Mahalli idare seçimlerine üç aydan az bir süre kaldı. Adayların çoğu belli oldu. Pek yakında kıyasıya rekabet başlayacaktır.
Rabbim; bu seçimlerin ülkemize huzur ve hayırlar getirmesini nasip etsin. En iyi hizmetleri verecek olanları başarılı kılsın. Halkımıza en doğru kararı verecek basiret ve feraseti lütfetsin.
Bu seçimlere, bugüne kadar az rastlanan bir kargaşa ortamında girmekteyiz. Her taraf toz duman. Devamlı olarak beyin yıkama operasyonları sürdürülüyor. Gündem, hergün değişiyor. Medya, tarafgirlik konusunda maksimum bir gayret sarfediyor.
Görüyoruz ki; Sayın Başbakan, çok ciddi bir panik içindedir. Olayları istediği gibi yönlendirmek için her çareye başvurmaktadır. Türkiye’de hukuk düzeni kalmamıştır. Yargı, itibarsızlaştırılmaktadır. Belirli kesimlere yaranmak, sempati kazanmak için karara bağlanmış davaların bile yeniden görüşülmesi gibi akla mantığa uymayan çalışmalar yapılmaktadır. İşin başında, “Ergenekon savcısıyım” diyenler şimdi tam tersi beyanlarda bulunmakta, (Bence asker ile cemaati karşı karşıya getirmek için) kendilerini kandırılmış olarak ilan etmektedirler.
1- Ülke halkı, “bizden olanlar ve olmayanlar” diye ikiye bölünmüştür.
2-Diğer taraftan, teröre ve bölücülere her türlü tavizler verilmektedir. “Artık şehitler gelmiyor” reklamı ile ülkenin belirli bölgeleri teröre teslim edilmektedir. Hızla bir uçuruma, bölünmeye, iç kavgaya sürüklenmekteyiz. Askerin, polisin, yargının, emniyetin görev yapması engellenmektedir.
3- Karşıt olarak kabul edilenlere, her türlü baskılar yapılmaktadır. Fişlemeler devam etmektedir. Kıyımlar artan tempoda sürmektedir. Mesnedsiz suçlamalar, “paralel devlet” masalları, “Başbakana darbe” safsataları, zirveye ulaşmaktadır. Amaca ulaşmak için kanun ve Anayasa değişikliklerine gidilmektedir. Yargıya her türlü baskı ve müdahale yapılmaktadır. Taraftar olmayanlara her türlü haksızlık yapılmakta, altın madenleri kapatılmakta, Hakan Şükür’ün işine son verilmekte, gazeteciler atılmaktadır. Rüşvet- yolsuzluk-kayırma-torpil vb. suçların üstünü örtmek için her yola başvurulmakta, mağdur ve mazlum rolü sürdürülmektedir.
Bu tablo, mahalli idare seçimlerini, çok daha önemli hale getirmektedir. Zira, Sayın Başbakan’ın mutlaka uyarılmaya ihtiyacı vardır. Bunu en iyi yapacak olan da halkımızdır.
1-Halkımız; kendisinin, evlatlarının ve torunlarının geleceği; ülkenin selameti için; bu gidişe dur demelidir. Tek adam yönetimine, baskılara, anti-demokratik uygulamalara, kıyımlara, fişlemelere, terör ve bölücülüğe, Türk düşmanlığına, bizi herkesle kavgalı hale getiren dış politikalara, rüşvet, yolsuzluk, kayırma, torpil, israf düzenine; yatırıma dayanmayan ekonomik uygulamalara, ithalat çılgınlığına, görevlerin sadece yandaşlara peşkeş çekilmesine, fikir ve ifade hürriyetlerinin yok edilmesine, zenginleri ve yandaşları daha zengin, fakirleri daha fakir yapan bu sisteme, ABD ve İsrail bağımlılığına, (gösteriş amaçlı söylemlere ve davranışlara kanmayalım), mübarek dinimizin hoyratça ve pervasızca istismarına; karşı çıkmalıdır. Aksi halde; son pişmanlık fayda vermeyecek, vatan ve bağımsızlığımız, elden gidecektir.
2-Adayları iyi incelemeli ve mukayese etmeliyiz. Ekibi var mıdır, kaliteli midir? Sadece laf mı üretmektedir, yoksa ciddi proje demetine sahip midir? Politik ve ideolojik saplantılarla hareket edilmemelidir.
3-AKP’nin alternatifi yok, oyum boşa mı gidecek vb. fikirler de çok yanlıştır. Bu düşünce tarzı, bizi hep aynı çarpık düzene mahkûm kılar ve (ebediyen) alternatif çıkma şansını öldürür.
Mesela; MHP, BBP, DP, ANAP, hatta DSP tabanları, müşterek hareket edebilir ve ortaya ciddi bir alternatif çıkarabilirler. Böylece, varlıklarını, daha güçlü bir şekilde devam ettirme imkânı da bulurlar. Çok sayıda meclis üyesi ve başkana da sahip olabilirler.
4-“İktidarın adayı, daha fazla kaynak ve yatırım imkânı sağlar” fikri de yanlıştır. Önemli olan; projeler, vizyon, ekip, dürüstlük, verimlilik, tasarruf, şaibesiz ihaleler, gösterişten kaçınmak, fon ve nakit akımı tablolarını bilmek, işgücü planlaması, yolsuzlukların, rüşvetin, kayırmanın, aşırı istihdamın, israfın önlenmesidir.
Kaldı ki; 4-5 hafta önceki yazımda, İzmir’e Ankara’dan gelen paranın, son 10 yılda, 13 kat arttığını yazmıştım. Kaynak herkes için mevcuttur. Yeter ki, kullanmasını bilelim. Sevgili halkım; lütfen bu fırsatı kaçırma. Ülkemize sahip çık. Hak edenlere gerekli dersi ver.