Yeni Türkiye’de; hukuk düzeni, ahlak, namus, dürüstlük, çalışmak,
paylaşmak, adalet hak kavramlarının içeriği boşaltıldı. Daha fazla kamuyu
soymanın, kadrolaşmanın planları ile vatan, bölünme sürecindedir.
Açılımcılar; saçılımla ülkeyi kaosa sürüklüyorlar.
Soytarı; yanıltıcı söz ve davranışlarıyla halkı güldürüp eğlendiren
kimse, maskara.
Siyaset ve din soytarısı ise; çıkarı için herşeyi tersyüz eden kişidir.
Zihniyeti bozuk soytarılar; tarihin her döneminde, her toplumda,
rahatlıkla bir araya gelmişlerdir. Her biri kendi kesiminden devşirdikleri
ile diğer kesimi istismar etmiştir.
Soytarıların etkili ve yetkili olduğu yerlerde; suç’un, ahlak’ın,
adalet’in, hak’kın, milli irade’nin, demokrasi’nin anlamları değişir.
Deniliyor ki; siyasetçiyi, seçilmişi, halk sandıkta ancak ve ancak
cezalandırabilir onun dışında o yargılanamaz, hesap veremez. Milli irade
yargıdan da, anayasadan da, kanunlardan da üstündür. Milli İrade hukukun
üstünlüğünden de, evrensel hukuk ilkelerinden de üstündür. Milli irade
lideri mutlak otoritedir. O ne derse onlar olmalıdır.
Meclis; suçluların birbirini koruyup kolladığı, ayrıcalıklı kişilerin yer
aldığı, dokunulmazlık zırhıyla donanmış, birbirlerinin gırtlağına sarılan,
burun kıranların yer aldığı yer.
Kimi suçlu gizli tanık olur, etkisizleştirilecek kişileri suçlama aleti
olur.
Kimi suçlu ihale alamaz kimi suçlu ihale alır, milletvekili olur, davalar
durur.
Kimi suçlu milletvekili olur, davalar durur.
Kimi suçlu yandaş olur, bürokrattır, kimse dokunamaz.
Kimi suçlu terör eyleminden dolayı tutuklanır, milletvekili olur, davalar
durur.
Kimi suçlu hırsızlık yapar, görev yaptı denir, korunur.
Kimi suçlu bağış adı altında rüşvet alır, bağış suç değil denir.
Deniliyor ki; reform paketleri ile yargıda düzenleme yapıyoruz.
Hırsızlığın, rüşvetin üzerine giden hakim, savcı, polis görevden
alınırken, kanun adamı nasıl olur da; güçlü-etkili kişi ya da kişilerle
ilgili hukuku işletebilir?
Hukuk devletinde Yargı’nın görevi; güçlüyü korumak, kollamak, garibanı
ise susturmak ve sindirmek midir?
Güvencesiz kanun adamı, seyrediyor olan biteni. Arada sırada bir mankeni
gözetim altına alır, gündemi meşgul eder. Çaresiz seyreder. Peki neden?
Bir tane siyasetçi, müteahhit, iş adamı, gazeteci, sanatçı, bürokrat
yargılanınca tutuklanınca hemen ayağa kalkılıyor, yargılanamaz tutuklanamaz
deniliyor.
Cezaevlerine bakın. Yüz elli binin üzerinde cezaevinde kalanlar içinde
kimler var?
Çeşitli gerekçelerle birçok kişi tutuklu, yargılanıyorlar.
Siyasetçinin görevi; yandaş hırsız ve sahtekarları korumak ve kollamak
mıdır?
Siyasetçinin görevi; soytarıları kollayacak koruyacak yasalar çıkarmak
mıdır?
Gazetecinin görevi; yalan yazarak, yalakalık yaparak çıkar elde etmek
midir?
Aydınların görevi; susmak sinmek ya da çıkar için yalakalık yapmak mıdır?
Yaşanan gerçekler ortada iken; bunların tartışılması yerine yıllar
öncesinin konularını gündeme getirip tartıştırıyorlar.
Yeni Türkiye; hırsızlığın, yolsuzluğun, rüşvetin, yalanın, suç olmaktan
çıkarıldığı bir ülke.
Yeni Türkiye; olanlara rağmen, seçimde oyunu neden ve niçin kime
verdiğini bilmeyen garip insanlar ülkesi. Daha çok soysunlar daha çok çalıp
çırpsın daha çok kandırsınlar diye yalan söyleyenlere oy veren garibanlar.
Müstehaklar mı desem bilmem ki?
Kim demokrat, kim baskıcı?
Kim doğruyu söylüyor, kim yalan söylüyor?
Kim gerçeği açıklıyor, kim yanıltıyor?
Kim haklı, kim haksız?
Kim terörist, kim vatansever?
Demokrasi; kimler için anlaşılmıyor mu?
Anlayın, anlatın, tanıtın.
Günün Sözü: Kişiye göre adaletsizlik yapılıyorsa felaket yakındır.