Azeriler için 20 Yanvar yani 20 Ocak tarihi bir şey ifade eder.
Benim için ise iki şey ifade ediyor.
Birincisi Azeri kardeşlerimizin bu tarihte Sovyet Tanklarına ve mezalimine karşı direnişleri,ikincisi ise can dostum Rafik Guliyev’in vefatı.
Rafik Quliyev’in oğlu Sarvan (ki koyu Fenerlidir) bundan iki gün önce bana “atası ile alakalı bir biyografi kitabı yayınlanacağını ve bu kitapta da bir yazımla beni görmek istediklerini” ifade eden bir mail gönderdi.
Uzun zamandır düşündüğüm ama bir türlü elimin varmadığı bu konu beni harekete geçirdi. Şimdi onun üzerinde çalışmaya başladım.
Bundan yıllarca önce yine Azeri Bestekar Hürmetli Ruhangiz Kasımova ile alakalı bloğumda yayınladığım yazımın sonunda “tarihin ve dolayısıyla toplumların hafızası vardır.Ve tarih her an her şeye gebedir.Liderlerin görevi liderlik ettikleri toplumları o güne o ana hazırlamaktır.” Demiştim.
Nitekim onlarca yıl sonra karşılaşığımızda “yıllarca önce terk edilmiş diyarlarda bıraktığımız kardeş torunlarına yeniden kavuşmanın garip bir sevici ve bir o kadar hüznün” olması bundan olsa gerek.
Ve elbette bu duygular karşılıklı idi. Hissediyordum ki ; Bu duyguların benzerlerini de Azeri kardeşlerimiz hissediyordu.
Birileri şunları söyleyebilirler: Bizler gittiğimizde ya da karşılaştığımızda bu duyguları hissedemedik ya da hissetmediler.
Bizler o zaman iç muhasebe yapıp fikirleştiğimizde (ki bu terim Azerilere aittir) bir yerlerde yanlış yeptığımızı, nefsimizin hissiyatımızdan önce geldiğini görürüz.
20 Yanvar hadiselerini burada anlatmam gerekmiyor. Bu hadiselerle alakalı birçok yerde çok daha fazlasını bulabiliriz.
Ben Rafik Guliyev’den de bahsetmeyeceğim. Zira kısa cümleler tarife yetmez ve hem de konumla doğrudan alakalı değil.
Ancak,
Şunları da belitmem boynumun borcudur,
Önemli olanın doğru zamanda, doğru yerde ve doğru kişilerle alaka sakladığınızda (ki bu da Azeri deyimidir) bir milletin genel karekterini ve sizin için ne ifade etmesi gerektiğini öğrenmiş olursunuz. Ve o zaman bir takım olumsuzlukları hayatın olağan seyri olarak kabullenirsiniz.
Rafik muallim bana bunu öğretti. Ona minnettarım.Bir konuda ezile-büzüle bana yardımcı olmasını istediğimde “ben emi değilmiyim?” Sözünü bu zamanda hangi emi can-ı yürekten söyler?
Onu çok özlüyorum. Allah rahmetini esirgemesin.