Sevgili okurlarım, bundan 105 yıl önce 16 Mayıs 1919 tarihinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk İstanbul’dan hareketle, 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a ayak basmıştı. Yani o gün karanlığa gömülmüş olan ülkemizin aydınlığa çıkması için, ilk yaptığı icraatı Amasya’ya çağırmış olduğu üst düzey komutanlarla birlikte, Milli mücadelenin ilk planlarını yapmış oldu!..
Sevgili okurlarım, Osmanlı Devleti 28 Temmuz 1919 tarihinde Almanya’nın yanında birinci dünya savaşına girmiş bulundu. Ne var ki girmiş olduğu bu savaş 11 Kasım 1918’de yenilgiyle sonuçlandı. Bu yenilgi sonrasında, imzalanan Mondros ve daha sonra Sevr antlaşmaları sonucunda, bağımsızlığımız tehlikeye girmiş oldu. Uç kıtadaki topraklarımızı kayıp ettiğimiz gibi, Anadolu’ muzunda dört bir yanı işgal edildi. Bu işgaller yetmemiş gibi, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde çeteler halka zulüm etmeye başladı. Çıkarılan bu isyanları bertaraf etmek üzere, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, görevlendirilmiş oldu. Bu görev üzerine, 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan, deniz yoluyla hareket ederek, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basmış oldu. Ulusumuzun birliğinin tehlikeye düştüğünü çok iyi bilen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu görevlendirmeği fırsat sayarak, Osmanlı İmparatorluğundan geriye kalan topraklarda, yeni bir Türk Devletinin kurulması yönünde çalışmalarını başlatmış oldu. Bu düşüncesini hayata geçmek maksadıyla, mülkü ve idari makamlara Amasya tamimiyle “Misak-i Milli Yemin” genelgesini göndererek, neler yapmak istediğini bildirdi. Bu bildiri sonucunda, gerekli hazırlıkların yapılmasına başlandı. İlk olarak Erzurum’da bulunan doğu cephesi Baş Komutan Kâzım Karabekir Paşa ve kuvvet komutanlarıyla bir araya gelerek, 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında, Erzurum Kongresini yapmış oldu. Bu kongrede alınmış olan kararda, işgale uğrayan Anadolu topraklarını kurtarmak ve Türk Milletinin bağımsızlığını sağlamaktı. Amacı böyle olunca da, savaşmaktan başka çarenin kalmadığını, karar altına aldırmış oldu. Erzurum Kongresinde alınan bu kararın gerçekleşmesi için, ikinci bir kongrenin Sivas’ta yapılması yönünde harekete geçti. İllere göndermiş olduğu genelgesinde, belirlenen süre içinde, bir il temsilcisi seçmelerini ve seçilen temsilcinin Sivas’a gönderilmesini istedi. Böylece Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu duyurusu sonucunda, illerden seçilip gelen 38 temsilciyle 4 Eylül 1919 – 11 Eylül 1919 tarihleri arasında Sivas Kongresini, gerçekleştirilmiş oldu. Bu kongrede Milli Kurtuluş Savaşının başlatılması için Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmasının şart olduğunu da, karar altına aldırmış bulundu. Bu kongrede, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri birleştirilerek, tek bir dernek altına alındı. 27 Aralık 1919 tarihinde, Sivas Kongresine gelen temsilcilerle birlikte Ankara’ya gelerek, İstanbul’dan gelen vekillerle birlikte, 23 Nisan 1920 tarihinde, Ankara’da savaşı yönetecek olan Türkiye Büyük Millet Meclisini açmış bulundular. Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmasıyla, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı yanında, Baş Komutan olarak da görevlendirilmiş oldu.
Sevgili okurlarım, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ilk işi olarak, düzenli bir orduya geçişi sağlamak ve ordunun finansmanı karşılamak için de Tekâlif-i Milliye Kanunu çıkartarak, halktan bazı vergilerin alınmasını sağladı. O şartlar altında asker olmak istemeyen ve vergi vermekten kaçınanlar hakkında da gerekli işlemin yapılması için, İstiklal Mahkemesini kurdurdu. Anadolu halkı, yıllarca hastalıkla, yoksullukla, cehaletle ve bitip tükenmeyen savaşlarla yaşayan olmuşlardı. Böyle bir yaşam içinde olmalarına rağmen, onlar için Türk Milleti Adına, Milli Kurtuluş Savaşı umut olmuştu. Türkiye Büyük Millet Meclisinde alınan kararlar sonucunda, kadın, erkek, yaşlı, genç yekvücut olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e koşarak, cephede yerlerini aldılar. İşte bu vatan sevgisi sonucunda özgürlük ateşi, Kurtuluş Savaş’ının başarılı olmasını sağlamış oldu. Bağımsızlığımızın kazanılması ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhur Başkanı olması sonucunda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihte yerini almış oldu. Türk Milleti olarak her yıl olduğu gibi, bu yılda 19 Mayıs gününü, Türkiye Cumhuriyetinin varlığını düşünerek, ona sahip çıkarak kutlamalıyız.
Sevgili okurlarım, bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlerimize emanet etmiş olduğu bu büyük bayramı kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşlarına, vatan için canını feda eden şehitlerimiz ve gazilerimizin aziz hatırası önünde, saygıyla eğiliyorum.
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar