Siyasette en sevdiğim günler geldi. Şükürler olsun yeni bir seçim sürecindeyiz.
Adaylar ortaya çıkıyor.
İktidarı, muhalefeti, muhalefetciği etrafımızda dört dönecek.
Sıradan zamanlarda yüzünü göremediklerimiz, ulaşmanın imkansız
olduğu, diyelim ki ulaştınız, ‘maalesef sizin için yapabileceğim birşey yok’ diyen isimler kapımıza gelerek vaatler yağdıracak.
Bu kez demokrasi işlesin diyoruz ya, yine hikaye.
Ya merkez yoklaması düzleminde kontenjan olarak ithal aday gönderilecek ya da önseçim düzlemini seçenler parti içi alt kimlik gettolarından sonuç almaya çalışacak. Kalibrasyonu olmayan örgüt terazisinde tartıya çıkılacak.
***
İktidar partisi hiç olmazsa üç dönem kuralı getirdi belki birkaç yeni yüz göreceğiz, CHP’de o da yok.
Üç dönem milletvekilliği yapmış, seçimden seçime sokaklarda dolaşmış, sorsan kendi camiası dışında tanıyanı meçhul ama bakıyorsunuz yine aday.
Nesini seviyorsun diyorsanız seçimlerin, işte bunları seviyorum.
Pek heyecanlı.
Memur olmak için bile yüz kriter aranır, sınavdan sınava girilirken vekillik de partilerin ölçme ve değerlendirme sistemi net, bilimsel ve akılcı olmayınca her gün bir gettonun ismi çıkıyor karşınıza.
***
Avrupa resesyonda, Amerika parasal daralmaya gideceğim diye bas bas bağırıyor, Türkiye ekonomisi her gün başka yerden patlak veriyor. Sınırötesinde yüzlerce sorun. Toplum mutsuz, huzursuz, kaygılı.
Olsun yine de, ülkenin sorunlarına çözüm sağlayabilecek isimleri bulma derdi kimsenin umrunda değil.
‘Ağbiler, ablalar üç kelime konuşamıyor, ideoloji desen eyyamcılık ötesine geçemiyor, öğrenci liderleri kadar idealist değiller, nasıl vekil olacaklar’ diye soran yok. Sonra bu memleket gelişir, bu muhalefet toparlanır mı?
***
İzmir’den, iktidarıyla muhalefetiyle öyle vekiller gitsin ki başkente, yeni bir hava gelsin istiyorsunuz.
Onlar kürsülerden haykırdıkça biz de buralarda İzmir’in vekili böyle olur diye gurur duyalım.
Eşitlik ve özgürlük yolunda mücadeleci olabilsin, halktan geldiğini unutmadan toplumsal barış adına çalışabilsin, milyonların karşısına çıkıp konuşabilsin, etkileyebilsin.
Buralarda rantsal/kentsel dönüşümle uğraşmak için değil, şova kaçmadan vatandaşın yaşam seviyesini yükseltmek uğruna üretim ekonomisi için, işsizliği azaltmak için mücadele etsin, kente ve yerele katkı koyabilsin.
Hoş, eğer kriterler bunlar olursa İzmir milletvekillerinin yüzde 80’inin değişmesi gerekiyor ya!
Peki olur mu?
Parti üyeleri ve delegeler kendisine kıyak sağlayacak aday; parti merkezleri yerelle bağı olmayan, ithal salt kendine biat edecek kontenjan hesabı peşindeyken değişim zor.
Meclis kavgalarına, salondakilere bakın kaçı içimize siniyor?
İktidar muhalefet hiç önemli değil; başarılı olan, taş üstüne taş koyan her Egeli vekilin başımızın üzerinde yeri var.
Lakin, maalesef yola çıkış şekli ve kulisler yine umut vermiyor.
YSK takvimi çalışıyor Nisan ortasında adaylar netleşecek.
Dilerim parti merkezleri yerellere kulak verir.
Yoksa elbette tarih tekerrür eder.