Etrafımda paradan puldan çok konuşan olunca ben de ister istemez düşünüyorum para denen şeyi. Bir insan, az ya da çok, paraya “sahip” olunca aslında bir şeyi olmuş olmuyor. Para ile satın bir şeyi satın alabilme, geçici olarak kullanabilme sırası ona verilmiş oluyor. Kişi, parayı kullanmadığı zaman paranın hayali bir değeri var aslında. Öte türlü: yani, paranın karşılığında bir şey alındığında ise hayali bir şey ile, çoğunlukla elle dokunulur bir şey aldığımızda da… o da yine maddeye, bizim sahip olduğumuz iddiasından başka bir şey olmuyor. Bir maddenin bir insana ait olduğunun ispatını bir türlü bulamıyorum.
Paranın azdırdığı kimseleri görüyorum etrafımda. Denk gelirse bir ara, para ile bereketli para arasındaki farkı anlatmaya çalışacağım. Evet; para ile bereketli para arasında fark vardır. Bereketlilik, paradan gelmez, niyetten, eylemden; hayali bir unsur da olsa -para- işe yarar başka bir hayale dönüştürülebilir olmasınından gelir.
Para hırsı, insana çok yalan söyletir. Pek azımız bu hırsın bizlere vermiş olduğu sevimli keyfe aldanma noktasından geri dönebiliriz. Yol yakınken dönelim. Dönen dönsün, biz de dönelim. Bu, elbette ki korkunç bir gerçek. *** Yaklaşık bir yıl önce bana gönderilmiş bir mesajı okudum yaklaşık birkaç saat önce. Her nasıl olduysa görmemişim. Yine, kandırma amaçlı mesajlardan biri. Hedef bulandırmak isteyenlerden biri. Hannah. Korkunç birkaç şey var. Kandırma maksatlı atılmış… ortada kötü bir niyet var. Allahtan ki görmemişim. Ya kanar olsaydım. E, ben akıllıyım da, elin oğlu veya elin kızı da feleğin çemberinde genelev kurmuş..değil mi. Bir yalanla daha karşı karşıya gelmek… Patlamamış bir mayınla karşı karşıya gelmek… Askerliğimde mayın eğitimi almıştım şükür ki. Kimdi lan bu Hannah. Yine yüzü olmayan bir insan. Fotolardan filan bahsediyor mesajda. 22.30’da atılmış mesaj. Akşam yemeği yenmiş, oturup biraz düşünülmüş, liste kontrol edilmiş ve gelinmiş masanın başına…ve mesaj atılmış. Kimbilir nerede Hannah. Kim bilir nerede ölmüştür… Korkunç bir şey bu. Ölüyor çoktan ve ben bir ölünün mesajlarını okuyorum.. *** Komşular… Sürekli matkapla çalışıyorlar…gece gündüz…gecenin bir yarısı.. insanın matkapla ne işi olur… Perşembe günü öğle vakti eve geldiğimde çamaşırları makineye atarım diyordum… Dalmışım işlere ve sonra uykuya ve sonra birkaç filme. Gece yarısı aklıma geldi çamaşırlar. Makineyi çalıştırmaya yeltendim.. Fakat olmazdı… gece yarısı olmuştu…Çalıştırmadım makineyi. Biraz deterjan koyup sabahı bekledim. Matkaplı komşularım var. Gece yarısı demeyen, gündüz demeyen. Zaman kavramı yok… Korkunç bir şey bu! Ayrıca, her akşam kurtlar vadisi denen ergen filmini izliyor. Matkap yanında muhtemelen. Duvarları deliyor. Öbürüsü do-re-mi, tıngır mıngır bağlama kursundan. Kadında ruh yok komşularını görecek fakat doremi deremi var bizleri gerecek. Korkunç bir şey! Bir zombi, bir aylak, bir yürüyen kabalık… saz çalıyor… Korkunç! *** Korkma! Korkma! Bir şey olmaz! Korkunç bir şey bu! Korkunç Gerçekler – Hannah kimdi?