Biz bu Başkanların, hemen hemen hepsini tanıyıp, görüşmüş ve konuşmuşuzdur. .
Ancak, Ahmet Hamdi BOYACIOĞLU, Yekta Güngör ÖZDEN, Ahmet Necdet SEZER,
Mustafa BUMİN, Tülay TUĞCU, Haşim KILIÇ’ la biz ismen, cismen konuşmuş birlikte
çalışmalarımız olmuş, çok defa yıllar içinde yayılmış, birçok hukuk kongrelerinde, toplantılar
ında, dinleyici, konuşmacı ve tebliğ sunucusu olmuşuzdur. Yekta Güngör ÖZDEN’ in Ba
şkanlığında Anayasa Mahkemesinin yaptığı bir hafta süren etkinliklerde, Hatay’ da bizde bu
mahkeme heyetiyle birlikte bulunmuş ve konuşmacı olmuştuk. Bize de ödül sunulmuştu.
Bir zamanları Demokratik Barış Hareketinin aleyhine açıldığı kapatma davas
ında, bu partinin Genel Başkanı olarak, partiyi mahkeme huzurunda savunmuş, bin sayfayı a
şan ve 4 – 5 saati geçen savunmamızla 1 oy lehte farkla partimizin kapatılma davası red
edilmişti. O yıllardan beri partiler, sık sık Anayasa mahkemesince kapatılırken, bizim son
derece hummalı çalışmalarımız, Ülke hukukçularıyla birlikte, yabancı hukukçu, bilim adamları
ve siyasetçilerinin görüşlerini mahkeme huzuruna getirmemiz, onlara dair çok sayıda dosya,
doküman, kitap ve makaleleri Yüksek mahkemeye sunmamız ve bilimsel görüşleri açıklamam
ız nedeniyle, parti kapatılmaktan kurtulmuştu. Burada yeri gelmişken açıklamak isteriz.
Demokratik Barış Hareketi aleyhine açılan kapatılma davası, “parti programında bulunan
Diyanet İşleri Başkanlığının, devlet çarkı içerisinden çıkarılmasını istiyorduk. Yüz bini aşan
Diyanet personelinin devlet bütçesinden almış olduğu paranın iki katrilyonu çoktan aştığını,
bunun devlet bütçesine çok büyük yükler getirdiğini, Eski Türklerde itibaren Osmanlı
döneminde 600 yıl süren süre içinde, diyanetin ve onun hocası, imamı, hatibi ve tüm
personelinin fahri çalıştığını veya cemaatler, vakıflar marifetiyle ihtiyaçların giderildiğini ve
diyanete lazım gelen bir cümle cami, mescit ve ibadethanelerin bu kanallarla yapıldığını ve
devlet bütçesine yük olmadığını açıklamış ve bununda dinler arasında eşitliği ve adaletin
hakkaniyetin getirdiğini açıklamıştık. Neden Cumhuriyet döneminde de bu yol takip
edilmesin, neden diyanete dair hükümler Anayasanın içine konularak, bir nevi tartışma dışına
çıkarılsın bunu doğru bulmuyor ve onaylamıyoruz ve keza , “Devlet Çarkı İçinde Diyanetin
Bulunmasını Laiklikle Bağdaştıramıyoruz” demiştik.
Şimdi bu fikirlerimizin ve parti programında bulunan hükümlerin daha çok gündeme
geldiğini ve su yüzüne çıktığını görmekteyiz.
Sırası gelmişken küçük ve kısa bilgilerle bu parti hakkında açıklamalar yapmak
istiyoruz. Biz Demokratik Barış Hareketinin Genel Başkanlığını yaptığımız ve onu Genel
Başkan olarak temsil ettiğimiz yıllarda, Anadolu’ da çok sayıda toplantılar, kongreler,
mitingler ve basın toplantıları yapmıştık. Stadyumları ve meydanları, hele hele Ankara’ da ki
19 Mayıs Stadyumunda toplanan binlerce insan türbinleri değil, sahayı tıklım tıklım doldurmu
ştu. Ünlü spiker Tuna HUŞ ve Hüsniye ÇINAR ile birlikte, onbinlerce insana parti tanıtıl
ıyor, programı okunuyor, bildiriler, tebliğler açıklanırken gökte uçan uçaklar ve helikopterler
onbinlerin üzerine karanfiller yağdırmıştı. .Bu mitinglerden birini Balıkesir’ de yapmıştık. Bu
parti de kurucusu, örgütçüsü ve ilk Genel Başkanı Ali Haydar VEZİROĞLU ile çok say
ıda alevi babaları ve dedeleri ve Aleviler bulunuyordu. Ünlü sanatçı Arif SAĞ ve oğlu
Tolga ve bugünkü AKP Millet vekili Reha ÇAMUROĞLU’ na değin, Serpil AKILLIO
ĞLU ( TV. Yapımcısı) Hüsniye ÇINAR( Sunucu) Ayten ALAGÖZ( Sanatçı) Ekrem
ALTUN, Hıdır YILDIZ, Selahattin GÜLER, Doğan GÖK, Ali SARIGÜL, İbrahim
KURTULMAZ, Veli AYTAÇ gibi, eski parlamenterler, yazarlar, sanatçılar, hukukçular ve
gazetecilerin hâkim olduğu bir kadroyla çalışmalarını sürdürüyordu. Başlangıçta Alevilerin
çoğunlukta olduğu bu parti için, Alevi partisi deniliyordu. Parti aleyhine kapatma davası
açılınca ben ve yukarıda bir kısmını sayabildiğim arkadaşlarımız Genel Başkan, Genel Başkan
Yardımcısı, Merkez Yürütme Kurulu Üyeliklerine seçilerek Demokratik Barış Hareketinde
kalmış, kapatma davasını önlemek ve tesirsiz kılmak görevini üstlenmiştik. Ana Parti olarak
da, bizim dışımızda Barış Partisi kurulmuştu.