖ ve 15 Temmuz İşgal Girişimine ayırdık. Ağırlıklı olarak kamu kurumlarında yürütülen FETÖ mücadelesindeki haksız ve masumların da damgalanmasının yanlış olduğuna, bürokratik
oligarşinin mücadele kisvesi altında rakip tasfiyesi ve üst düzey FETÖ’cülerin korunmasına dönük çalışmalara ayırdık.
FETÖ’cü tespit
komisyonları işlevsiz kaldı
17/25 sonrası süreçte dahi el atından FETÖ’yü destekleyen, kritik görevlerde her zaman FETÖ’cüleri yerleştiren, FETÖ mensubu veya kontrolünde olmayan bürokrat, müfettiş, uzman, kaymakam gibi kamu görelilerini karalama, tezvirat, iftira, baskı, şantaj yöntemleriyle tasfiye den, kendisine rakip gördüğü veya görevinden ayrılmasını istediği bürokratları karaladığı ve boşalan koltuğa kendi adamını getiren bürokratlar halen görevde.
Bu bürokratların ayıklamasına nasıl güveneceğiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan büyük bir mücadele verirken neden bürokrasi koltuk ve makam korkusuyla hareket ediyor?
Halen FETÖ tespit komisyonlarında da görev yapan bu kripto bürokratlar tarafından Masum insanlar “sayıyı kabarık göstermek” için görevden alınırken, yapılan ihbarlar ve bilgiler boca çıkarılarak “hemşehrimdir, atsak yazıktır geçinemezler, ben tanıyorum, köylümdür, cemaatimizdendir, işlerimi görüyor!” gibi bürokratın kişisel hoşgörüsüyle kurum imamlığı yapanlar dahil olmak üzere temize çıkarılıyor. Hiç kimsenin terör örgütü, üyelerine hoşgörü ve affetme hakkı yoktur, olamaz, olmamalıdır.
Facebook ve Twitter hesaplarında 15 Temmuz gecesi kimler sessiz kalmış, kimler darbeye işgal girişimine buradan karşı çıkmış, bugüne kadar sosyal medyadan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Ak Parti hükümetlerine, Başbakanımıza yönelik hakaretleri kimler yapmış ve bu mesajları kimler silmiş, geriye dönük mesajlarına baktığınızda tek bir olumlu, güven veren mesajı olmayan bu insanları kurulan komisyonlar hangi hakla aklamış….
Başta deşifre olduktan sonra örgüt tarafından apar topar kapatılan MAYFED olmak üzere FETÖ’nün bürokrasi ve yöneticileri bir arada tuttuğu derneklere, vakıflara kimlerin üye olduğu neden incelenmiyor?
Bana gelen yüzlerce mail, facebook, twitter mesajları içerisinde masum olduğunu söyleyip “FETÖ’cü damgasını” intihar sebebi görenler var. Elbette ki bunların içinde masum ve suçlu ayrımı yapılmalı, kim devletine isyan ve ihanet etmişse bunun hesabını vermelidir.
Ancak, bir tek masum bile varsa, hakkı teslim edilmelidir.
Kimler haketmeden üst görevlere gelmiş?
Daha önce de yazdığım gibi, FETÖ’cüler her ne kadar kendilerini gizlemiş olsalar bile, bunların göreve giriş, yükselme ve liyakatleri olmaksızın yaptıkları görevler tespitte önemli bir kriterdir.
Bakanlıkların yurtdışı ataşeliklerine kimler, hangi kriterlerle gönderilmiş, hangi ilişkileri bu görevlere atanma nedeni olmuş.
Bu gazetede cesur bir habercilikle “SGK’nın kayıp kamyonları” haberleri yapılırken, yolsuzluklar manşetlerde iken kimler bunları ataşe olarak yurtdışı göreve yazmış?
2008 sonrası kamudaki Müfettişlik, uzmanlık, kaymakamlık, SPK uzmanlığı, iç denetçilikler, Maliye ve SGK denetmenleri gibi kariyer mesleklere giriş sınavları incelenmeli, sınav komisyonları, sınav kağıtları yeniden gözden geçirilmelidir.
