Bence girelim… Girdik bile!…
Söyleyip geçmesi kolay da, hiç şöyle bir gözünüzün önüne getirdiniz mi 128 milyar dolardan oluşan kocaman bir dağı? Ve o dağın azametini? Sığdı mı hafızanıza?
Hangi ambara, depoya kasaya sığar ki bunca para?
100’lük banknot dolara çevrilse, kaç bin kamyon taşır ki 128 milyar doları?
Dile kolay!.. 128 000 000 000 dolar.
Miktar olarak Türkiye’nin yıllık bütçesine denk mübarek!…
Kaç boğaz köprüsü eder ki bu para? Kaç hava alanı, kaç bin kilometre metro?
Kaç milyon kişiye kaç ay asgari ücret olur ki?
Yere göğe sığar değil. Ama sığmış!.. Alsan alınmaz, satsan atılmaz ama satılmış!. Satacak olsan alacak para bulunmaz ama bulunmuş… Çalsan; taşınmaz ama taşınmış!…Kayıp!…
Nerede 128 milyar dolar sorusu bir türlü cevap bulmuyor?
“Olamaz!” diyorsunuz, “olmuş”unu görüyorsunuz!.
“Minare mi bu; kılıf bulunsun!?” diyorsunuz, bulunmuşunu görüyorsunuz.
Cahil ya da okumuş… Ne de kolay dökülüveriyor ağzımızdan? 128 milyar dolar….
Oysa bir de rakamla ifade et de say bakalım kuyruktaki sıfırları.
Bir de Türk Lirasına çevir, bir daha bak rakamın azametine:
8 X 128.000.000.000 = 1 024 000 000 000
İyi ki vakti zamanında 6 sıfır atmışız da rakamın kuyruğu kısalmış!…
Ya atılmamış olsaydı…? 1.024.000.000.000.000.000?…
Ne de kolay çıkıveriyor ağzımızdan 128 milyar dolar?
Hadi, bir babayiğit çıksın da, bir de 6 sıfır atılmadan okusun bu sırlarla dolu kuyruğu, milyona, milyara, trilyona katrilyona sığdırıp!…
Para hesabı değil de, sanki uzay hesabı mübarek!…
(Bir virgül sıfıryirmidört çarpı on üzeri onsekiz)
83 milyonun hadi %50+1’i rakamla ifadesini açsın yiğitse bu üstlü sayının!…
Ama ayni %50+1 bu ülkede cumhurbaşkanı seçiyor…
İşte – ne halt ise bu rakamın yazıyla teyidi- o para kayıp!…
*
Biraz daha açalım mı; “128 milyar dolar nerede?” sorusuna sığmayan paranın azametini?
Farzı misal; “İtibardan tasarruf olmaz” diyerek her yılbaşında BİR’ER MİLYAR DOLAR büyük ikramiye verelim desek, hiç düşündünüz mü; kaç yıl sürdürebiliriz bu işi?
Tam 128 yıl kesintisiz!… İşte o zaman övünürüz “Dünya Lideri” olmakla!…
Hele bir de “azıcık tasarruf” der de, ikramiye TL üzerinden BİR MİLYAR olsun dersek, tam 1024 yılda ancak biter bunca para!… Yani; 10 +çeyrek asır!…
*
Harcama üzerinden değil de, “biriktirim” üzerinden bakalım mı 128 milyar dolara, bir de?…
Farzı misal; Büyüüüük, çook büyük adamsınız, zengin mi zengin!…
Diyorsunuz ki; “128 milyar doları yerine koyayım da, her Allah’ın günü 128 MİLYAR DOLAR NEREDE diye sorup duranların şom ağzını kapatayım!..”
Yaptınız hesabınızı, dediniz ki; “BEN VARIM YA BEN, HER GÜN 100 MİLYON DOLAR BİR KENARA ATARIM – ÇOK SÜRMEZ ŞOM AĞIZLARI DA tez sürede KAPATIRIM!”
Evdeki hesabı, haydi uydurun pazara!…
GEREKEN ZAMAN TAM 350 YIL!…
*
Tüh!… Geç mi kalmışsınız?
Günümüzün “128 milyar dolar nerede?” kavgasını önlemek istiyor idiyseniz 6 yaşında tahta çıkan- Atanız- 19. padişah IV MEHMET zamanında başlamalıydınız ki, günde 100 milyon dolar biriktirmeye; bu gün 128 milyar dolarınız olsundu!…
Ne var ki, burada da tutmayacaktı hesap, zira dolar’ın kullanıma çıkmasına daha tam 121 yıl vardı. (Doların kullanıma girmesi 2 Nisan 1792)
DEMEM O Kİ; Aslolan mevcudun korunması adına vaktinde sahip çıkılmasıydı!…
*
Farzedin ki bulundu 128 milyarın nereye gittiği?… Yerine konabilecek mi geri?
Yoksa yine; “Atı alan Üsküdar’ı geçti!” mi olacak…
Ya da; Sağlık Bakanı’nın dediği gibi “Bunları konuşmanın kimseye faydası yok!” deyip kapatalım mı çenemizi?
YA “FARELERE” HEPTEN YOL OLURSA!…
İşte tam da korkumuz bu!… Hesap sormazlığın diğer adı cesarete kapı aralamak değil midir?
Yurtdışına adam gider, adam kayıp,,,
Hibe giden atlar kayıp!…
Hibe gelen aşı kayıp!…
Seçim olur mühür kayıp…
Suç işlenir yasa kayıp!…
FETÖ’nün ortakları kayıp…
Ergenekon’un savcıları-hakimleri kayıp…
Söylemesi ayıp damat kayıp!…
Bari 128 milyar doların izi bulunaydı!…
*
Hey yasa!… Geldinse üç kere vur!… TAK!… TAK!… TAK!…