6 Şubat gecesini asla unutmayacağım!
Üzüntümüz çok büyük. Karanlık gün olarak iz bıraktı. Gecenin bir yarısı Mersin’de 1 dakika sallanmak O an sadece ölümü göze alabilmek. Bugün beşinci günü. Mucizeler yaşanabiliyor. Enkaz altından çıkarılanları gördüğümüzde seviniyoruz. Bu felakette acılarımız ve duygularımız ortak. Yaralar elbirliği ile sarılacak.
Konuşulacak çok şey var. Kimin ne yaptığı değil bizim neler yaptığımız önemli. Birlik ve dayanışma zamanı. Şimdi seni beni bir kenara bırakma zamanı. Onun partisi benim partimi konuşmayacağız. Bunlardan nasıl ders çıkaracağız. Zamanı geldiğinde elbet hesabı sorulacak. Bunlara izin verenler, rant sahibi ve ahlaksız müteahhitler hepsi tek tek ifşa edilecek. Ne var ki sorunumuz neler yapılması gerektiğine ilişkin bilinmezlik değil, önlem alması gereken mercilerin harekete geçmemesi daha da kötüsü kentleşmenin dinamiklerini rant odaklı hareket etmelerine dayanıyor.
Felaketler Kaderimiz değil. Riskler tespit edilerek, bu risklerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması çalışmalarına öncelik vermek afet yönetiminin temelidir. Ülkemizde afet sonrası kriz yönetimi ile sınırlı kalıyor.
Ülkemizin karamsar tablosu ağır. Yüksek binalara girmek istemeyenler çok. Hava çok soğuk. İmece kültürüyle herkes birilerine dokunmak ve yardım etme çabası içinde.107.Saatte Sude’nin kurtuluşu bir umut. Yeni bir hayat yeni bir gelecek için. Umut varsa gelecek var.
17 Ağustos depreminde çekilen acılar ve yaşanmış kayıplardan sonra hep ders olur diye umut ettik. Yer bilimciler, Jeofizik uzmanları ortak kelimelerde birleşiyorlar. Deprem buraya vurmaz dememek lazım. Mezitli’de acil toplanma yerleri için Akut ile birlikte çalışma başlattığımızda “Mersin deprem bölgesi değil” niye bu kadar çabalıyorsunuz diyenler oldu. Şu yanıtı vermiştim. Evlerimizi arabalarımızı her şeye rağmen sigortalarını yaptırıyoruz. Olma ihtimaline karşı tedbir alıyoruz. Bize düşen tedbir almaktı. Bu kafayla düşünenler şimdi kendilerini binlerce kez sorgulamaları gerekiyor.
Merkezi ve yerel yöneticiler yaşanan felaketlerin sorumluluklarından kaçmamalıdır.
İnşaat Mühendisleri Odası olarak, bilimi ve mühendisliği yok sayan anlayışın can ve mal güvenliğimizi tehdit ettiğini bir kez daha ve yapı denetimden kentsel altyapıya kadar her alanda, bilimsel ve mesleki gerekleri yerine getirmeye çağırıyoruz.