Personel ve insan kaynakları yöneticileri, teftiş kurulu başkanları, genel müdürler, kritik daire başkanlıkları makamlarındaki atamalar ele alınmalıdır. Hatta müfettiş ve denetçiler tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, SGK Başkanlığı, SPK, BDDK, TMSF ve diğer üst kurullar tarafından yapılan kritik incelemeler, teftişler, soruşturmalar ve proje denetimleri ayrıntılı incelenmelidir.
15 Temmuz gazisinin eli yakanızda
Geçen hafta yazdığım üzere 15 Temmuz gazisi İstanbul’da Eczacı Hatice Kübra Çiftçi’nin belirttiği “FETÖ mensuplarının hangi eczanelerden SGK’ya kesilen aylık fatura miktarının yüzde 20’sini himmet adı altında haraç kestikleri” araştırılmalıdır. Bu konuda neden Bakanlık bir açıklama yapmıyor, neden FETÖ mücadelesinin sulandırılmasına göz yumuluyor.
Halen SGK ile hangi FETÖ’cü eczanelerin anlaşması vardır. Bunlar araştırılarak sözleşmeleri neden sonlandırılmıyor.
Kamu kurumlarında sözleşmeli avukat olarak hangi FETÖ’cülerle sözleşme yapıldığı tespit edilerek gereği yapılmalıdır.
Mimar, mühendis olarak haksız yere iş verilen, proje çizdirilenler kimlerdir?
Belediyelerde hangi FETÖ’cüler kamu kaynaklarını bu örgüte aktardı, imar ve sosyal yardımlarda FETÖ’nün talimatları ile hareket etti? Hangi ayrıcalıklar verildi? En ince ayrntısına kadar araştırılmalıdır..
Kamudaki FETÖ’cüler tasfiye edilirken kamudan aldıkları mühürlerle iş yapan müşavir, mimar, mühendis, komisyoncular tespit edilmelidir.
Bu kişiler halen kamuya yaptıkları işlerin karşılığında kazandıkları haksız ranttan FETÖ’ye el altından himmet veriyor mu?
Kamu bürokrasisinde FETÖ derneklerine örgütlenmelerine kimlerin hizmet ettiğinin tespiti çok mu zor?
Şahsi kanaatimdir, FETÖ’cü olmayanları husumet, rekabet veya başka nedenlerle karalayan, damgalayan alçaklar da en az FETÖ’cüler kadar tehlikelidir, zararlıdır ve bu görevlerde tutulmamalıdır.
Bunlara dikkat etmeyen bürokratlara seçilmiş Cumhurbaşkanımızın zamanı gelince hesap soracağını da çok iyi biliyorum.
Çağrı’yla gelmeyen FETÖ’cü vatandaşlıktan çıkarılsın
Başta FETÖ ve PKK terör örgütü olmak üzere bir çok terör örgütü mensubunun üst düzey yetkilileri yurtdışına kaçarak örgütle irtibatlarını devem ettirmek şöyle dursun, örgütü yönetiyorlar.
Bununla da kalmayıp kimisi eski milletvekili maaşı, kimisi emekli maaşı almaya devam ediyor. Dünyanın hiçbir yerinde kendi ülkesi aleyhine hainlik yapanlara bu kadar müsamaha gösterilmez.
Ülkemiz aleyhine faaliyette bulunan, her türlü karalama ve tezviratı yapan, Türkiye’ye yönelik kumpaslar kuran sözde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı teröristlerin vatandaşlıktan çıkarılması ve tüm malvarlıklarına el konulması vatandaşlarımızın yüreğine su serpecektir.
Bu kapsamda; Ülkemizde darbe girişiminde bulunarak memleketi karanlığa sürüklemek isteyen FETÖ Terör Örgütü mensuplarına ve PKK bölücü terör örgütü mensuplarına yürürlüğe konulacak ve OHAL kapsamında çıkarılacak bir Kanun Hükmünde Kararname ile yurda dönmeleri ve mahkemelerde aklanmaları çağrı yapılmalı, bir aylık süre içerisinde yurda dönmeyenlerin vatandaşlıktan çıkarılmaları ve bunların her türlü malvarlığına el konulması, emekli maaşlarının kaldırılması gerekmektedir.