Aynı camide Kıbleye baş koyan Müslümanlar, san ki birbirine düşman..
Camiden çıkınca, sen yoluna, ben yoluma…
Sen cemaatine, ben tarikatıma…
Sen Şeyhine, ben mürşidime…
Aynı kitap, aynı sünnet; sen bir kapıya, ben “Paralel Yapı” ya..
Selam vermenin, almanın rüşvet olduğu bir zaman diliminde, selam almaz, selam vermez hale geldi Müslümanlar.
O, onun derdinden, bu şunun ahvalinden anlamaz, tınlamaz hale geldi.
Komşusuna vermek üzene, çorbasına bir tas su katan Müslümanların sayısı azaldı. Kendisi tok yatarken, aç uyuyan komşularının hali kimselerin umurunda bile değil.
Etkinlikler, kermesler, Umre seyahatleri, geziler ayrı telden, ayrı ayrı…
Bir zamanlar Avrupa’da olduğu gibi, nerede ise camilerde ayrılacak. Din baronları her dediklerini yaptıracak, pasta dilimleri kapılmak üzere bir yarış başlayacak.
Zaten , imanlara. âmele, ihlasa, ilme, irfana karşı bir ambargo uygulanıyor, Ehl-i Sünnet, Şer-i İslam yolunda olanlar aforoz (!) ediliyor, dışlanıyor, kötü gözle bakılıyor.
A isimli mücahit, hoca efendi şöyle demiş, böyle emir vermiş, ben onu yaparım.
O cemaat, bu tarikat, o derviş, bu mücâhit ayrı ayrı telden çalıyor, mızrap hasta, teller hasta, âşık hasta. Dünyevi zehirler tasta, fitne ateşi başta..
Âl-i İmrân-103- Suresinde.Hepiniz toptan Allah’ın ipine sarılın, parçalanıp ayrılmayın…” demiyor mu?. Birlik/Beraberlik/Dirlik üzerine, sayılamayacak kadar emir nerede, kimler için verilmiş?
Önce her türlü menfaat, kibir, fitne, dedikodu, gıybet, sûizân, iftira, yalan, dolan ayrı ayrı illet olarak bizleri sarmış, Ümmet sanki bir bataklıkta, dünya çukurunda çırpındıkça batıyor.
ÇERÇEVELİK ŞİİRLER olarak hazırladığım, yakında yayına girecek olan kitabımdan alınan KİBİR ÜZERİNE bir yazıyla/şiirle bugünkü yazımı bitireyim.
KİBİR ÜZERİNE
* “İğne ile dağlar kazarak yerinden kaldırmak, gönüllerden kibir ve gururu çıkartmaktan kolaydır.(Ebu Haşim Sufi)
* “Kalplerin Cellâdı Kibirdir” (Ehl-i Dil)
* “Bir insanda kendini.”yüksek görme, hırs ve şehvet, konuşurken soğan gibi kokar.”
(Mevlana)
* “Kibir, bele bağlanmış bir taş gibidir. Onunla ne yüzülür, ne de uçulur.
(Hacı Bayram Veli)
* “Kibirli ve cimri adamın ne kadar vasıfları olursa olsun, dikkate alınmaya
değmez. (Confucius)
Kibrin kafesinde ah çeken bülbül
Konamaz dallara uçar beyhude,
Ağır yükleri de taşıyan düldül,
Vebâli bilmeden kaçar beyhude.
……………………….
Hiçbir yere sığmayan,
Kulun kalbinden başka.
Günahları yığmayan,
Kullar geliyor aşka.
……………………
Kibir en büyük bir cellât,
Sonra geliyor zulûmat
Evin meyvesidir evlât,
Kibri yok eder salâvat.
………………………..
Kibir, gurur ve cimri,
Üç ayaklı tabure.
Her biri olur fevri,
Zarar verir ha bire.
…………………..
İğne ile kuyu kazsan,
Şükretmeyip, hem de azsan,
Kibir için çukur kazsan,
Cellâdına mektup yazsan.
………………………….
KEMÂLİ; sığın, ağla, yalvar Allah’a,
Yoklar dolsun, hüccetim olsun Tallahi,
Kibrini yok et, kurtulursun Vallahi,
Cennet kapıları açılır Billahi.