Dünyanın gidişatına duyarsız değiliz. Yalnız üzücü durumla karşılaşırsak kaygımıza da sağırlaşmadık.
İçimizdeki endişeleri dile getirmek adına, gerekli mercilere hukuk ve demokrasi fişeğini yakıyoruz. Kızılderililerin, ateş dumanıyla bizi anlayın mesajı gibi.
İşaret fişeğiyle toplumsal yaraları dile getirmek erdem kabul edilmektedir. Fakat uygulamada işaret fişeği, kanyonda havai fişek hâline getirilmiştir. İşaret fişeğini atacak, Atatürk gibi dünya lideri olması gerekir.
Günümüzde küresel güçler, “Tek Dünya Devleti” arzusuyla ülkelere kendi adamlarını seçtirirken, diktatör yapıp sonra silerken ve ülkeleri bombalarken acaba işaret fişeği atmayı düşünüyorlar mı?
Ülkelerin milli servetleri ellerinden alınırken, karşı duranlar öldürülmektedir. Yaşanan acılara duyulan nefrete rağmen, ortaya konan bir eylem, var mıdır? Böyle bir durumda Ülkelere yapılan yardım ve en azından yanında olmak gerçekleşmiş midir?
Dünyada bir Arap baharı yaşanmıştır. Irak, Libya, Yemen ve Mali devletlerindeki olaylardan bahseden var mı? Uluslararası güçleri kınayan var mı?
Irak diktatörünün arkasına sığınıp yaptıklarını meşru gösteren cani teşkilatlar için ne yapılabildi. Saddam’ı öldürdüler. Irağa cumhuriyet, özgürlük mü geldi. Irak’ta milyonlarca insan öldü, kadınlara tecavüz edildi. Dünya insan hakları ilan edildi.
Mali ‘de milyonlarca Müslüman öldürüldü, ağzını açan var mı?
Hak, hukuk, adalet ve cumhuriyet için işaret fişeğini ateşleyen var mı?
Kocatepe’de Atatürk işaret fişeğini ateşledi. İngiliz’i ve Yunan’ı Ege’nin dalgaları arasına döktü. Onlar bizden Kızılderili ateşi bekliyorlardı.
Vatanın kurtuluşu, cumhuriyetin ilanıyla dünyaya işaretimizi verdik.
Bugün tarım, doğal kaynaklar, sahiller, orman ve akar suların milli servet olarak korunması için işaret fişeğine ihtiyaç duyuyoruz. Öyle işaret fişeği ki, altın aradık; İzmir, Gümüşhane, Fatsa, Ünye ve Kaz dağlarında çıkarılan veya çıkarılmak üzere olandan bahseden yok.
Denizlerimizde bulduğumuz doğal gazın adı sanı kalmadı.
Adam eve gelmiş, hanımı yok. Sonra aklına gelmiş, hafta sonu beraber kendine beğendiği kabanı almaya gitmiş ona bir sürpriz yapacak diye. Biraz sonra pencereden bakmış hanımı geliyor ve elinde paket, adam hemen montunu çıkartmış parçalamış atmış. Artık kimse beni montumdan tanımayacak, demiş. Hanımı kapıdan içeri girmiş ve beyinin heyecanlı bekleyişini görünce, elindeki paketi kendine aldığını söylemiş.
Doğal gaz bulundu iliklerime kadar ısınayım diye, doğal gazı köyde çalı yakarsın gibi yaktım. Sonuç ne mi oldu. İliklerime kadar emekli maaşımı gaza verdim.
Hak, hukuk, adalet ve cumhuriyet gibi insan haklarını sindirmek, İstanbul sözleşmesini benimsemek herkesin başaracağı bir işaret fişeği değildir.
Hasan TANRIVERDİ