Tarih boyunca Müslümanların başına gelen felaketlerin çoğu fitne ateşi yüzünden meydana gelmiştir. Müslümanların gösterdiği başarılar, kazandıkları parlak zaferler ise birlik ve beraberlik sayesinde elde edilmiştir. Bunun en güzel örneği Çanakkale Zaferi ve Kurtuluş Savaşıdır.
İslam kardeşlik dinidir. Kardeşlik duygusu Müslümanların birbirini sevmesi ile gerçekleşir ve güçlenir. Birlikten kuvvet doğar. Ayrılık toplumları felakete götürür. Hepimizin asli görevi birlik ve beraberliğimizi korumak ve bölücü unsurlarla mücadele etmektir. Tarih boyunca Türklerin gösterdiği başarılar, birlik ve beraberlik sayesinde olmuştur. Müslümanların başına gelen felaketlerin birçoğu da birliğin bozulması, Müslümanların bölünüp parçalanması yüzünden olmuştur.
Yıllar boyu kardeşçe yaşadığımız Alevi-Sünni, Kürt-Türk, sağcı, solcu, ilerici, gerici gibi ayrımlarla bizi parçalayıp, bölmek isteyen düşman güçlerin kol-kanat olduğu bölücülük gömleğinden kaçıp kurtulmak temel arzumuz olmalıdır.
Sağda ve solda tüm bölücü güçleri besleyen odaklar bellidir, bunlar Türk Milletinim düşmanı hain işbirlikçilerdir. Bunlar Müslüman Türklerin düşmanlarıdır. Amaçları da bellidir, bizleri parçalamak, bölmek ve yok etmektir. Milletçe huzur ve mutluluk içinde yaşayabilmemizin şartlarından biri de birbirimize hoşgörülü olmaktır. Bu hoşgörü kasıtlı olarak yapılan kötülüklere göz yummak, ses çıkarmamak anlamına gelmez.
Şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış olan Cennet vatanımızda, ay yıldızlı bayrağımızın gölgesinde varlığımızı devam ettirebilmemiz, birlik ve beraberliğimizin korunmasına bağlıdır. Yüce Allah (c.c) Kur’an-ı Kerim’de bizi birliğe çağırarak şöyle buyuruyor: “Hepiniz birden Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, sakın ayrılıp parçalanmayın.”
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor. Müminler parçaları birbirine bağlanmış bir bina gibidirler” “Ayrımcılık yapan bizden değildir.” “ İman etmedikçe Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız.” Peygamberimiz buyuruyor: “İnsanların en hayırlısı diğer insanlara faydalı olanıdır!”
Dünya üzerinde varlığımızı devam ettirebilmemiz, milli birlik ve bütünlüğümüzü korumakla mümkündür. Bunun şartı da Müslümanlar arasındaki sevgi ve saygı bağlarının ve kardeşlik duygularının geliştirilmesidir. Milli bütünlüğümüzü bozmaya ve bizi birbirimize düşürmeye çalışan bozgunculara karşı dikkatli olunmalı, bu gibilerin hain oyunlarına gelinmemelidir.
Malum güçler Kürt kardeşlerimizi tahrik ederek Doğuyu bizden bölme-parçalama amacındadırlar. Türkün Kürt’ten, Kürt kardeşlerimizin Türklerden başka dostu var mı? Türk Kürt kardeş millet değil mi? Sonuçta ırk olarak ayrı yaratılsak da Müslümanlar kardeş değiller mi? Bu nasıl bir ihanettir ki, kardeşe kurşun yağdırıyor, pusu kuruyoruz?
Millet ve Tarihi birlikteliğimiz nedeniyle asırlar boyu Türk-Kürt kardeşliği bozulmadı da, bugün mü bozmaya başladık. Bu hain oyuna gelmek, düşmana hizmet etmek değil midir? Bu hain oyunun İslam la, Müslümanlıkla, kardeşlikle ne alakası olabilir?
Milletçe karşılaştığımız güçlükleri dün olduğu gibi bugünde birlik ve beraberlik duygusu içinde aşacağız. Böyle hareket ettiğimiz sürece Allah’ın yardımı da bizimle birlikte olacaktır! Unutmayınız ki:” Ülkemizde iç savaşı arzulayanlar ve körükleyenler bilerek ya da bilmeyerek hainlerin ekmeğine yağ sürüyorlar…Kardeşli, birlik ve beraberlik bizi geleceğe taşıyacaktır. Siyasi yarış da olsa biz kardeşiz ve kardeşçe yaklaşım içinde olmak zorundayız.