Kureyş, Arapça’da “Kendisi kazanan, kendisine hükmedilmeyen fakat kendisi hükmeden, birleştirip toplayan” anlamlarında kullanılmaktaydı.
Kabe’nin etrafında toplanan kabileler topluluğuna bunun için KUREYŞ denmiştir.
Tümel ifade kullanacak olursak bu özellikleri her zaman diliminde üzerinde bulunduranlara o çağın Kureyş’i denir.
Bu anlamda Arapın Acemin, Çinlinin, Türkün, Farsın hiçbir önem ve anlamı yoktur.
Buna aday bir milletin her şeyden önce, Kureyş sözcüğü ile aynı kökten gelen Kuruşu kendisinin kazanması , bu konuda başkasına muhtaç olmaması gerekir.
Bu noktaya gelmek içinde tümüyle kendi kaynaklarını kendisinin yönetmesi icap eder.
Çağın Kureyşi olmaya aday bir milletin diğer bir özelliği de yine aynı
Kureyş, Arapça’da “Kendisi kazanan, kendisine hükmedilmeyen fakat kendisi hükmeden, birleştirip toplayan” anlamlarında kullanılmaktaydı.
Kabe’nin etrafında toplanan kabileler topluluğuna bunun için KUREYŞ denmiştir.
Tümel ifade kullanacak olursak bu özellikleri her zaman diliminde üzerinde bulunduranlara o çağın Kureyş’i denir.
Bu anlamda Arapın Acemin, Çinlinin, Türkün, Farsın hiçbir önem ve anlamı yoktur.
Buna aday bir milletin her şeyden önce, Kureyş sözcüğü ile aynı kökten gelen Kuruşu kendisinin kazanması , bu konuda başkasına muhtaç olmaması gerekir.
Bu noktaya gelmek içinde tümüyle kendi kaynaklarını kendisinin yönetmesi icap eder.
Çağın Kureyşi olmaya aday bir milletin diğer bir özelliği de yine aynı kökten gelen “gros” olabilmesidir. Yani birçok eşyayı bünyesinde toplayan büyük mağazaya gros (Süper Büyük Market” denmesi gibi.
Birçok dini milleti, mezhebi, etnik kökeni vs bünyesinde toplayan vizyona sahip millete de, “gross (büyük) millet” denmektedir.
Bu millet bulunduğu coğrafyadaki “kök uygarlık” topluluklarını “büyük bütün” halinde birleştirmeli ve toplayabilmelidir.
Bunun içinde büyük (gross) düşünebilmelidir ki (gureyş) olabilsin.
İşte Kur’an bunun yolunu (Kureyş) suresinden sonraya yerleştiren “On kısa surede” göstermiştir.
Yani nasıl çağın Kureyşi olunup evrensel adalet ve barış yurdu kurulacağının mümkün yollarına işaret etmekte ve YAŞAYAN KURAN bu evrensel mesajlarla bitmektedir.
Ama maalesef ki, Alemlere Rahmet olarak gönderilen Hz Muhammet(avs) tarihi bir sima, misyon, yaşayan Kur’an da, anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az dercesine milyonlarca Müslümanın dilinde ezbere okunmaktadır.
ATATÜRK KÖŞESİ
Dinsiz Milletlerin devamına imkan yoktur…
DÜŞÜN-TAŞIN
Allah kuluna kafi değil mi?
AFORİZMALARIM
Milyonlarca aptal dostum olacağına bir akıllı dostum olsun yeter..
yukselmertoglu@hotmail.com
“gros” olabilmesidir. Yani birçok eşyayı bünyesinde toplayan büyük mağazaya gros (Süper Büyük Market” denmesi gibi.
Birçok dini milleti, mezhebi, etnik kökeni vs bünyesinde toplayan vizyona sahip millete de, “gross (büyük) millet” denmektedir.
Bu millet bulunduğu coğrafyadaki “kök uygarlık” topluluklarını “büyük bütün” halinde birleştirmeli ve toplayabilmelidir.
Bunun içinde büyük (gross) düşünebilmelidir ki (gureyş) olabilsin.
İşte Kur’an bunun yolunu (Kureyş) suresinden sonraya yerleştiren “On kısa surede” göstermiştir.
Yani nasıl çağın Kureyşi olunup evrensel adalet ve barış yurdu kurulacağının mümkün yollarına işaret etmekte ve YAŞAYAN KURAN bu evrensel mesajlarla bitmektedir.
Ama maalesef ki, Alemlere Rahmet olarak gönderilen Hz Muhammet(avs) tarihi bir sima, misyon, yaşayan Kur’an da, anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az dercesine milyonlarca Müslümanın dilinde ezbere okunmaktadır.
ATATÜRK KÖŞESİ
Dinsiz Milletlerin devamına imkan yoktur…
DÜŞÜN-TAŞIN
Allah kuluna kafi değil mi?
AFORİZMALARIM
Milyonlarca aptal dostum olacağına bir akıllı dostum olsun yeter..
yukselmertoglu@hotmail.com