Amerika içeriden darbeler, dışarıdan, kuzey Suriye’den, PYD ile saldırırken, iktidar diyor ki vatan savunmasındayız. Kurtuluş Savaşındayız.
Doğru.
Vatan savunması, askeri okulları kapatarak, askerin yetkilerini ve olanaklarını sınırlayarak olmaz.
Sadece yetkilerini değil ordunun imkânlarını sınırlayarak vatan savunması hiç olmaz.
Kurtuluş savaşında, halkın tüm imkânları orduya aktarılmıştı. İki öküzü olandan bir öküzü, her evden bir çorap ve eldiven, nal geliyordu.
Şimdilerde ülkemiz vatan savunmasındadır diyoruz. Diyorsunuz.
Rantçılar, ordunun arazilerine, Mustafa Kemal’in mirasına, AOÇ’ye, TRT’ye, nerede milletin bir malı mülkü arazisi varsa saldırıyorlar.
Memleketin a..sına koyanlara gene gün doğdu. Ülkemiz emperyalistlerle böyle mi savaşacak?
Birileri memleketin mallarını talan ederken, birileri memleket için canlarını verecek!
Mehmetçiğin ve halkın kanı üzerinden mülk edinme…
Vatan malını satarak vatan savunması yapılamaz.
Küreselleşme denilen ekonomik saldırının, emperyalist bir saldırı olduğunu hala anlamadık mı?
Hem “üst akıl’a” karşı bir savunma içinde olduğunuzu, her gün ifade edeceksiniz, ertesi gün, çok uluslu şirketlerin ana talebi olan ulus devleti yok edecek işler yapacaksınız.
Darbeyi, özelleştirmelerle Türkiye’yi talan edenler önlemedi. Halk önledi.
Hiç istemeyiz ama dünya yeni bir savaşın arifesindedir. Ülkeyi savunmak için düzenli ve imkânları yüksek olan bir orduya ihtiyacımız var.
Darbeye karşı savaş, emperyalizme karşı savaşın sadece bir parçasıdır. Her gün darbeyle yatar kalkarsak, darbe karşıtlığını birileri fırsata dönüştürmeye kalkarsa, darbe gerekçesiyle her gün ordumuza saldırırsak evin yolunu nasıl bulacağız?
Sizin üst akıl deyip, bir türlü emperyalizm diyemediğiniz ABD saldırıları, artık iddia değil, somut gerçektir.
Her şey ete kemiğe büründü. Kırmızıçizgimiz Membiç, artık PKK’niın ve CIA’nın elindedir. Savaşın ayak sesleri artık, kırk km uzaktaki Membiç’ten geliyor.
Ekonomi bir plan program işidir.
Üretim planı olmayan, rant ve ithalata dayanan ekonomi uzun ömürlü olmaz. Borçtan başka bir şey yaratmaz.
Üretimi planlamak yerine, rantı planlamak; sadece rantçıyı memnun eder.
Türkiye şimdi borçlar ve siyasal istikrarsızlıklar nedeni ile zor durumdadır.
Özelleştirmeler ile halkın devletin mallarını yağmalayanlar, ülke böyle zor durumdayken, ellerini taşın altına koyuyorlar mı? Yoksa II. Dünya Savaşında olduğu gibi, Fransız zenginlerinin Alman işgal ordularıyla yaptığı işbirliğini mi yapıyorlar?
Memleketi yönetenler, halkın malını gözleri gibi kollamak mecburiyetindedirler.
Özelleştirme ve rantçılık çözüm değil, çözümsüzlüktür. Çözüm planlama ve üretimdir.
Örnek mi istiyorsunuz? Çin üreterek, rantı boğarak, ABD’yı yıkmadan beter etti.
Bülent Esinoğlu
ulusalkanal.com.tr