Dünya neden çok kutupluluğa mecbur kaldı, önce bunu anlamak gerekiyor. Belki de, II. Dünya Savaşından sonra yaşadıklarımız, bize bunun zorunlu olduğunu gösterdi, demek daha doğru olur.
Sovyetler Birliğinin yıkılmasından sonra, dünya halkları tek kutuplu dünyanın ne demek olduğunu anladılar.
1980’li yıllarda, Küreselleşme diye ortaya çıkan Amerika, kendinin yönettiği bir dünya sistemi planladı.
Çin’in savaştan kaçan, barışı satın alan siyasetleri ve Rusya’nın Komünizmden sonra içine düştüğü zor durum, Amerika’ya tüm dünyada, Küreselleşme saldırısını yürütme olanağını vermişti.
Amerika, Doların dünya parası olması sayesinde kazandığı gücü silaha dönüştürüyor. Elde edilen silah doların arkasında duruyor. Arkasında silah olan dolar, yeniden silahlanmaya gidiyor.
Silahın yarattığı dolar, doların yarattığı silah, yani şiddet, Amerikan hükümranlığını Küreselleşme aşamasına getiriyor.
Hükümetler kuruyor, hükümetler yıkıyor, ülkeler işgal ediyor, milyonları katlediyor ve yoluna devam ediyordu.
İstediği kadar dolar basıyor. Bastığı dolarları, diğer ülkelerde kullanımını silah zoru ile icbar ediyordu.
Tek kutuplu Amerikan dünyası; ürün dünyanın neresinde üretilirse üretilsin, bu ürüne karşılık gelen paranın(doların) Amerikan Merkez Bankasında basılması anlamındaydı.
Daha açık ifade edersek; ürün tüm dünyadan, buna karşılık gelen ve bedeli bir mürekkep, bir kâğıttan ibaret olan dolar FED’den.
Dolar-silah, silah-dolar sistemine başka ifade eklersek, şiddete dayalı dolar sistemi, yani Amerikan finans sitemi artık çok zordadır.
Şiddete dayalı dolar sistemi ya da finans siteminin çökmesinin birçok nedeni var. Amerika silahtan başka bir şey üretemez oldu.
Üretim tamamen Asya’ya geçti. Üreten Asya, teknoloji de üretir oldu. Asya da silahlandı.
Rusya Çin ittifakı silahlanmada da kendini göstermeye başladı. Amerika nükleer savaşın dışında bir savaş yapamaz hale geldi. Zaten nükleer savaşı da göze alırsa, bu kez savaş Amerikan topraklarında olacağı için, onu da göze alması imkânsız görünüyor.
Ve çok kutuplu dünya hızla gelişiyor.
Türkiye’nin Amerikan hegemonyasından çıkabilmesi gelişen bu çok kutuplu dünyada yerini almasına bağlıdır.
Bölge ülkeleri ile ticaret yapabilmemiz, Amerikan hegemonyasının dışında kalmamız ile mümkündür.
Önümüzde Suriye engeli var. Eğer Erdoğan, Esad gitsin siyasetinde ısrar etmeye devam ederse, Amerikan hegemonyasında kalmaya bir süre daha devam ederiz.
Rusya ile iyi ilişkilerin birinci şartı Suriye’de istikrarın sağlanmasıdır. Artık Esad ısrarının Türkiye’ye hiçbir faydası yoktur. Zararı vardır.
Suriye’nin bölünmesi Türkiye’nin bölünmesidir.
İçeride Amerika seni düşürmek için projeler, darbeler üretirken Esad ile uğraşmak artık bir lükstür.
Türkiye’nin çıkarları komşularıyla iyi geçinmektir. Şimdi Suriye devletinin başında Esad vardır. Suriye ile iş yapacaksak, içeride Amerikan darbelerine karşı duracaksak, Artık ABD’nin söylemlerini bir tarafa bırakmak gerek.
Unutma ki, Amerika’nın bölgemizde ve ülkemizde yapacağı daha çok melun iş var.
Bülent Esinoğlu
ulusalkanal.com.tr