-“La çavuşum, meydanda ayakgabı dağıtıyolarmış, sen almim mi?”
-“Yiğenim benim ayakgabıya ihtiyacım yok; içi dolar doluysa alurum anca..”——
-“Bu nası iştir goçum… Türk ordusunu içerü dıkarlerken ses çıkmadular, şimdi içerüden çıkarmak içün çare arilar g..v..tlar!”
-“….” Gülüşmeler
……..
-“İstikrar, istikrar dedük… La benüm marketün garşısuna marka marketler açtular, benüm 25 yıllık emeğim götün geri gitmeye başladı. İstikrar gıçıma gaçmaya başladu!..”
-“….” Baş sallayarak onaylamalar.
……..
-“Bizim işimiz askerlik, diğer mesleklere benzemez. İşimiz ölümle ilgili… Onun için askerlerimden emin olmam gerekir.”
-“….”
-“Yeri geldiğinde emir ölüme yürümek için emir alacağız, bizde emir vereceğiz… Emir verdiğimiz subay, astsubay, erler benim arkamdan ölmeye ve öldürmeye gelecekler…”
-“….”
-“Bu durumda emir verdiklerimden emin olmam gerekir. Bu durumda askerlik, ikinci bir iradeden emir almayı kaldırmaz!”
-“????”
-“Aldığımız emri biz askerler sorgulamayız artık. Biz sorgularsak maiyetimizde sorgular. Emir sorgulanırsa asker çözülür. Bir bölüğü, bir alayı kaybedebiliriz… Bir savaşı, ülkeyi kaybedebiliriz. Onun için askerlik mesleği emir komuta zinciri dışında ikinci bir iradenin emir komuta zincirine müdahalesini kabul edemez. Bu ihtimali bile göze alamaz. Diğer mesleklerin dışında, askerlik mesleği, kurunun yanında yaşın yanmasını rahatlıkla göze almak zorundadır…”
-“????”
-“Misal bir askeri harekat düzenlendiğinde, bu harekata karşı olan veya hoş gözle bakmayan bir tarikat şeyhinin, benim birliğimdeki bir müridi olan askere doğrudan veya dolaylı olarak “… Siz bu işe karışmayın, silah çekmeyin..” demesini düşünebiliyor musunuz? Bu asker ya bağlı olduğu tarikat şeyhini dinlerse…!!!???”
-“!!!!”
-“O zaman bu ordu nasıl savaşacak? Ben arkamdaki askeri birlikten nasıl emin olup, “Hücum!!!” komutu vereceğim???”
-“!!!!????”
-“Din, inanç için de olsa, bizim meslek iki başlılığı kaldırmaz! Bu yüzden ölecek askerlerin hesabını bu dünyada da, ahirette de komutan veremez…!!!”
………..
-“İyi de goçum, ha bu “paralel devlet” yeni mi çıktı. On senedür, çıkarları paralelüken eyi idü de şimdi mi çakışıyolar?”
-“Alamim la İsiğin (Hüseyin demek istiyor a.s.), iç ve dış mihraklar devletü garıştırmak itiyo..”
-“La Eğri emimim goca gafalısı (Eğri lakap), sen mihrak nedir bilin mi ki?.. Ben sağa diyom, hırsızlık, yolsuzluk gutularla yapıliyo, göremiy musun?!”
-“…..”
-“İşiğen gemlince anamazsın tabii…”
-“…..”
-“Hee.. Düşün, düşün… Dağıt la şu gağıtları… Köye dönicem, bi parti atalım da alim ifadenü..”
…..
-“Bak bir şey söyleyeyim, bir ilçe de belediye başkanı olabilmek için seçimin masrafı ne olur aday için?”
-“En az…”
-“En az üç milyon olur mu?”
-“Olur her halde…”
-“Az para değil, aday bu parayı karşılayacak sponsorlara ihtiyaç duyar… Seçilme şansı olan adaylara işadamları sponsor olur mu?”
-“Olur, her partide bu vardır..”
-“Siyaset böyle bir şey, iş çevreleri bu parayı boşuna mı verir?”
-“Yani siyasetin pratiğinde kayırma-kollama vardır?…”
-“Evet…”
-“İyi ya işte, benim demek istediğim bu… Siyasete ilkelerle girersin ama siyasetin pratiğine, reel siyasetin gereklerine göre davranırsın… Öyleyse siyasette “Allah-peygamber” söylemlerini “din-iman” sembol ve kavramlarını kullanmamak gerekiyor…”
-“….”
-“Bunları kullanırsan kısa vadeli siyasi kazanımların olur, ama dine de zarar verirsin uzun vadede… Benim söylemeye çalıştığım bu!”
…….
-“La uşşaklar! Ortalık toz duman! Dolar aldı başşını gidi… Ortalıkta para filean galmadı… Tüccarın faizi belli… Çek mek yok, olanında vadesi oniki ayı bulii.. Her şeye fetva viren Diyanet nerede durii!!!”
-“La ne dii gine bu muhalif Kör Sali’nin muhalefet Ziyhni!…” Kahkahalar…
…….. 08.01.2014