Bilemiyorum bu yazı yayınlanıncaya kadar YÖK bir karar almış olabilir mi…
Keşke alsa…
Çünkü eli kulağında.
Çünkü binlerce öğrenci için çözüm getirmek zorunda.
Türkiye’de 15 üniversite kapatıldı, 65 bin öğrenci bir günde üniversitesiz kaldı.
Nüfusa oranla en yoğun etkilenen il İzmir. 17 bin 500 genç şaşkın, çaresiz.
Çeşit çeşit açıklamalar var ancak formül hala kati değil.
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) kapatılan vakıf üniversitelerindeki öğrencilerin bilgilerininin, koordinatör üniversitelere aktarıldığını duyurdu.
Öğrencilerin işlemleri merkezi yerleştirme yapılana değin, bu koordinatör üniversitelerinden yapılacak. Sonrası yok, sonrası meçhul.
Dokuz Eylül ve Ege Üniversitesi’nde bulunmayan birçok bölüm vardı kapatılan üniversitelerde.
Yazılım, endüstriyel tasarım, medya- iletişim sistemleri, grafik ve animasyon gibi bölüm öğrencilerinin ne olacağı ayrıca belirsiz.
Tüm bu soru işaretleri yeni formül arayışını körüklüyor.
ÇEŞİT ÇEŞİT ÖNERİ
Şimdilerde üç üniversitenin toplamıyla bir devlet üniversitesi kurulması fikri dolaşıyor ortalarda. Her kafadan iyi niyetli bir ses.
Kimi ‘Cumhuriyet ve Demokrasi Üniversitesi kurulsun’ diyor
Kimi ‘Yine Atatürk etrafında birleştik, adı Ulu Önder Üniversitesi olsun’ diye savunuyor düşüncesini. Gençler herşeyden önce ‘fettuhlahçı okulun öğrencisi’ olarak anılmaktan mağdur.
Yetmezmiş gibi erkek öğrenciler askere çağrılıyor.
Madalyonun öte yüzünde kentin devlet üniversitelerinde kontenjanlar sıkıştı. Çoğu genç İzmir’i kazanamadı.
O zaman da demiştik, yine diyoruz; her gün yeni bir gizli odası çıkan, FETÖ üssü Yamanlar Koleji’ne kayyum ata, ama gel Gediz ve İzmir’i kapat.
Büyük çelişkiydi. Belki bizlerin bilemediği, haklı gerekçeleri var.
Lakin şu süreci haksızlıkla yürütmeyin.
Ve lütfen bu masum gençleri daha fazla sıkıntıya sürüklemeyin.
Yüksel haklı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün Seferihisar Belediyesi Yaratıcı Yazarlık Merkezi’nin açılışı için geliyor.
Ancak o gelmeden önce, İl Başkanı Alattin Yüksel (kararını değiştirmezse) gidiyor. Kılıçdaroğlu’nun İzmir’e gelişini dört gün önce maille öğrenen Yüksel’de asfalyalar attı. Önceki iletişim sorunlarıyla bu birleşince Yüksel, isyan etti.
Haklı mı, kesinlikle. İstifası doğru mu, İzmir için asla doğru değil.
Denge yaratması için vekilliği bırakan Yüksel’i apar topar il başkanı yapan parti adeta huzursuzluk küpü.
Eğer Yüksel’in istifası kesinleşirse, CHP önümüzdeki yerel seçimler için şimdiden buz gibi bir şişe su içsin. Ellerindeki en büyük büyükşehiri bu sebeplerle kaybederlerse CHP hakikatten bitmiş demektir. Tam yılların özlenen sahnelerini görmüş, AK Parti İl Başkanı Delican’la Yüksel tarihi dostluk görüntüleri vermişken, CHP bu durur mu, kendini elbette ayağından vuracak. Imnuel Kant boşuna “İktidarların en büyük şansı kötü muhalefettir” dememiş,
AK Parti hakikatten şanslı bir parti. Başarısız darbe girişimi (şükürler olsun ki) ne kadar onu güçlendirdiyse şimdi en büyük hedefi olan İzmir’i CHP, kendi elleriyle armağan etmeye hazırlanıyor.