Ülkece zor günler geçiriyoruz!
Maalesef bu cümle cumhuriyetin ilanından sonra çok söylenmiş. Bir türlü bu “zor günlerden” kurtulamadık gitti.
Aslına bakarsanız tarih boyunca hiçbir coğrafyada rahat bırakılmamışız. Dışarıda düşmanlar içeride gafletin verdiği ihanet.
Her gaile hem ülkenin hem de bunu başımıza örenlerin işine yaramamış. Buna rağmen düşmanlık ve hainlik baki kalmış.
Millet bütünlüğünün en büyük düşmanı tefrikadır. Bu illet bünyeye bir girdi mi bir daha çıkmaz. Fitne ve tefrikanın girdiğinin farkında bile olmayız. Kim ve fitne ve tefrikanın varlığından bahsederse “hain” veya “muhalif” ilan edilir.
Sonra?
Sonrası malum. Can, kan, gözyaşı ve sönmüş ocaklar…
Bedeli ağır olur yani.
Tarih bu sahnelere alışıktır. Bu millet de… Kimse bir hisse çıkarmaz bu acı kıssalardan. Hazin olan budur aslında.
Bir cemiyeti madde planında imha etmek için önce manevi değerlerini elinden almak lazımdır. Batı bunu bilir. Bilmekle kalmaz sahneler. Genelde de başarılı olur. en azından iz bırakır muhataplarında.
Tehlike ferdileşmekle başlar aslında. Ferdileşmek yani menfaat duygusunun artması…
Bazı heveslerimiz hırsa dönüşür zamanla.
Servet hırsı…
Şehvet hırsı…
Şöhret hırsı…
Bütün bu vasıflar bir araya gelince Karun´a da, Lut Kavmi´ne de rahmet oktur uygulamalarımız.
Para bir yaradan ibaret olur. Kara lekeler bırakır insanda.
Daha on yaşlarına gelmeden bulduğu malın sahibini arayan “saf” çocuk, paranın ne olduğunu anlayınca kendisi bulmaya çalışır başkalarının cebinde.
Buluğ çağına eren “ergen” karşı cinsin ne olduğunu önce damarlarında fark eder.
Sonra…
Yazılı ve görüntülü medya şöhreti sunar insana.
Ardından…
Birileri memlekette huzuru bozmaya başlar. Sonra bağırız “barış” diye.
Niçin?
Düzenimiz bozuldu da ondan. Paranın, şehvetin, şöhretin tadını kaçırır olanlar. Her yerden şehid haberleri gelir. Bize “ağız tadıyla” rahat yaşama fırsatı vermez. Aslında biz hazırlamışızdır o ortamları da haberimiz yoktur.
Yumurta kapıdadır artık.
Her can kaybında “Şehitler ölmez vatan bölünmez” diye bağırır dururuz.
Doğru, “şehitler ölmez.”
Bu kafayla vatan nasıl ayakta kalır bilinmez.
Şehitler “ölmez” ama bu iş de böyle “olmaz” efendiler.