Haberi ilk duyduğumuzda Mart’ın başıydı kanımızı dondurmuştu.
Gencecik bir kız benzer yaşlardaki bir cani tarafından katledilmişti.
Şüphesiz hiçbirimiz olayın buraya kadar uzayacağını tahmin edememiştik.
Evet tüyler ürpertici bir cinayetti ama bu tarz olaylar daha öncede yaşanmış en çok bir kaç haftada unutulup gitmişti.
Ama bu kez öyle olmadı gerek Münevverin babasının, gerek reyting amaçlı dahi olsa medyanın ön planda tutmasıyla bu olay 7 aya yakındır sıcaklığını korudu.
Zanlının ailesinin zenginliği ve içimize her zaman dert olmuş olan “zenginler hep yırtar” psikolojisininde verdiği hırsla balık hafızalığıyla ünlü toplumumuz bu sefer unutmadı.
Hatta bir kaç gün bu olayla ilgili bir haber çıkmadığında muhakkak bir köşe yazarı veya haber programı çıkıp “ne oldu Münevver cinayeti” diyordu.
**
İşte böyle geçen ayların ardından Cem Garipoğlu yakalandı; daha doğrusu teslim oldu.
İlk açıklamalara göre hep İstanbul ve çevresindeymiş.
Peki bu durumda en alt kademeden en üst kademeye kadar televizyon kameraları karşısına geçip şov yapanlar ne ile övünüyorlar.
Onlara sorarsanız teslim olmaya zorlanmıştır.
Ancak herkes biliyor ki 18 yaşından küçük birini ülkeden çıkmadığı halde 7 ayda yakalayamamak skandaldır.
Merak ediyor insan o zamanda peki bu kadar kamuoyu baskısı olmasa ya da daha ilginci zanlı teslim olmasa daha ne kadar sürerdi.
**
Gerçi şimdilik sadece Emniyet Müdürü ve Vali demeç verdi.
Gerçi Vali’nin neden açıklama yaptığını anlayamadım; ortaokul vatandaşlık dersi kitabına tekrar bakmak lazım Vali’nin görevleri arasındakiler kısmına özellikle.
Tabi ki ilerleyen zamanda İç işleri Bakanından tutunda Başbakana kadar uzanan demeçlerde beklemiyor değilim.
Demedi demeyin burası Türkiye; burada gösteriş her şeydir.
Kendisi teslim olan bir zanlıya sanki operasyonla tepesine binilip, tam yurtdışına kaçacakken kıskıvrak yakalanmış muamelesi de yapılır.
Elbet herkes de bundan nemalanır.
Ancak bu takipte ki ve süreçte ki en büyük alkışım Süreyya Karabuluta’dır. Zira en büyük emeği o sarf etmiştir, bazen abartmış olsada direnmiş boğun eğmemiştir ortada kazanılmış bir psikolojik savaş varsa galibi bir tek odur.
**
Ve bu yazıyı okuyanlara tavsiyem;
Siz siz olun bir cinayete kurban gidecekseniz ailenizin arkanızdan ortalığı ayağa kaldırabileceğinden emin olun.
Mümkünse öldürülmeniz ilgi çekici bir halde olsun.
Ve eğer seçebiliyorsanız katilinizi varlıklısından seçin.
Yoksa maazallah adaleti beklerken mezarınızda dönedurursunuz.
Öldürülmenizin reyting değeri oluşmuyorsa bir günlük 3. sayfa haberinden ötesine geçmez hikayeniz.