Bilindiği gibi AKP iktidara gelirken Siyasal İslamcılar kimliği ile geldiler. Ilımlı İslam diyenler de vardı.
Ancak iktidara gelmek için İslamcıların güçleri yeterli değildi. İttifaklara mecburdular.
Kutsal İttifak ifadesini her halde hatırlıyorsunuz?
İttifakın en temel bileşenleri arasında liberaller yer alıyordu. İkinci temel bileşeni Kürt Ayrılıkçısı siyasetçilerdi, üçüncü bileşen ise; devleti yeniden örgütleyici güce sahip Fethullahçılardı.
İslamcılar, Ayrılıkçı Kürtler, Fethullahçı ve yağmacı liberalleri bir araya getiren “üst-akıl” yani Çatı Örgütü Amerika idi.
Önce iktidarların oluşumunda ve dağılışında işleyen, tarihin tunç kanununu hatırlatalım.
İktidar, kendini tesis eden gurupları yok eder.
Çıkarlar çatışmaya devam ettiğinden, ya da daha çok çıkar beklentisi olduğundan ittifaklar dağılır.
Şimdiye kadar söylediklerimde yeni hiçbir şey yoktur. Çünkü İbn Haldun’u okuyan herkes, İslam tarihinde iktidarların işleyiş şeklinin bu olduğunu bilir.
İbn Haldun Max Weber’den Facoult’tan, Derida’dan önce iktidarın kanunlarını 11. yüz yılda kayda geçmiştir.
İslam’da, iktidara nasıl gelinir nasıl gidilir, Asabiyet nedir, Lüks ve Şiddet neden birbirinden ayrılmaz unsurlardır, hepsini, İbn Haldun Mukaddime’de açıklamıştır.
Siyasal İslam’ın ittifak bileşenlerinden liberaller, özelleştirme yağmasıyla iktidardan alacağını önemli ölçüde almıştır. Geriye kültürel talepleri kalmıştır. Onu da alamadıkları için ittifaktan ayrılmışlardır.
Ayrılıkçı Kürt Siyasetçilerinin iktidardan istediği ise; Ayrı bir Kürt Devletiydi.
Bunu, ABD bile sağlayamazdı. Sağlayamayacağı Açılım Sürecinde herkes tarafından anlaşıldı.
Kürt Ayrılıkçılarıyla da ittifak sonlandırıldı.
Fethullahçılarsa iktidardan çok daha fazla pay istedi. Yargıdaki ve devletteki örgütlü silahlı gücüne dayanarak, Amerika’yı arkasında, daha fazla hissederek, daha fazla pay istedi. Bununla da ittifak bozuldu.
Geriye iktidarda sadece Siyasal İslamcılar kaldı.
Gelelim dış ittifaklar meselesine…
İç ittifakları bir araya getiren ana kuvvetin Amerika olduğunu ifade ettik. İç ittifaklar dağılınca, çatı örgütü ABD ve AB dışarda kaldı.
Siyasal İslamcılar, iktidarlarını sürdürmek için ve hatta kendi tabanlarını konsolide edebilmek için, iç ve dış yeni ittifaklara ihtiyaç duymaya başladılar.
Siyasal İslamcıların iç ve dış ittifakları hangi kuvvetlerden oluşacak?
İslamcılar temelde düşman diye belirledikleri ve ABD’nin yardımıyla yargıladıkları, Kemalist Komutanları yeni ittifak olarak belirlemiş görünüyorlar. Tabi bunu, hiyerarşik düzenin gereğini yapmış gibi görünseler de…
Bu birlikteliğin çıkarlar adına durumu ne dersek? Erdoğan’ın ölene kadar iktidarı, TSK’nın çıkarıysa, vatanın bütünlüğüdür.
Dış ittifakların nasılda iç ittifaklarını bir devamı olduğunu, Siyasal İslam örneğinden bir kez daha görebiliriz.
Bu sebepten iç ittifaklar tamamlanmadan dış ittifakların yerli yerine oturmayacağı görülecektir.
İç ittifakları DAEŞ ve PKK’nın devlet üzerine yaptığı baskı belirleyecektir. DAEŞ’in saSiyasal İslamcılarınldırıları arttıkça, Siyasal İslam’ın varlığı anlamsızlaşacak ve yeni iktidar arayışı kendini gösterecektir.
Unutulmamalıdır ki, iktidarlar yukarıda bahsettiğim ittifakların narin dengesine bağlıdır. Küçük bir yanlış, tüm dengeleri alt üst yapabilir.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr