Şımarıklık her ne kadar psikolojik bir olgu gibi görünse de, arkasında güç ilişkisi vardır.
Ana ve babadan alınan güçle, çocuğun şımarması gibi, iktidar sahiplerinden alınan güçle şımarmak, siyasi şımarıklıktır.
Siyaseten şımarmış olanın, stratejiden ve taktikten haberi yoktur. Oysa güç aldığı iktidarın bir stratejisi ve taktikleri vardır. Çünkü iktidar şımarıklığa gelmez. İktidarın sürdürülebilir olması için, sürekli güç kazanımı ve belirli bir disiplin içinde olması gerekir.
Siyaseten şımarmış bir kişi, aslında kendi kariyeri ve kendi dünyasının peşindedir. Oysa iktidarın siyaseti; hep iktidar olmanın siyasetidir.
“İktidar yozlaştırır, şımartır” derken kast edilen, iktidarın kendisinden ziyade, onu destekleyen tabanın, kanaat önderlerinin, sözde düşünürlerinin şımarmasıdır.
Tabanın topyekûn şımarması diye bir şey olmaz.
Kitleler geçim derdindeyken şımarmazlar. İktidar tabanındaki şımarıklar, tuzu kuru olanlardır. Zenginlerdir.
Zenginlik zaten şımarıklığın ana kaynağıdır. Bu şımarıklığı bir de, iktidarla bütünleştirdiğinde, şımarıklık akla ziyan bir noktaya gelir.
Şımarıklığın içinde esasen akıl yoktur. Bilim yoktur.
Siyasi şımarıklığa günümüzden iki örnek sunacağım.
Anayasa’daki laikliğin siyasi iktidarca işletilmediğini gören ve anlayan “siyasi şımarıklar” daha bir öne çıkar oldular.
Laiklikle dalga geçtiklerini sanıyorlar.
Kadir Mısırlıoğlu, ölü askerin Müslüman olup olmadığını nasıl anlamamız gerektiğini bize öğretiyor.
Savaşta ölmüş asker yüz üstü yatıyorsa “kâfir”, gökyüzüne doğru yatıyorsa, Müslümandır diyor.
İkinci örnek, bu örnekten daha şımarık. “Cinsel ilişki sırasında şeyhinizi düşünürseniz, doğan çocuk ahlaklı olur” diyor.
Kadına saldıran, kadının gülüşüne, sokaktaki yürüyüşüne karışan fetvalar çok. Zaten gericilğin derdi kadından başlar.
İslamcı iktidarın içinde bulunduğu vahameti fark etmeyen bu şımarıklar, kendi dünyalarında yaşıyor ve şımarmaya devam ediyorlar.
Ve bizlerden de istiyorlar ki kendi inandıkları saçmalıklara biz de inanalım. Kendilerine teslim olalım.
Kişi şımarınca, her istediğinin olacağına, her inandığı şeye herkesin inanacağını sanır.
Aslında öyle bir süreçten geçiyoruz ki, kimsenin şımaracak halinin olmaması gerekir.
Düşük yoğunluklu bir iç savaş yaşıyoruz. Her gün şehitlerimiz geliyor. Şehitlerin yüz üstü mü yoksa başka bir şekilde mi aramızdan ayrıldığını soracak halimiz yok.
İktidar şımarıkları hala işin ciddiyetini kavrayamıyorlar. Dini sohbetlerinde, insan aklı ile alay ediyorlar. Siyasi söyleşilerde, gerçek dışı bilgilendirmeler, gerçek dışı varsayımlar, gerçekmiş gibi anlatılıyor.
Aslında iktidar gücünden destek alarak, gerçek dışı varsayımlar üzerinden iktidara destek olduğunu sananlar, bir gün gerçeğin kendisi ile karşılaşacaklar.
İktidarın yozlaştığının temel göstergesi iktidardan güç alan şımarıklardır. Onla hala kendi desteklediklerinin iktidarda olduğunu sanarlar.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr