Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, bir süre önce devletin TOKİ modeliyle yalnızca konut değil, fabrika da yapması çağrısında bulundu.
Bir gün geçmeden İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, bu çağrıya şiddetle karşı çıktı. Cümleleri çok sertti.
İzmir’de yeterince müteahhit olduğunu, fabrikaları onların yapması gerektiğini söylüyordu Ekrem Başkan.
Tekrar tekrar okudum Yorgancılar’ın açıklamasını.
Önerisi açıktı. Yorgancılar ‘TOKİ modeli’ derken fabrikaların müteahhitliğini yapsın değil, organize etsin, devlet katkısı sağlasın diyordu.
Bir fabrikanın arsasıyla birlikte 10-12 milyon TL’ye mal olduğunu söylüyor, ‘Sanayici fabrika parasını 120 ay içinde öderse, arsa ile binaya yatıracağı parayı makineye ve işletme sermayesine yatırır” mesajı veriyordu.
Başkan Demirtaş çağrıyı bu şekilde anlamamıştı.
Demek ki ortada bir yanlış anlama vardı.
Neyse ki Yorgancılar’ın ne demek istediğini anlayan hayli önemli biri çıktı.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Akdeniz, Ege-Marmara bir de Karadeniz Bölgesi’nde üretim – yatırım bölgeleri kurulacağını belirterek, bu bölgelerde sanayicinin binaya para bağlamayacağını, fabrikayı devletin yapacağını, sanayicinin de devlete kira ödeyeceğini açıkladı. Açıklama şöyle devam etti:
‘Yatırım Bölgeleri’ en az bin dönüm alan olacak, hatta 20 bin dönüme kadar büyük araziler üzerinde buna imkan sağlanacak, özellikle cari açığa çözüm yaratacak üretimler desteklenecek.
İstenilenden de fazlası… Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz misali…
Yorgancılar, önerisinin hükümet desteği bulmasından memnun.
Peki TOKİ, bu noktada neler yapabilir.
YENİ MODEL
Her şeyden önce TOKİ, kendisiyle iş yapan müteahhit ve şirketlere imar planlarından, emsal artışına, harçlardan denetime kadar birçok alanda avantaj sağlıyor.
TOKİ avantajları daha proje başlamadan imar planları ile başlıyor.
Bütünsel planlama yönüyle doğru bulmasam da belediyelere dahi sormadan imar planı hazırlama hakkına sahip.
Ayrıca TOKİ projelerinde imar harcı, plan harcı gibi bedeller ödenmiyor.
Milyonluk projelerde bu oran oldukça önemli bir rakama denk geliyor.
Tüm bu avantajlardan konut yapımında yararlanılırken, fabrika yatırımları dışında kalıyor.
Geriye tek soru işareti, fabrika inşaatlarını Ankara’ya yakın müteahhitlerin yapma ya da TOKİ’nin yeni yandaşlar yaratma riski.
Elbette bu kadar büyük yatırımlarda mutlaka yerele pay düşer ancak yine de İzmir’in dile getirdiği bu öneriyi, yerel müteahhitler ayağıyla da takip etmesi gerekiyor.
TOKİ ya da Yorgancılar’ın deyimiyle TOFA’nın (Toplu fabrika) yeni sistem oluşturmasına evet ama yerel müteahhitlere de avantajlar sağlaması şartıyla…
Sanayinin fabrika yapımı yönüyle desteklenmesi müthiş bir hamle olur. Eldeki sermaye, makinalara, Ar-Ge’ye dönüşür.
Vatandaş açısından şöyle söyleyelim, her fabrika yeni yatırım, yeni iş sahası, ülke ekonomisinin gerçek dinamosu demektir.
Eğer Sanayi Bakanı sözünde durur ve modeli hayata geçirirse, bu gurur da İzmir’in ve Yorgancılar’ın olur.