Seçim sonrası iş yoğunluğumuzun kısmen azalmasıyla bir kısım (eski / eskimez) dost ziyaretleriyle TÜRKİYE GÜNDEMİ’nin gündem belirleyici paydaşlarının farklı yaklaşımlarını birinci elden dinleme / kendi kanaatlerimle teati imkanı buldum.
Ak Parti’de çok ciddi görevler üstlenmiş bir siyasetcinin yol ayrımında ruh haline; kırgınlık ve kırılmanın sebep netice ilişkisine ve bu durumun oluşturduğu sonuca birebir şahit oldum. (bunu daha sonra yazacağım)
Aynı şekilde CEMAAT bünyesinde çok ciddi misyonlar yüklenmiş ve bu misyonun gereği hayatlarının en verimli dönemini en aktif anlamda bu hareketin tam da merkezinde geçirmiş bazı dostların yol ayrımı sonrası halet-i ruhiyelerini birinci elden gözlemleme şansım oldu…
Diğer yandan; partisini kurduğu günden 17 Aralık 2013 tarihine kadar CEMAAT REFERANSLI kadrolara sınırsız imkanla kucak açan ama 17 aralıkta İHANETE UĞRAMIŞ ruh halini yaşayan BAŞBAKAN’ı anlamaya çalışıyorum. Öyle ki; yurt dışındaki her müesseseyi devletin dinamikleriyle refere eden, içeride SODES projeleri başta olmak üzere, arazi tahsisleri, üniversite destekleri, kolej, yurt vs. yerel ve genel desteklerin ötesinde; cemaat referanslı kişileri en yakınına alıp koruyup kolladıktan sonra gelinen bu süreç!..
Bırakın BAŞBAKAN’ı sağlıklı ve şahsiyetli her insanı çıldırtacak kadar KOMPLOLARLA ÖZDEŞ BİR CETE KARŞISINDA farklı ne yapılabilir?
Öyle ki devletin bazı birim ve yetkililerinin cemaatle ilgili UYARILARI’nı, “ALNI SECDELİ İNSANLARDAN ZARAR GELMEZ” ifadesiyle “koruyup kollayan” birinden “SU BİLE VERMEYECEĞİZ” ruh haline gelme…
GEZİ PARKI olaylarında ilk kıvılcım sayılabilecek cemaatci POLİSLERİN ORANTISIZ GÜÇ KULLANMASI’nı dahi ERZURUM MEYDANI’nda EMRİ BEN VERDİM diyerek sahiplenecek kadar ONLARA; HERŞEYE RAĞMEN KONDURMAMA ruh halindeyken “İNLERİNE GİRECEĞİZ İNLERİNE!” yaklaşımı…
MONTAJ KASETLER, MİT’e, İHH’ya SALDIRI, DEVLET SIRLARINI İFŞA vs… İHANETLER ZİNCİRİ’ni sahiplenen bu hormonlu büyümüş çeteyi bulduğu sıfatla HAŞHAŞİLER’e benzetme hali…
(Benim kişisel kanaatim; hükümeti alaşağı etmeye yönelik bu profesyonel tezgah bu cemaate birkaç numara büyük gelir. EN AZINDAN “YAPMADIK! DİYE İNKAR ETMEDİKLERİ İÇİN VE BASIN KURULUŞLARIYLA SAHİPLENMELERİNDEN DOLAYI” BUNLARIN ULUSLARARASI BİR ENTELİJANSİYAYA SADECE PARAVAN OLDUKLARI DÜŞÜNCESİNDEYİM… )
TABANDA BU TEZGAHLARDAN Bİ–HABER “YOLSUZLUKLA MÜCADELE” hikayesine inanarak, yada “DERSHANELER KAPANMASIN!” halet-i ruhiyesindeki 20-30 yılını “DİNE, MİLLETE, MUHADDESATA HİZMET” inancıyla burada geçiren PIRIL PIRIL ANADOLU İNSANINI bu olayın dışında tutmak gerekir.
Zaten bu insanlar dershanelerin kapanacağı yaygarasından sonra; “dershanelerin okula dönüştürülmesi kararıyla” rahatlamışlardı.
“DERSHANELERİ OKUL YAPANLARA OY VERMEYİN CAMİLERİ AHIR YAPANLARA” OY VERİN denildiği için de; EN TEPEDEN TALİMATLARA ve cemaat yöneticilerinin cemaat mensuplarını AK PARTİ DIŞI siyasi tercihlere yönlendirme çabalarında çok ciddi bir KIRILMA YAŞANMIŞTIR.
Yerel seçimin kendi mantığı içinde ADAYA YÖNELİK SEÇMEN TERCİHİ nedeniyle bölgesel kısmi bir başarı olsa bile SEÇMEN ALGISINI İYİ BİLEN BİRİ OLARAK bu yaklaşımın GENEL SEÇİMLERDE tam bir çözülme sebebi olacağını göreceğiz…
Diğer taraftan; Cemaat üzerine çok şeyler yazılıp çiziliyor; bunlardan beni en çok şaşırtan: BEN ZATEN BUNLARIN HAİN OLDUKLARINI (!) BİLİYORDUM? HAYATIMDA CEMAATE HİÇ SELAM VERMEDİM! Diyen halbuki azıcık arşiv karıştırdığınızda dün cemaate methiyeler dizenlerin aynı kişiler olduğunu görmektir.
Bürokratlar içinde bir yerlere gelmek için dün; MAKLUBE EDEBİYATI yapanların, OFİSLERİNİN EN BELİRGİN VİTRİNLERİNE KIRMIZI KİTAP KOYUP CEVŞEN ASANLARIN, hayatları boyu Milli Görüş geleneğiyle kavgalı olmalarını övünerek anlatıp bugün RAHMETLİ ERBAKAN’a medhiyyeler dizmelerine ne demeli…
Bir büyüğümün çocukluğumda güzel bir nasihatı vardı: Sanırım bu sözden her kesime bir pay çıkar: “VEFASIZ ve KAFASIZLARDAN UZAK DURMALI”…
Azizim, duygularıma tercüman olmuşsun, Oldukça samimi bir yazı olmuş. Yurdumuz ve dünya için hayırlı gelecek temennisiyle.