Sayın Başbakan, medyayı eleştirirken, çok ağır deyimler kullanmakta hiçbir sakınca görmedi.
Hatta batının ilmini, sanatını almadığımızı, onların ahlaksızlıklarını aldığımızı vurgulayarak, gazetelerde çıplak kadın fotoğraflarının yayınlandığını ve bunlara da ses çıkarmayarak, ne kadar demokrat bir yönetim sergilediklerinin de altını çizdi.
Allah bin kere razı olsun!..
Bütün medyayı da aynı kefeye koydu ya…
Eh, bu yüce milletin başında başbakan sıfatıyla oturan bir kişinin, ayrım dahi yapmadan, tüm medyayı aynı kefeye koyma gafleti ve dalaleti karşısında, bizler de yine efendiliğimizi bozmadan, kendisinin döneminde ülke insanının nereden nereye geldiğini bir iki örnekle verelim istedim.
Gerek AB uyum yasaları çerçevesinde olsun, gerekse hukuk nosyonumuzu yenileştirme çerçevesinde olsun, Meclis’ten yasalarak geçen tüm yasalar acaba bizlerin yani Türklerin yaşam standardına, hayat felsefesine, gelenek, görenek, örf ve adetlerine uyuyor mu?
Bu yasaların ne kadarı bizlere uyumlu hale getirildi peki? Hep uyum yasaları uyum yasaları denildi de, bizler AB’nin kriterlerine uymaya çaba harcadık. Hem de boş yere… Olmayacak duaya amin diyerek.
Sakın ha, bu yasaların bizlerde olmadığını istemediğim sanılmasın. Tabii ki herkesten çok istiyorum. Fakat, önce kültür düzeyimizle o bilince ulaşıp, bu yasaların toplumumuza en kısa zaman içerisinde hazmettirilerek, uydurulması düşüncesindeyim.
Alın bakın, kaç yasa bize uyuyor!.. Yoksa üzerimizde emanet kıyafet gibi mi duruyor?
En son, iktidar tarafından allanıp pullanıp, bir devrim gibi, bir reform gibi oluşturulan yeni Sosyal Güvenlik Yasası’na bakın… Bu yasanın gerçekleşmesi ile birlikte, Türkiye’de emekli olma ihtimali dahi ortadan kaldırılıyor.
Bu kadar açık ve net!..
Günlerdir, medyada bu yasa tartışılıp duruyor. Emekliliğin de, sosyal yaşamın da, hatta ve hatta sağlıklı yaşamın da ortadan kaldırılacağının alenen yer aldığı böyle bir yasa, acaba birebir Avrupa’dan mı alındı?
Hadi medya Avrupa’nın ilmini ve sanatını alamadı, bununla suçlanıyor, peki iktidar neden bunları alıp da, bizlere uygulamıyor?
Türk insanı, Avrupa insanının yaşam biçimini hak etmediği için mi böyle bir yasa Meclis’ten geçirilmeye çalışılıyor yoksa?
Nerede kaldı insanlarımızın devlet hizmetlerinden eşit şekilde yararlanma hükmü?
Bu yasanın yasalaşması ile birlikte parası olanlar sağlık hizmeti alacak, olmayanlar ise ölecek!.. Kısacası böyle denilmek istenmiyor mu?
Sağlık hizmetini yeterince alanlar, kısmet olursa emekliliklerini görebilecek, alamayanlar ise emekli olma hayali ile öbür tarafa göç edecek!..
Zaten ülke insanımızın yaş ortalamasının 65 ile 67 seviyesinde seyrettiği günümüzde, bir de sağlık hizmeti alamaması nedeniyle, bu yaş ortalaması yoksa 60’ın altına mı çekilmek isteniyor?
Öyle ya, böyle bir kriter gerçekleştiğinde de, hiç kimse emekli olamayacak ve doğal olarak da devlet emekli maaşı ödeme yükümlülüğünden kurtulmuş olacak. İstenen belki de böyle bir yaşam tarzı…
Yıllar yılı sosyal güvenlik yasaları ile oynayan, 35 yaşında süper emeklilik diye durumlar icat edenlerin ceremesini bu millet çekmek zorunda mı?
Evet, belki ülkemizde çok çarpık bir sosyal güvenlik uygulaması söz konusu, ama bunun günahı siyasilerin mi, yoksa bizim mi?
Gelişmiş ülkelerde bir emeklinin maaşı 3-5 çalışan tarafından karşılanırken, ülkemizde neredeyse birebir kuralı geçerli. İyi de, bunu sosyal güvenliği bir türlü bu ülkede gerçekleştiremeyen, kayıt dışı ekonomiyi böylesine serbest bırakan devlet anlayışının hiç mi kabahati yok…
Bir millet ancak böyle cezalandırılabilinir…