Sivas ve Sivas’a bağlı resmi kayıtlarda 16 İlçemiz Merkez dâhil 17 ilçe, 24 adet belediye ve 1238 adet köyümüz vardır. Bu İlçelerimiz ve köylerimiz ayrı kültür hazinesi, ayrı tarihe sahiptir. Bütün yazılı kaynaklara göre Sivas, M.Ö.2000 başlarında Hititler Döneminde önemli yerleşim yeri olmuş, zaman içerisinde Frig, Lidya, Asur, Roma, Bizans, Selçuklu, Danişment, ilhanlı, Eretna ve Osmanlı hâkimiyetlerini yaşamıştır. Tarih yönünden en büyük değerlere ve zenginliğe sahiptir. 28,488 km’lik yüzölçümü ile Konya İlinden sonra gelen 2. İldir. Bu kadar geniş yüzölçümüne sahip olmasına rağmen verimli toprakları yeteri kadar tarımda kullanılamamakta, hayvancılık ve besicilik sektöründe geri kalmış, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, tarihi yapısı ve değerleri yeteri kadar turizme kazandırılamamıştır. Halen göç veren bir il statüsünden kurtulamamış, sanayi istenilen şekilde gelişme gösterememiştir. Son birkaç yıldır yatırıma ve iş alanlarının gelişmesine yönelik çalışmalar başlatılmış, şehir cazip iller arasına alınmaya, iş alanları genişletilmeye ve göç oranı azaltılmaya çalışılmaktadır.
4 Eylül 1919`da Ulu Önder Atatürk`ün Başkanlığında toplanan Sivas Kongresi`nde önemli kararlar alınarak, Türkiye Cumhuriyetinin temeli atılmış ve Sivas Şehri Türk tarihinde büyük önem kazanmıştır. Yer altı ve yerüstü zenginlikleriyle de önemi büyüktür. Bu kadar güzelliklere sahip olan İlimizin Edebiyat yönünden zayıf olması düşünülemez. En azından her evden bir şair, bir âşık, bir ozan çıkar. Bize düşen bu değerleri bulup onlara fırsat vermek ve en önemlisi sahip çıkmaktır. Her ortamda her yerde karşılaşırız. Kimi ilgiyle, kimi merakla, kimi burun bükerek izler yada geçip gider.
Oysa onlar kimsede olmayan kendilerine has değerlere sahip çıkarlar. Yazdıkları eserleriyle insanların gönül teline dokunur, dilin söyleyemediğini şiirlere nakış gibi işlerler. Yaptıkları çalışmalarla, eserleriyle Sivas turizmine ayrı bir katkı sağlarlar. Hak ettikleri yerlere gelemeseler de, değerleri bilinmese de gerçekleri geleceğe taşıyan canlı tarihtirler.
Hayatımızda bazı durumlar vardır. Hep söyleriz, olur olmadık yerlerde dile getiririz. Bazen tam taşı gediğine oturturuz. Fakat!
İş uygulamaya ve gerçek anlamda sahip çıkmaya, yardımlaşmaya gelince herkes perde arkasına geçer, görünmez olur. Bizler elimizden geldiğince Sivas’ımıza sahip çıkmaya, şairine, ozanına, aşığına değer vermeye ve bir yerlere taşımaya çalışırız. Kültürümüz denince akan sular durur bizim için.
Elimizden geldiğince geleneklerimizi, göreneklerimizi tanıtmaya yaşatmaya çalışıyoruz. Her yörenin kültürü, geleneği, göreneği az da olsa farklılık gösterir. Bire bir örtüşmez. Birebir örtüşen değerlerimiz vardır. Bir kilimin nakışı gibidir. Ahenkle bir araya gelmiş renkleri desenleridir. Sivas’ın ve Ülkemizin kültürü gelenekleri ve görenekleri ayrı bir zenginliktir. Şiirin okulu, makamı, etiketi insan kalbinin duvarlarıdır. Orada ne paranın, ne malın mülkün değeri yoktur. İşin içine meta, mal mülk etiket girerse o şiir olmaz. Olamaz. Gerçek şair, gönül insanı bunlara değer vermez. Onun bütün hazinesi kazandığı insanlardır.
Onlar gönül insanı biriktirir hayatında. Basit hesaplar peşinde koşmaz. Kapris ve egodan uzak durur. Hainlik ve kıskançlık lügatinde olmaz. Gönlü zengin yüreği derya gibidir. Çünkü gerçek şair gönül insanıdır. Onlar kırılırlarsa insana tavır yapmaz kendi kabuğuna çekilir.
Uzaklaşır. Kalemi susar. Altının kıymetini sarraf bilir. Sivas böyle değerlere sahip olan şanslı illerden biridir. Değerlerimize sahip çıkalım, onları küstürmeyelim.